Tarihte bugün: 20 mart
20 Mart, 2006 02:01:00 (TSİ)
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sir Isaac Newton'da manik depresif bozukluk vardı
İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, filozof ve simyacı Isaac Newton, 1727 yılında yaşamını yitirdi.
25 aralık 1642'de doğan Sir Isaac Newton'ın tarihteki en etkileyici bilim adamı olduğu düşünülür. Bilim devrimi ve bilimsel metod, onun adıyla anılır.
Bir çiftçi olan babası Newton doğmadan üç ay önce öldü. Daha küçük yaştayken annesi de başka bir adamla evlenip bulundukları bölgeden taşınınca anneannesi tarafından büyütüldü.
12 yaşında Grantham'daki King's School'a yazıldı. 1661'de Trinity Colleg'a girdi. Nisan 1665'te bu okuldan lisans derecesi aldı. Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı.
Salgından korunma amacıyla annesinin çiftliğine sığınan Newton, burada geçirdiği iki yıl boyunca en önemli buluşlarını gerçekleştirdi.
1667'de Trinity College'a öğretim üyesi olarak döndüğünde diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmış, beyaz ışığın renkli bileşenlerine ayrıştırılabileceğini saptamış ve cisimlerin birbirlerini, uzaklıklarının karesi ile ters orantılı olarak çektikleri sonucuna ulaşmıştı.
Çekingenliği yüzünden, her biri bilimde devrim yaratacak nitelikteki bu buluşların çoğunu uzun yıllar sonra (örneğin türev ve integral hesabı 38 yıl sonra) yayımlamıştır.
Lisansüstü çalışmasını ertesi yıl tamamladı ve henüz 27 yaşındayken Cambridge Üniversitesi'nde matematik profesörlüğüne getirildi. 1671'de ilk aynalı teleskobu gerçekleştirdi, ertesi yıl Royal Society üyeliğine seçildi.
Royal Society'ye sunduğu renk olgusuna ilişkin bildirisinin eleştirilere hedef olması, özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi üzerine tümüyle içine kapanarak, bilim dünyasıyla ilişkisini kesti.
1675'de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı. Hooke, Newton'ın makalelerindeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton'un bunlara sahip çıktığını öne sürdü.
Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678'de ruhsal bunalıma girdi. Ancak yakın dostu, astronom ve matematikçi Edmond Halley'in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü.
Cambridge Üniversitesi'nde Katolikliği yaygınlaştırma ve egemen kılma çabalarına karşı başlatılan direniş hareketine öncülük eden Newton, kral düşürüldükten sonra 1689'da üniversitenin parlamentodaki temsilciliğine seçildi.
1693'de yeniden ruhsal bunalıma girdi ve yakın dostları Samuel Pepys ve John Locke ile arası bozuldu. İki yıllık dinlenme döneminden sonra sağlığına yeniden kavuştuysa da bundan sonraki yaşamında bilimsel çalışmaya eskisi gibi ilgi duymadı.
Daha sonra 1699'da Fransız Bilimler Akademisi'nin yabancı üyeliğine, 1703'de Royal Society'nin başkanlığına seçildi.
Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açılımını veren genel iki terimli teoremini buldu.
Bilime en büyük katkısı ise mekanik alanında oldu. Merkezkaç kuvveti yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütleçekim yasasını ortaya koydu.
Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır.
İki uçlu duygulanım bozukluğu (manik depresif bozukluk) hastası olan Newton, depresif dönemlerinde çevresinden uzaklaşır, intihar düşünceleri içine girer, bitip tükenmek bilmeyen günah düşünceleri ile mücadele ederdi.
Bu dönemlerde uykusu, iştahı ve enerjisi bozulur; felaket temalı düşünceleri, hastalık sahibi olma ve kötülük görme hezeyanları olurdu.
Böyle zamanlarda dünyaya bir kuyruklu yıldızın çarpacağını ileri sürmesi, çalışmalarının engellendiği şeklinde sözleri ve benzeri olaylar sonucu akıl sağlığının bozulduğu ve kendisine güvenilemeyeceği şeklinde yargılara neden olmuştur.
Bu sürede çalışmaları da elbette olumsuz etkilenirdi. Üretkenliği azalır, başlayan çalışmaları yarım kalır, yeni bir çalışma içine girmesi uzun süreler alabilirdi.
Bu devrenin sonrasında bazen hipomani dönemine girerdi. Bu dönemlerde ise sabahlara dek çalışır, müthiş bir enerji içinde olur, düşünceleri adeta birbiri ardından uçuşurdu.
İnsanlarla ilişkileri artar, çok çeşitli faaliyetler içine girerdi. Buluşlarının çoğunu da hipomani dönemlerinde gerçekleştirirdi.
Başlıca eserleri
'Method of Fluxions' (1671), 'De Motu Corporum in Gyrum' (1684), 'Philosophiae Naturalis Principia Mathematica' (1687), 'Opticks' (1704), 'Arithmetica Universalis' (1707), 'An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture' (1754)
Günün diğer önemli olayları 1653: Osmanlı tarihinde ilk bütçeyi yapmakla tanınan Sadrazam Tarhoncu Ahmet Paşa, bundan rahatsızlık duyanların padişaha şikayeti sonucu öldürüldü.
1792: Fransa Milli Meclisi, giyotinle idamı onayladı. Adını, mucidi Fransız doktor Joseph Ignace Guillotin'den alan giyotin, ilk kez 25 nisan 1792'de kullanıldı.
1918: Türk Kadını Dershanesi açıldı. Dershanede yabancı dil, Türkçe ve müzik dersleri ile konferanslar verildi.
1933: Naziler'in ilk toplama kampı Münih yakınlarında açıldı.
1945: Adana-Ceyhan'da meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem 39 can aldı, 328 ev yıkıldı.
1971: Atatürk'ün yakın arkadaşı olan ve Anadolu Ajansı'nın kurucuları arasında yer alan gazeteci Falih Rıfkı Atay, 77 yaşında İstanbul'da vefat etti.
1981: 'Otello', 'Hamlet' oyunlarındaki rolleriyle tanınan tiyatro oyuncusu Ertuğrul Sadi Tek hayata veda etti.
1981: Arjantin'in eski başkanı Isabel Peron, rüşvet suçundan 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1996: İngiltere'de hükümet, deli dana (Mad Cow Disease - MCD) hastalığının insanlara da bulaştığını açıkladı.