Savaşını Kazandıran Yüksek
Karakteri
Bomba sırtı olayı (14 mayıs 1915) çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı şüpheler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor fakata nekadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
İşte bu yüksek ruhun sahiplerinden birkaç tanesi:A-ÇANAKKALENİN MEŞHUR BOMBACISI
MEHMET ÇAVUŞ.Cenkbayırı ve Seddülbayır muharebelerinde mehde şayan büyük kahramanlıklar göstererek
düşman tarafından atılan bombaları, patlamadan yine düşmana atmak suretiyle cesaret ve şecaat ve harikaları ibraz etmiş ve nihayet böyle bir bombayı alarak düşmana iade edeceği sırada her nasılsa birden bire infilak eden bombadan sağ elini bileğinden kaybetmiştir.
Hastanede tedavisi sırasında bu kahramanın tabur kumandanına yazıp gönderdiği mektupta ise:
“Sağ kolumu kaybettim. Zararı yok, sol kolum var. Onunla da pek âlâ iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yine kıtama iltihakla düşmanla çarpışmama mâni olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır. Hastaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni maruz görünüz, affedersiniz muhterem kumandanım”.
İşte bu sözler Çanakkale’yi geçilmez kılan vatan sevgisinin öz tarifidir. Bu sözlerin sahibi kahraman Mehmet Çavuş şimdi nerede? Hâlâ cenkbayırı cesarettepe’de nöbette…
MEHMET ÇAVUŞ ANITI
Cesaret Tepe’de yükselen ve 600m2 lik bir alanı kaplayan bu anıtın, 1919 yılında önce yeni belirlenmiş, 1928 yılında 10 Jandarma Er Eğitim okulu tarafından anıt yapılmış ve 1934’de özel idare tarafından bugünkü durumuna getirilmiştir. Anıt, mermerden yapılmış olup, Milli Park Müdürlüğünce bakımı yapılmaktadır. Kitabelerinde; Boğazın zorlandığı tarihler ile düşmanın ilk çıktığı ve çekildiği tarihler yazılır.İKİ DEFA DOKUZ YARA ALIP BİR KOL
VEREN SUBAYO, Kumkale’yi işgal eden düşman müfrezesine karşı 26 Nisanda taarruz eden 31. Alayın 10. Bölük kumandanıdır ve alayın en son kanadında, düşman tarafından tahrip edilmiş ve susturulmuş orhaniye Tabyası üzerinden düşmanın yanına doğru taarruz vazifesi almıştır.
Orhaniye Tabyasına doğru giriştiği giriştiği taarruz esnasında çokça ateş tutan ve aşılmasını zor olan bir yere gelince burasını bölüğünden önce kendi aşmak ve ileriden vereceği işaretle ellerini kendi bulunacağı hatta yaklaştırmak istedi. Sıçramazdan evvel bölüğüne bu yolda emir ve talimat verirken “Arkadaşlar! Şimdi ben karşıya sıçrıyorum. Yolu geçersem, oradan vereceğim kumanda ve işaretim üzerine bütün bölük sıçrayınız. Şayet ben yoldan atlarken şehit olursam, nâşım size siperdir, atlayıp geçiniz ve beni Orhaniyeye kadar behemehal götürünüz.” Diyede ilave etti.
Bu kahraman Üsteğmen Şevkettir. O Türk kumandanların kısa tarifi.
Üsteğmen Şevket yolun karşısına geçmiştir. Fakat hafif bir yara almıştır. Askerlerini de o tehlikeli yerden hiçbir yara almadan geçirmeyi başarmıştır. Şevket bey başka bir çatışmada aldığı ağır yara neticesinde uzun süre hasta hanede tedavi görmüştür. Üsteğmen Şevket sizler iyiki vardınız ki bizler varız.
Herbiri başlı başına birer kahraman olan vatan aşığı bu erlerin imanları neferleri olup. Her nefeslerinin beklide son nefesleri olduğunu bile bile Allah Allah haykırışlarıyla düşmana birken bin gözükmüşler, her mermi onlar için cennetten bir sunmuş. Toprak Mehmetçik, Mehmetçik toprak olup kucaklaşmış Çanakkale’yi. Hiçbir güç ayıramamış ikisini birbirinden. Nice kahramanların ördüğü iman duvarı ardındaki siperler mezar olurken mehmedime, mehmedim olmuş siper bir diğerine. Acaba hangi tarih şahit olmuştur böylesine? Mehmedimin ruhuyla gökyüzüne yazdığı
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ibaresine… |