Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
SONUÇ Bu araştırmada görüldüğü gibi Shakespeare tarihi oyunlarındaki şahısları canlandırırken büyük ölçüde kaynaklarda bulduğu bilgiyi kullanmıştır. Ancak uzun bir tarih eserinde bir şahıs pek çok iş yapıp pek çok kişiyle temas ettiği ve pek çok söz söyledi için oldukça dağınık bir görüntü arzeder. Bu dağınıklık ve fazlalık dram için gereksiz olduğu gibi çok defa dram kişisi için zararlı çelişkilere yol açar. Böyle durumlarda Shakespeare fazlalıkları kaldırma yoluna gider. Meselâ Henry V’teki çeşitli ayaklanmaların sayısı azaltılır ve dikkat sadece bir iki isyanla ilgili şahısların tutumları üzerinde toplanır. Ayrıca şahısların üzerimizde bırakmaları istenen etkiyi bozabilecek ya da bu etkiye hiç uymıyacak özellikler de hiç kullanılmaz; meselâ Henry VI’nin delilik nöbetleri. Gene bunun gibi ideâl bir insan, kumandan ve kral yaratmak istiyen Shakespeare Prens Hal’ı her türlü ciddi ithamdan uzak tutmak isteyip saraya tehdit edici bir şekilde girişine ve babasının tahtında gözü olduğu rivayetine oyunda hiç yer vermez, Başyargıcı tokatlamasına ise sadece atıfta bulunur. Kral olduğu zaman Fransada Harfleur şehrini yağma ettirmesini eserine almaz, aksine şehir teslim olunca Henry herkese iyi muamele edilmesini emreder. Bu son nokta aynı zamanda olayların bir amaç için değiştirilmesine de örnek teşkil eder.
Tarihsel olaylar bazen bir şahsı daha iyi göstermek için değiştirilebilir. Bu konuda tekrar Prens Hal’ı örnek gösterebiliriz. Hotspur’e rakip olabilmesi ve onu alt edip ondan üstün bir kahraman olduğunu isbat edebilmesi için Shakespeare, Hotspur’ü yirmi üç yaş gençleştirir ve ayrıca onu Henry’nin askerleri tarafından değil bizzat Hal tarafından öldürülür gösterir. Bundan hemen sonra esir alınan asi Douglas’ın serbest bırakılması emrini aslında Kral Hery verdiği hâlde Shakespeare bu emri Hal tarafından verilmiş gösterir ve böylece Hal’ın kahramanlığına bir şövalyelik ruhu ekler.
Tarihsel olaylar şahısları daha kötü bir ışık altında göstermek için de değiştirilebilirler. Buna en iyi örnek Jack Cade ve Joan of Arc’tır. Kaynaklarda oldukça aklı başında bir insan olarak gösterilen Cade, oyunda isyanın başında komik bir ışık altında ortaya konulur. Bu cahil halk isyanının tehlikesi, okuma yazma bilenlerin ve okul ve matbaa açanların idamiyle daha da korkunçlaştırılır ve Cade’e gene kaynaklarda bulunmıyan ihtiras unsuru katılır. Joan’a gelince, Shakespeare onun büyücü olduğu hakkındaki fikri kaynaklardan aldıktan sonra onu kaniyle beslediği kötü ruhlara alış veriş hâlinde gösterilir. Ayrıca, Joan’un kötülüğünü bu şekilde tam olarak belirtemiyeceğini düşünerek onu kaynaklarda görünmiyen babasiyle karşılaştırır ve Joan’a öz babasını inkâr ettirerek onun hayvanlarda bile bulunabilen hislerden uzak olduğunu hissettirir. Bundan başka, kaynaklarda sözü geçen hamilelik ihtimâli olayını genişletir ve Joan’u ya karşılaştığı her erkekle düşüp kalkan bir fahişe ya da korkak bir yalancı olarak gösterir.
Shakespeare kaynaklardaki olayları ve sözleri bazen kendi oyunlarında bir denge unsuru kurmak için biraz değiştirir. Meselâ tarihe göre Kral John tahtında hak iddia eden yeğeni Arthur’e kendisine katılma teklifini savaştan önce yapar, hâlbuki Shakespeare’in oyununda John bunu Arthur’ü esir aldıktan sonra söyler ki bu şekilde iyi niyeti daha iyi ortaya çıkar. Buna karşılık kaynaklardaki Arthur iddialı ve ihtiraslı bir genç olduğu hâlde Shakespeare’de alçak gönüllü ve sadece annesinin ihtirasına kurban olan bir çocuktur. Bu yüzden böyle bir kimseyi ortadan kaldırmak istemesi John’un kötü yönünün kuvvetlendirir. Diğer yandan tarihte John’un başına ayrı zamanlarda gelen felâketleri aynı zamana koymakla Shakespeare onun bazı hatalı hareketlerini içinde bulunduğu şaşkınlığa bağlamamızı ve ona biraz olsun acıma duymamızı temin ederek oyundaki dengeyi kuvvetlendirir. Gene buna benzer bir şekilde kaynaklarda Bolingbroke’un tarafı Richard’a hiçbir zarar gelmiyeceğine söz verirler fakat Shakespeare’in bundan bahsetmeyişi Bolingbroke’un kötülüğünü arttırıp Richard’a daha fazla acıma duymamıza ve bu iki şahıs arasındaki dengenin bozulmasına engel olur.
Shakespeare komedi unsurunun çeşitli duyguları uyandırmadaki rolünü bildiği için bazen kaynaklarda hissedilen bu unsuru bilerek ortadan kaldırır. Meselâ Richard’ın kendisini öldürmeğe gelen sekiz kişiden dördünü öldürmesiyle çarpıştığı profesyonel asker ya da katillerin düştüğü aczin komik olacağını ve bunun Richard’ın ölümündeki trajik değilse bile kahramanlık havasını bozacağından endişe ederek oyununda Richard’a sadece iki kişi öldürtür. Buna karşılık kaynaklarda ciddi görünen bir olayın, yani York’un kendi oğlunu ihbar etmesinin aslında ne kadar grotesk olduğunu belirtmek için Shakespeare kaynaklara bir ilâve yapar ve York ile oğlu Aumerle’in Henry IV ile konuştuğu sahneye, oğlunun affedilmesi için uzak yoldaş telâş içinde gelen yaşlı York düşesini ilâve eder. Buradaki komedi unsurunu Kral bile fark eder.
Shakespeare bazen kaynaklardan aldığı olaylarda yaptığı pek önemsiz değişiklikler ya da bunlara yaptığı ufak tefek ilâvelerle bir şahsa karşı tutumunu belli ederek o oyunda bulunan bir problemi çözmemize yardım eder. Meselâ Bolingbroke’un tahtta önceden beri gözü olduğu ve onu ele geçirmek için hazırladığı fikrine karşılık özellikle Henry IV oyunlarında görülen, olayların onu tahtta oturtmağa sevk ettiği düşüncesi vardır. Shakespeare kaynaklardakinin aksine Bolingbroke’u davalı değil davacı yaparak, ona bazı manidar sözler söyleterek ve iki yüzlü göstererek onun tahtı ele geçirmeği istediğini ve bunu metotlu ve planlı bir şekilde gerçekleştirmeğe çalıştığını belirtir.
Shakespeare, kişileriyle ilgili olarak uyandırmak istediği his ve heyecanları daha iyi verebilmek için kaynaklardan aldığı olaylarda değişiklikler yaptığı gibi bunlara bir takım katkılarda da bulunur. Meselâ Richard II’nın kocalık, yani insanlık yönünü kuvvetlendirmek için onun sadece sekiz yaşında olan ikinci karısı İsabella’yı olgun bir kadın olarak gösterip buluşma ve ayrılık sahnelerini dokunaklı bir hâle getirir. Üstelik Kraliçeyi kaynaklarda olmıyan bahçıvanlarla konuşur gösterip bu hüzün unsurunu daha da kuvvetlendirir. Hotspur’ü de kaynaklarda rastlamadığımız karısiyle konuşur ve şakalaşırken canlandırıp onun karakterine derinlik kazandırır. Hotspur’ü Glendower’la münakaşa ettirmek suretiyle karakterindeki yapmacıklıktan hoşlanmama ve açık sözlü olma gibi özellikleri kuvvetlendirir.
Shakespeare’in kaynaklarda yaptığı diğer bir çeşit değişiklik ya da ilâve yöniyle görünen bir şahsı Shakespeare üç buutlu bir insan olarak canlandırır. Meselâ Hotspur kaynaklarda sadece aldatılmış ve aceleci tabiatlı bir asidir. Shakespeare oyununda onu atılgan, dalgın, sevimli, çocuksu ve bazen düşünceli bir insan yaptıktan başka onu Prens Hal’ın karakterlerini daha iyi belirtmek için kullanır ve ikisini birbirine rakip olarak gösterir. Hotspur ayrıca oyundaki aşırı kahramanlık ve hatalı şeref mefhumlarının belirtilmesi amacına da hizmet eder.
Falstaff ise kaynaklarda bir isimden ibarettir. Shakespeare onu hiç yoktan yaratır ve içinde bulunduğu Heny IV oyunlarının dışına taşan bir tatil ve sorumsuzluk aleminin hem de bu oyunlardaki sahtelikle dolu dünyanın karşısında bulunan ve Prens Hal’ın sığındığı ve insanlık ve hayat derslerini öğrendiği bir şenlik ve açık kâlplilik dünyasının hakimi yapar. Bu dünyada Prens, kaynaklarda yaptığı söylenilen şeyleri de yaptığı için kaynaklarda bağlantı gene de muhafaza edilir. Ayrıca tamamen Shakespeare’in muhayyilesinden çıkmış olan bu kişi oyundaki şeref temasının alt kutbunu teşkil etmek, yani şerefi inkâr etmekle diğer bir fonksiyona sahip olmaktadır.
Shakespeare’in kaynaklarda yaptığı değişiklikler bazen oyunlarında kullandığı temaları daha da kuvvetle belirtmeğe yarar. Meselâ Carlisle piskoposu, Richard II’nin tahttan indirilişine değil mahkeme edilmek istenmesine karşı çıkar. Halbuki Shakespeare’de Piskopos bu itirazı Bolingbroke’un Richard’ı tahttan indirme teşebbüsü üzerine yapar ve bu şekilde hem özellikle bunu takip eden oyunlarda Bolingbroke’a karşı düzenlenecek isyanların öncüsü olur hem de meşru kralın tahttan indirilmesiyle memleketin felâketlere boğulacağını söyliyerek bundan sonraki ve Henry VI ve Richard III oyunlarındaki iç harplerle ilgili bir kehanette bulunmuş olur.
Kaynaklardaki şahısların sözlerine Shakespeare’in yaptığı bazı küçük ilâveler, meselâ Kral John’un dalkavuklardan şikâyeti ve adam öldürerek hayat kazanılamıyacağı hakkındaki fikirleri Shakespeare’in bütün tarih oyunlarında zaman zaman görülen fikir ve temalarla ilgili olduğu gibi bu oyunların da çerçevesini aşıp bütün edebiyata ve hatta bütün çağlara ve hayata uygulanabilecek fikirler haline gelir.
Shakespeare bazen oyunlarına çeşitlilik verme amaciyle sahneler katar. Meselâ Margeret ile Suffolk arasındaki aşk macerası ve gene Margeret’le Gloucester düşesi arasındaki rekabet ve Talbot’un bir Fransız kontesi tarafından tuzağa düşürülmek istenmesi ve onun kurnazlığa ve tedbiri sayesinde bundan kurtulması bu gibi ilâvelerdendir.
Sonradan Henry V olarak hükümdarlık eden Prens Hal hakkındaki efsanelerde halkın kendileri için ideâl bir insan ve kral yaratma amaç ve çabaları açıkça görülür. Shakespeare de Hery IV oyunlarında ideâl kralın yetişmesi ve Heny V oyununda bu kralın sahnede gösterilmesi problemlerini ele almıştır. Daha önce çeşitli vesilelerle gördüğümüz gibi Shakespeare bu ideâl şahsını yaratırken onun karakterine gölge düşürebilecek her şeyi ya kaldırmış, ya değiştirmiş ya da atıf yapmak suretiyle geçiştirmiştir. Diğer yandan, halkın yarattığı ve kaynakların sözünü ettiği kahramanı olan Shakespeare hemen hemen bütün yönleriyle aldıktan başka çok daha mükemmelleştirmiş, karşısına bir takım problemler çıkarmış ve böylece karakterinin derinlik kazanmasına yol açmıştır.
Şahıs olarak Richard III bir problem olmaktadır. Shakespeare bu kralın yaratılmasında kaynaklardaki bütün ipuçlarını kullanmış ve ortaya çıkardığı şahıs kaynaklardakine son derece benzemiştir. Böyle bir canavarın sahneye uymıyacağını bilen Shakespeare ona neş’e, iyimserlik ve zekâ gibi özellikler katarak karakterine derinlik vermeği başarmıştır. Richard sahnede son derece etkileyici hatta kötülüğü içinde büyüleyici olduğu halde onun kaynaklarla karşılaştırıldığı zaman Shakespeare’in onu mekanik bir şekilde işlediği ve yarattığı bu şahıstan pek memnun olmadığı sezilir. Adeta Shakespeare, hakkındaki bilgilerin, ölümden sonra ve ona düşman bir tutum içinde yazan tarihçiler tarafından verildiği bu kralın belirtmek istediği gibi anlamsız bir canavar olmasını anlıyamamaşı ve onu büyük ölçüde kaynaklarda gösterildiği şekilde canlandırmaya yetişmiştir.
Shakespeare’in bazı kralları, özellikle Henry VII’yi ele almayışı şairin dram anlayışına ışık tutan bir husustur. İyi kralla ilgi çekici dram kişisi arasında çok defa büyük farklar vardır. Bir insanın sahnede ilgi çekici gösterilebilmesi için onu dışından ve içinden zorlıyan güçlerin olması gerekir. Nitekim Shakespeare, Henry V’nin bile canlandırılmasına bu yüzden biraz zorluk çekmiş ve bu oyunda epik metoda ağırlık verme zorunluluğu hissetmiştir. Buna benzer şekilde, Henry VIII’nin oldukça statik kişiliğinin gösterildiği oyun daha ziyade şaşalı sahnelerin birbirine eklendiği bir olaylar dizisi hâlinde yazılmıştır. Bu yüzden, dramatik özellikleri yeterli olmıyan şahıslara, kaynaklarda verilen bilgiye bazı değişiklikler ve ilâveler yapılmak suretiyle, onlardan olmıyan bazı değişik yönler ve derinlikler verilmiş, iç ve dış mücadele sürtüşme unsurları yaratılmıştır. Bu arada çok defa şahıslara onların insanlık yönlerini kuvvetlendiren duygular ve zaaflar ya da hüzün havası katılmak suretiyle yeni buutlar yaratılması yoluna gidilmiştir.
Bu konuda en son şunu söyliyebiliriz. Shakespeare kaynaklarda bulduğu ve sahneye aktarmak istediği bilgiyi kendi dram (ve biraz da tarih ve politika) görüşünün süzgecinden geçirmiş, olayların süresini kısaltmış, sırasını ve mahiyetini değiştirmiş, bunlara yenilerini katmış, şahısların özelliklerini ve davranışlarını çeşitlendirmiş ve derinleştirmiştir. Bu arada Shakespeare talihin çarkı, memleket içinde ve idare mekanizmasında düzen, otoriteye itaat, vazifeye bağlılık, memleket içindeki anlaşmazlıkların getirdiği felâketler ve suçların daimi bir cezayla karşılanması gibi temaları belirli fakat zorunlu görünen bir şekilde işlemiş ve vatanseverliği sığ bir şovenist düşünce olmaktan çıkarıp memleketi ve insanları sevme, onlar için fedakârlıklar yapma ve onları birlik içinde toplama şeklinde göstermiş ve vatanseverliğin Joan gibi büyücülükle itham edilen bir İngiliz düşmanına bile bulunabilecek gerekli bir duygu olduğunu bize hissettirmiştir.
SHAKESPEARE’in TARİHİ OYUNLARI:
Kaynaklar Işığında Başlıca Kişiler
Dr. Engin UZMEN
Hacettepe Üniversitesi Yayınları
İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü
1973 |