Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Kasım 2024, 10:08   #1
Çevrimdışı
Pinkfloyd
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Antik Tarih: Qin Shi Huang (MÖ 260 - 210)




Qin Shi Huang
(MÖ 260 - MÖ 210)



Qin Shi Huang Çin'in ilk imparatorudur. Qin hanedanının hükümdarı olarak çok sayıda devleti yenilgiye uğratıp Çin topraklarını birleştirmiş ve kendisini İmparator ilan etmiştir. Günümüzde Çin halkının atası olarak kabul edilir.

Qin Shi Huang'ın ismi Qin (Qin hanedanının) Shi (ilk) Huang (imparatoru) parçalarından oluşur. Asıl ismi Qin Shi Huang değildir ancak tarihte o şekilde bilinir. Bir iddiaya göre Qin Shi Huang Qin Prensi Yiren'in en büyük oğludur. O dönemde Qin Shi Huang'ın babası olan Prens Yiren, Zhao ve Qin devletleri arasındaki ateşkesin garantisi kapsamında Zhao sarayında tutsak olarak yaşamaktadır. Hikayeye göre Prens Yiren Wey devleti için çalışan tüccarlardan biri olan Lü Buwei'nin cariyelerinden birine aşık olur. Lü Buwei cariyesini Prens Yiren'e hediye olarak verir ve cariye Zhao şehrinde oldukları için Prenses Zhao olarak bilinmeye başlanır. 18 Şubat tarihinde Prenses Zhao daha sonraları Qin Shi Huang olarak bilinecek olan Zhao Zheng'i doğurur. İsmindeki Zheng kısmı doğduğu ayı, Zhao ise zannedilenin aksine doğduğu yer ile alakalı değil, babasının kökenleri ile alakalıdır. Tüccar Lü Buwei sonraları Prens Yiren'in Zhuangxiang adını alarak Qin Kralı olmasına yardımcı olacaktır.

Ancak başka bir iddiaya göre İmparator Prens Yiren'in değil, tüccar Lü Buwei'nin oğludur. Söylentiye göre tüccar Lü Buwei dansöz cariyeleri Prens Yiren'e tanıtır. Bu tanıtma olayının öncesinde Prens Yiren'in beğendiği cariye çoktan hamile kalmıştır. Bebek evlilik sonrası normalin üstünde bir hamilelik süresi sonrası dünyaya gelir, dolayısıyla Prens Yiren çocuğu kendisinden zannetmektedir. Lü Buwei'nin kayıtlarına göre Prenses Zhao çocuğunu milattan önce 259 senesinde Handan şehrinde, Prens Yiren 48 yaşındayken doğurmuştur.

İmparatorun gayrimeşru çocuk olması Çin tarihinde büyük bir tartışma konusudur ve bu görüşü destekleyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar yüksektir. Ancak modern tarihçiler bu konuya şüpheyle yaklaşmaktadır. Konfüçyusçu toplum görüşünde tüccarlar tüm sosyal sınıfların en düşüğü olarak görülmektedir ve İmparatorun babasının aslında bir tüccar olması, en az gayrimeşru olması kadar ağır bir iddiadır.

Milattan önce 246 yılında babası Zhuangxiang sadece 3 yıl boyunca ülkesini yönetebildikten sonra hayatını kaybeder ve Qin devletinin yönetimi 13 yaşındaki Zhao Zheng'e kalır. Zhao Zheng'in yaşça çok küçük olması ve Qin devletinin Çin'deki diğer 6 devlet ile savaş halinde bulunması gibi sebeplerden dolayı ülkeyi fiilen Lü Buwei, naip olarak yönetmektedir. Hem bu durum hem de Zhao Zheng'in yaşı Qin devleti içerisinde huzursuzluk kaynağı olmuştur.

Zhao Zheng'in üvey kardeşi Zhao Chengjiao Zhao Zheng'in tahta geçmesi sonrası Tunliu şehrinde isyan başlatır ve Qin devletinden ayrıldığını bildirerek Zhao devletine bağlanır. Chengjiao'nun ailesinden geri kalanlar ve askerleri Zhao Zheng tarafından idam edilir.

Zhao Zheng'in yaşı ilerledikçe Lü Buwei annesi Prenses Zhao ile olan ilişkisinin farkedileceğinden çekinir, bu sebeple kendisini prensesten uzak tutmak için yerine Lao Ai isminde bir sözde hadım bulur. Bir iddiaya göre Prenses Zhao bu bilge Lao Ai ile de bir hayli yakın bir ilişkiye sahip olmuş ve hatta kendisinden 2 çocuk doğurmuştur. Lao Ai Zhao Zheng'in ölümü sonrası Qin devletini Prenses Zhao ile birlikteliğinden olan bu çocuklardan birine bırakmak istemektedir. Ancak bir akşam yemeği esnasında Lao Ai sarhoş bir şekilde kendisinin artık Zhao Zheng'in üvey babası kabul edilmesi gerektiğini söyler. Milattan önce 238 senesinde Kral Yong ismindeki tarihi başkente doğru seyahat ederken Lao Ai Prenses Zhao'nun mührünü çalıp bu mühürle ordulara mektuplar göndererek Zhao Zheng'e darbe yapmaya kalkışır. Zhao Zheng bunu öğrendiğinde Lü Buwei'yi geri çağırıp Lord Changping ve Lord Changwen'e Lao Ai ve ordusuna saldırmasını emrini verir. Yapılan muharebede yüzlerce kişi hayatını kaybeder, ancak Lao Ai canlı bir şekilde kaçmayı başarır.

Lao Ai kaçtıktan sonra başına Zhao Zheng tarafından ölü veya diri kendisine getirilmesi durumunda 1 milyon bakır madeni para ödülü konar. Lao Ai'nin tüm destekçileri yakalanır ve idam edilir. Lao Ai yakalandığında kolları, bacakları ve kafası farklı yönlerde duran atlara bağlanır ve atlar aynı anda hareket ettirilerek Lao Ai 5 parçaya ayrılır. Lao Ai'nin 2 gizli oğlu da öldürülür, Prenses Zhao ise ev hapsine atılır. Bunu duyan Lü Buwei zehir içerek intihar eder, bu olaylar sonrası Zhao Zheng Ying Zheng ismini kullanmaya başlar, Lü Buwei'nin yerine ise şansölyesi olarak Li Si'yi getirir.

Kral Zheng ve orduları yavaş yavaş farklı devletleri işgal etmeye başlarlar. Qin devletine oranla çok daha küçük bir devlet olan Yan devleti Qin ordusu tarafından sürekli tacize maruz kalmaktadır. Yan devletinin varisi Dan, Kral Zheng'ten kurtulmanın vaktinin geldiğine kanaat getirir ve bu hususta ona yardımcı olması için Jing Ke'ye yalvarır. Jing Ke kendisine yardımcı olarak Qin Wuyang'ı alır ve bu ikili Kral Zheng'e Dukang'ın haritasını ve Qin devletine ihanet etmiş bir general olan Fan Wuji'nin kafasını hediye olarak sunmaya gider.

Qin Wuyang ilk olarak harita hediyesini sunmak ister, ancak Kraldan korkup hareket edemez hale gelir. Jing Ke burada sözü devralıp ortağının Cennetin Oğlu'na kendi gözleriyle bakabilmenin mutluluğu içerisinde olduğunu ve bu sebeple dilinin tutulduğunu söyler. Bu sebeple Jing Ke her iki hediyeyi de kendisi vermek zorunda kalır. Harita hediyesi verilirken Jing Ke haritanın içerisindeki hançeri yere düşürür. Kral Zheng olanları anlayıp kendisini savunmak üzere ayağa kalkar ancak kendi kılıcını çekmekte zorlanır. Bu dönemde Çin'de diğer saray görevlilerinin silah taşıması ise yasaktır. Jing Ke odada Kralı yakalamaya çalışır, bıçaklama denemeleri başarısız olur. Kral Zheng nihayet kılıcını kınından çıkartmayı başarır ve Jing Ke'yi kalçasından yaralar. Ardından Jing Ke hançer fırlatır ancak yine vuramaz. Kralın kılıcı tarafından 8 farklı yerinden yaralanan Jing Ke kralı öldüremeyeceğini anlar ve ikili idam edilir. Yan devleti ise 5 yıl sonra Qin tarafından işgal edilir.

Jing Ke'nin yakın arkadaşı Gao Jianli, arkadaşının intikamını almak üzere ant içer. Kendisi Çin genelinde tanınmış meşhur bir çalgıcıdır. Bir gün Kral Zheng tarafından sarayına çağırılır. Gao Jianli uçları kurşunla sivrileştirilmiş bir çalgıyla kralın huzuruna çıkar. Saraydakilerden biri Gao Jiangli'nin Jing Ke'nin arkadaşı olduğunu söyler, ancak Kral yine de çalmasına izin verir. Gao Jianli şarkısı esnasında çalgısını kaldırıp krala saplamaya çalışır, ancak ıskalar. Suikast denemesinde başarısız olan Gao Jianli de idam edilir.

Milattan önce 230 tarihinde King Zhen Çin'deki savaşlara son vermek adına büyük bir ordu toplar. Amacı hala bağımsız olan devletleri teker teker işgal edip boyun eğdirmektir. İlk olarak Han devleti düşer. Komşu topraklardaki Zhao devleti mevcut doğal afetler dolayısıyla zayıflamıştır, bunu fırsat bilen Qin devleti Zhao devletini de kolaylıkla ele geçirir. Böylelikle Kral Zheng doğduğu toprakları ele geçirmiş, çocukluğunda ona yapılan kötü muamelenin intikamını almıştır.

Qin devleti Zhao'nun ardından milattan önce 225 yılında Wei devletini ve milattan önce 223 yılında Çin'deki en büyük ve güçlü devlet olan Chu devletini ele geçirmeyi başarır. Milattan önce 222 yılında Yan devletinden arta kalanlar ve Yan devleti'nin kraliyet mensupları Liaodong şehrinde ele geçirilir. Artık geriye sadece Qi devleti kalmıştır. Qin devletinin bu yükselişinden korkan Qi Kralı batı sınırını korumak üzere 200 bin kişilik bir ordu kurar ve bölgeye yollar. Qi devleti kuzeyden saldırır ve kralı kolaylıkla ele geçirir.

arihte ilk defa Çin'in tamamı tek bir hükümdar tarafından yönetilmektedir, Qi'nin düşüşü sonrası Kral Zheng kendisini İmparator olarak ilan eder. Kendisi artık eski Zhou krallarının bile üstünde biridir, bir imparatordur. Hükümdarlığı esnasında Çin güneydeki Yue kabilelerine doğru genişlemeye başlar ve günümüz Vietnam topraklarına kadar ele geçirir.

Artık Qin Shi Huang olarak anılan Kral Zheng, ilk iş olarak feodalizmi ortadan kaldırır. İmparatorluk ilk olarak 36, sonraları 40 olmak üzere vilayetlere bölünür. Bu vilayetleri soylular değil, imparator tarafından atanan valiler yönetmektedir. Qin Shi Huang aynı zamanda tüm Çin'in aynı ölçüm birimlerini ve aynı para birimini kullanmasını sağlayarak ülkeyi ekonomik olarak birbirine bağlar. İmparatorluğu esnasında bol bol yol ve kanal inşaatı yapılmış ve şehirlerin birbiriyle olan ticareti arttırılmıştır. Bu dönem belki de Çin'in birleşmesi adına yapılmış en büyük değişiklik Çin alfabesinin standartize edilmesidir. Böylelikle tüm Çin'de aynı harfler, aynı yazı biçimleri kullanılmaya başlanmıştır.

Milattan önce 213 yılından itibaren halkın eski yaşam standartlarıyla şimdikini karşılaştırıp isyana meyil edebileceğini farkeden Li Si, Qin devleti'nin tarihi, tarım, astroloji, tıp ve dini kitaplar hariç tüm kitapların yakılmasını emreder. Ardından Qin Shi Huang 460 bilgini yasak kitaplara sahip oldukları sebebiyle diri diri gömer.

Qin Shi Huang döneminde Qin devleti kuzeydeki Büyük Hun İmparatorluğu ile savaşa girişir. Hun atlıları bir türlü yakalanıp yenilgiye uğratılamaz, kuzey sınırının daha fazla taciz edilmemesi için Qin Shi Huang kuzeye büyük bir duvar örülmesini emreder. Bu duvar ileride Çin Seddi olarak bilinecektir.

Qin Shi Huang aynı zamanda ölümsüzlük iksiri arayışı ile de bilinir. Qin Shi Huang efsanevi Penglai dağını bulması için binlerce erkek ve kadın gönderir ancak hiç kimse geri dönmez. Penglai dağında Qin Shi Huang'ın maceraları esnasında karşılaştığını iddia ettiği 1000 yaşındaki büyücü Anqi Sheng yaşamaktadır. Bu kişilerin geri dönmemesinin sebebi ellerinde ölümsüzlük iksiri olmadan imparatorun huzuruna çıkmaları durumunda idam edilecekleri gerçeği olabilir. Bir efsaneye göre ölümsüzlük iksirini bulmak isteyen bu kişilerden bazıları doğuya doğru gemiyle açılmış ve Japonya'yı bulup Japonya'ya yerleşmiştir. Bir iddiaya göre ise tüm bu ölümsüzlük iksiri arayışı kitap yakma olayları sonrası dönemin bilginlerini meşgul tutmak için bir oyundan ibarettir.

Milattan önce 211 senesinde Dongjun şehrine büyük bir meteor düşer. Efsaneye göre meteorun üstünde "İlk imparator ölecek ve toprakları bölünecek" yazmaktadır. İmparator bunu duyduğunda askerlerini göndererek kehanetin doğruluğunu incelettirir, kimse böyle bir kehanette bulunduğunu açıklamaz, dolayısıyla o bölgede yaşayan herkes idam ettirilir. Meteor ise yakılır ve parçalanır.

Ertesi sene Doğu Çin'deki bir gezisi esnasında imparator hayatını kaybeder. Bir iddiaya göre imparator kendisini ölümsüz kılacağı düşüncesiyle her gün cıvadan yapılma haplar içmektedir ve ironik bir şekilde cıva zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeder.

İmparatorun ölümü sonrası Li Si bu haberin duyulması halinde imparatorluk genelinde büyük isyanlar çıkacağından çekinir ve bu sebeple uzun bir süre boyunca imparatorum ölüm haberi yayılmaz. İmparatorun vagonunun arkasından 2 adet balık arabası yürütülür, böylelikle insanlar imparatorun vagonundan gelen kokuyu balık kokusu zannedecektir. Ancak ve ancak 2 ay sonra imparatorun ölüm haberi duyurulur. Qin Shi Huang ölümsüzlük peşinde olan bir lider olarak ölümü hakkında hiç konuşmamış, herhangi bir vasiyet de yazmamıştır.

__________________
The devil begs us to obey her, but is it because we are such good people that we cannot break her?
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver