Cevap: Karalama Defteri
Bizim oralardan yaşanmış bir hikaye. Ali ile Zekiye'nin hikayesi...
Rize, 1950'li yıllar... Ali ve Zekiye efsanevi bir sevda ile evlenip çoluk çocuğa karışıyorlar. Bir oğlan, iki kız. Karadenizde o zamanlar sevdalık hem zor, hem de dillere destan olurmuş. Gel zaman git zaman, tipik bir Karadeniz hikayesi olarak bağ bahçe davasından ötürü Ali'yi pusuya düşürüp oğlunun yanında kalleşçe öldürüyorlar. Tam o esnada evin bahçesinde kızlarıyla sebze doğrayan Zekiye annenin eli kesiliyor. Filmlerdeki gibi. Gerçi bu hikayeler olmasa filmlere nasıl yansısın...
Zekiye anne Ali'sini öyle severmiş ki... Evlenmeyip intikamını almaya yemin etmiş. Yavruları ile vedalaşmış ve sandıktan Ali'sinden kalan Barabelli'yi alıp yola çıkmış. Ali'sini vuran hasmını köy kahvesinde onca adamın içinde öldürmüş. Sonra cezaevine düşmüş. Dışarı çıktığında çocukları büyümüştü ve yeniden kavuştular.
Cezaevinde iken yazdığı ağıt...
Gelin ağlar yaşli yaşli
Gitme dedum sanar boşa
Gelin ağlar yaşmak ister
Atlar kişner koşmak ister
İsmumi yazdurayim
Ha bu yeşil yaprağa
Alim seni vurdiler
Duşurdiler toprağa
Yağmur yağayi yağmur
Ah yanumdan dane dane
Alim seni vurdiler
Pustluk ettiler sana
Ben sana demedum mi
Çıkma karayemişluğa
Pusi kurarler sana
Can dayanmaz pustluğa
Of of birtanem
(Buradan sonrası hasmını vurduğu kısım)
Geldi Deli Zekiye
Koltuğunda kefeni
Elinde barabelli
Șaşurmaz hedefini
Of of birtanem
Alim gitmem kocaya
Bekar dururum bekar
İki kizum bir oğlum
Kalsun bana yadigar
Of of birtanem
(buradan sonrasını köylüler söyler)
Cümle alem tanisun
Ali'nun karisini
Allah erkek yaratti
Belden yukarisini
...
Bırakıp gitmek yok. Ama geriye bırakacaksan, böyle bir kadın bırakacaksın...
Konu Noyan tarafından (29 Ekim 2024 Saat 19:17 ) değiştirilmiştir.
|