Cevap: Yalanı ve yalanciyi anlamanın yolu ?
Canım sıkıldı, buraları az karalayacağım ama hem konu hem de dil biraz rahatsız edici olabilir. "Kardeşim, foruma kafa dağıtmaya girdik ne bu şimdi" deme potansiyeli olanlar bir sonraki mesajdan devam etsin.
Ben yalana her zaman 1-10 arası puan veririm ama yalancıyı -ki özellikle iyi yalancıları- puanlamak bana göre pek mümkün değil. Ziya'nın çakıyla aslan avlamasından başlayıp sonsuzluğa uzanan yalanlar silsilesi var sonuçta. Dandik ve orta seviye yalanları geçip hemen 9 ve 10 puan seviyesindeki yalanlara şöyle bir bakalım.
Bana göre 9 puanlık yalan "aldatma" olsa gerek. Aldatmanın yaygın olduğunu biliyoruz, mesela istatistiklere göre erkeklerin %60'ı aldatıyor ama burada biz bizeyiz, bunun gerçekte %80-90 arası olduğunu bilsek de işleri zorlaştırmamak adına istatistiklerden devam edelim. Kim kardeşim bunlar? Etrafınızdaki insanları şöyle bir düşünün. Arkadaşlar, komşular ve akrabalar. Yalan ne kadar büyük olursa, yakınındakilere konduramama refleksin de o kadar fazla oluyor. Arkadaşlar ve komşular konusunda daha cüretkar olabilirsin ama ya akrabalar? Hmm. Acaba az sonra forumda " Sizce babanız annenizi aldatmış mıdır? anketi açsam ve bunu 100 kişi cevaplasa, 60 tane evet çıkar mı? Tamam tamam herkes elindeki bıçağı bıraksın, sohbet ediyoruz burada, gerilmeyelim.
Bu kadar yaygın bir yalan var ise bu kadar çok yalancı nerede? Kadınları sormadım bak o daha zor ama erkekleri nasıl tespit ederiz? Hani aldatanlara serefsiz, adi, kendine saygısı olmayan gibi sıfatlar atfediliyor ya, bunlar sadece bizi aldatanlar için mi geçerli? Eğer her aldatan için geçerliyse, günde bu insanların onlarcasıyla diyalog halinde olduğumuz gerçeği var. Karışık işler. Neyse fazla can sıkmadan daha can sıkıcı yere geçiyorum.
10 puanlık yalan için ise, zamanda yolculuk yaparak ergenliğime gitmemiz gerekiyor. Aslında gerekmiyor ama siz yine de peşimden ayrılmayın.
Fi tarihte, ben ergen bir çocukken bir yerde "erkeklerin %5'i, kendi çocukları zannederek başkalarının çocuklarını büyütüyor" gibi bir şey okumuştum. Bunların küçük bir kısmına hastanede karışmaların sebep olduğu, geri kalanın ise tercih olduğu yazıyordu. Çok zaman geçtiği için tam olarak nasıl bir haberdi ve nerede okudum hatırlamıyorum ama bu minvaldeydi.
Nasıl yani? bir kadın evli ama başka bir erkekten hamile kalıyor, bunu kocasına söylemiyor ve çocuğu kocası büyütüyor. Ben ne güzel sabah okula yürürken kafasından 4 haneli sayıları çarpan bir çocuktum ama sonra bunun peşine düşmeye karar verdim. İyi güzel yaptım da bu işe nereden başlanırdı ki?
İlk olarak insanları daha yüzeysel inceledim. Kulaklar, burun, kol ve bacak yapısı, kafa şekli sonra zeka seviyesi, gülme ve sinirlenme sırasındaki tepkiler, kardeşler vs yüzlerce başka şey falan derken bu benim için bir oyun oldu ve gelişerek devam etti. Şu an tahmin edebileceğinizin çok ötesindeyim ama yine de bunu kesin olarak anlamak zor. Biliyorsunuz ki kesin olan tek yol dna testi.
Bu arada bunu "Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum, lütfen babanı çağırır mısın? bir şey deneyeceğim" manyaklığında yapmadım tabi, sadece denk geldiği zamanlar inceledim, hatta ünlülere bile şöyle bir bakmışlığım var. Ali Sunal'ın, Kemal Sunal'ın oğlu olduğunu anlamak için herhangi bir pratik yapmaya gerek yoktu ama bana dikkatli bakıp incelemem için şans verenler de olmadı değil. Ve elbette merak edenler için şunu da söyleyeyim, babamın gençlik fotoğraflarına bakıp oh çekmişliğim oldu.
Tabi bu oyundan en yakın arkadaşlarım dahil kimseye bahsetmedim. Başta korktum, sonrasında ise gerek olmadığına kanaat getirdim. Zaten en güzel oyunlar tek başımıza oynadıklarımızdı.
Sonradan dünya değişti tabi, gündüz kuşağı programlarında "bakalım babası bu mu" diye dna testleri yapılmaya başlandı falan işte biliyorsunuz.
Bugün sanıyorum bu oran %5-10 arası. Bu, en berbat ve tespit edilmesi en zor yalan olsa gerek. |