15 Ağustos 2024, 14:06
|
#1 |
Çevrimiçi Sᵢₛᵤ
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Gıdıklanma'nın geçmişteki asıl amacı.
GIDIKLAMA İŞKENCE YÖNTEMİ OLARAK KULLANILMIŞ
Gıdıklama, tarihte bir işkence yöntemi olarak dahi kullanılmış. Çin'de Antik çağda mahkemelerin verdiği cezalar arasında gıdıklama da var. Genellikle soylulara verilen bu ceza, ardında iz bırakmayan bir yöntem olduğu ve suçlu kolayca iyileşebildiği için sıklıkla tercih edilirmiş. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bu işkence yöntemi Antik Roma'da da uygulanmış. Yöntemde, kişinin ayakları bir tuz solüsyonuna batırılıyor ve bir keçi, solüsyonu yalaması için getiriliyordu. Kulağa başta masum gelen bu ceza, giderek dayanılmaz bir acıya dönüşüyordu. NAZİLER DE GIDIKLAYARAK İŞKENCE EDİYORDU
Gıdıklama, İkinci Dünya Savaşı'nda Naziler tarafından da işkence yöntemi olarak kullanılmış. Bu durumu, toplama kampından kurtulan Heinz Heger isimli tanığın yazdığı kitaptaki bir bölümden öğreniyoruz.
Heger işkenceyi, " İlk önce bir SS subayı geliyor ve kaz tüyü kullanarak kurbanın ayak tabanlarını, bacak aralarını, koltuk altlarını ve vücudundaki diğer çıplak yerleri gıdıklamaya başlıyordu. Gözleri korkuyla bir SS subayından diğerine dönerken, tutuklu başta sessiz kalmaya çalışıyordu. Sonra daha fazla dayanamıyor ve sonunda yüksek bir kahkaha atmaya başlıyordu, bu kahkaha daha sonra büyük bir acıyla ağlamaya dönüşüyordu. Yanaklarından gözyaşları süzülürken, vücudu zincire vurulmuş halde kıvranıyordu. Gıdıklama işkencesinin ardından, zincirlerini çözüyor ve sadece izliyorlardı. Genç adamın gözyaşları yanaklarına akıyor, kontrolsüzce bir duygu karmaşasının içine giriyordu." şeklinde anlatıyor.
-alıntı-
__________________ " zannetim " |
| |