Çevrimiçi

İstimdâd nedir? Mürşid-i kâmilin gıyâbında himmet istenebilir mi? Allah’tan başkasından istimdâd; meded ve fayda beklenebilir mi? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
İstimdâd yardım, meded ve himmet istemek demektir. Önce şunu peşin olarak belirtmeliyiz: Her türlü yardımın kaynağı ve başvurulacak mercii Allah Teâlâ hazretleridir. Allah’tan başkasından doğrudan yardım dilemek söz konusu olamaz. Çünkü âlemde fâil-i mutlak Allah’tır. İstenen her şeye cevâb verecek olan da O’dur. Bu yüzden tasavvufta Hz. Peygamber, tarîkat pîri veya şeyh gibi mâneviyât büyüklerinden istimdâd, doğrudan onların şahıslarından yapılan bir taleb olarak değerlendirilmemelidir. Böyle bir istimdâd, onların ind-i ilâhîdeki derece ve değerlerinden yararlanmak için bir tevessüldür. Bu şahıslar hakkındaki mânevî sevgi ve hüsn-i zannın bir ifâdesidir.

“Meded yâ veliyyallah” diyerek Allah’ın velî kullarından istimdâd eden bir kimse aslında şunu demiş olmaktadır: “Ey Allah’ın velî kulları! Allah’ın size öğrettiklerinden bize de öğretin, ilim ve irfândan Allah’ın sizi desteklediği şeyle bizi teyîd edin, mânevî yolculuğumuzda bize fayda verecek şeylerle yardımcı olun, Allah sevgisine yönelik sülûkümüzde bizi irşâd edin.”

Bütün bu yardım talebleri ancak Allah’ın izniyle olur. Gündelik seyâhatlerimizde kullandığımız nakil araçları nasıl fizîkî bakımdan yaşantımızı kolaylaştırmaya vâsıta ise aynı şekilde ehlullahın duâ ve teveccühleri de mânevî yaşantımıza O’nun izniyle vesîle ve vâsıtadır. Doktora giden hasta hekîmine: “Beni acılarımdan kurtar” dediğinde aynı şekilde “benim hastalıktan kurtulmama, şifâma vesîle ol” demektedir. Hastanın bunu demesi ne kadar doğru ya da yanlışsa, darda kalanın da istimdâdı o kadar doğru veya yanlıştır.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

__________________