Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mayıs 2023, 23:12   #6
Çevrimiçi
shera_hanif
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: TEMEL ASTROLOJİ - SABİT YILDIZLAR




Draco
Ejderha’nın masalı, Hesperid’lerin altın bahçeleri ve Herkül’ün görevlerinden
biriyle ilgilidir.
Hesperid’ler Güneş’in battığı yerin perileridir. Nyks, yani gece tanrıçası
Hesperid’leri kendi kendine yaratmıştır. Bazı masallarda Zeus ve adalet tanrıçası
Themis’in kızları oldukları söylenir. Başka bir masala göre dünyayı omuzlarında taşımakla
görevli Atlas’ın kızlarıdır.
Hesperid’lerin başlıca görevi, tanrıların bahçesinde altın elmalara bekçilik etmektir.
Yer tanrıçası Gaia, cennetin tanrıçası Hera ile baş tanrı Zeus’a evlilik hediyesi olarak
i
verdiği bu ağaç dünyanın batı ucundaki bir bahçeye dikilmiştir. Hera altın elma bahçesini
koruması için yüzlerce başa sahip bir ejderha olan Ladon’u görevlendirmiştir. Herkül’ün
görevi, bu bahçeden altın elma çalmaktır. Herkül, ağaca dolanarak altın elmaları koruyan
canavarı atlatmak için bir plan yapar. Planını uygulayabilmek için bir yardımcıya
gereksinimi vardır. Bunun için, Zeus’a karşı geldiği için dünyayı omuzlarında taşımakla
cezalandırılmış olan Atlas’ı seçer. Herkül, Atlas’a “eğer Hesperidler’in bahçesinden bir
altın elma getirirse, dünyayı bu süre içinde Atlas’ın yerine taşıyabileceğini” söyler. Atlas bu
teklifi kabul eder. Herkül, bahçeye zehirli oklar fırlatarak Ladon’u öldürür ve dünyayı
omuzlarında taşırken, Atlas Hesperid’lerin bahçesinden üç altın elma koparıp Herkül’e
getirir. Herkül’le konuşurken bir daha dünyanın yükünü taşımamak için mükemmel bir
fırsat ele geçirdiğini düşünür. Herkül’den birkaç ay daha dünyayı taşımasını ister. Daha
sonra dünyanın yükünü geri alacağını söyler. Durumun farkına varan Herkül, Atlas’tan kısa
bir için dünyayı tekrar omuzlarına almasını rica eder, böylece dünyayı daha rahat
taşıyabileceğini söyler. Atlas hiç şüphelenmeden bunu kabul eder ve dünyayı tekrar sırtına
alır. Atlas, dünyayı tekrar sırtına aldıktan sonra Herkül kendisine teşekkür ederek oradan
ayrılır.
Hera, Ladon’un ölümüne çok üzülür ve kendisini kutup yıldızı yakınlarında
gökyüzüne yerleştirerek onurlandırır.
Bir başka masala göre, Draco, Olympos’un genç tanrıları ile daha yaşlı tanrıları
arasında evrenin sahipliğini ele geçirmek için yapılan savaşta, yaşlı tanrı Titanlarla savaşan
canavarlardan biriydi. Savaşın sonuna doğru Draco, savaş tanrıçası Athena’ya karşı gelir.
Athena, onu kuyruğundan yakalayıp büyük bir kuvvetle gökyüzüne fırlatır. Draco dönerek
ve yalpalayarak uçar. Cennetin kubbesine çarparak, vücudu gökyüzünde düğümler haline
gelir. Draco kuzey kutbuna yakın soğuk bölgelerde gökyüzüne çarptığı için, vücudundaki
düğümleri çözemeden dondu. Draco gökyüzünde düğümler halinde görülmektedir.

--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 23:12 -->-> Daha önceki mesaj 23:11 --

Eridanus
Cygnus ve Eridanus takımyıldızları birlikte anlatılacaktır.
Mitolojide Kuğu, baş tanrı Zeus olarak bilinir. Zeus peri Nemesis’i baştan
çıkartabilmek için bir kuğu kılığında ona yaklaşmış ve onu elde etmiştir. Zeus’un bu
hareketi sonucu bir yumurta oluşmuştu. Bu yumurta, daha sonra Sparta (Yunanistan’da bir
şehir ) kraliçesi Leda’ya verilmişti. Yumurtadan gelecekte Troyalı Helen olacak güzel bir
çocuk çıkmıştır.
Başka bir masalda ise Zeus’un kuğu şekline girerek baştan çıkarttığı kadın, kraliçe
Leda olarak bilinir. Kraliçe kocası kral Tyndareus ile beraber yaşamaktadır. Zeus ve kraliçe
Leda’nın birlikteliklerinden bir yumurta (ya da iki) ortaya çıkmıştır. Yumurtadan (veya
yumurtalardan) ikizler Kastor ve Pollluks çikmıştır. İkizler gökyüzünde Gemini
takımyıldızının en parlak iki yıldızı olarak görülür.
Diğer bir masalda ise yumurtalardan iki kız çocuğunun çıktığı söylenir. Bunlar
Helen ve Clytemnestra’dır. Helen ve Polluks’un, Zeus’un çocukları ve ölümsüz olduklarına
inanılır. Kastor ve Clytemnestra’nın ise kraliçe Leda’nın ölümlü eşi kral Tyndareus’un
çocukları olduklarına ve ölümlü olduklarına inanılır.
Bunların dışında başka bir masal daha vardır. Dünyayı kuşattığı ileri sürülen ırmak
tanrısı Okeanos’un kızı Klymene ile bilgelik ve doğruluk tanrısı Apollon’un Phaethon
adında bir çocukları vardır. Phaethon arkadaşlarına kendisinin tanrı Apollon’un oğlu
olduğunu anlatır. Arkadaşları ona inanmaz ve yalan söylediğini düşünürler. Phaethon’un
çok üzüldüğünü gören annesi Klymene, onu babası Apollon’a gönderir. Phaethon, babası
Apollon’u görmeye gider. Oğlunun geldiğini gören Apollon bu duruma çok sevinir.
Phaethon’a, arkadaşlarını ikna etmesi için yardım edeceğine dair söz verir. Phaethon bir
süre düşünür ve arkadaşlarını inandırmak için babasından Güneş arabasını kullanmak için
izin ister. Her gün Apollon’un idare ettiği güneşin şarına dört gürbüz at koşulurdu. Bunların
adları “Eoüs, Pyrous, Ethon, Phlegon”dur. Yani “Al at, Ak at, Parlak at, Toprak at” dır.
Güneş sabahleyin kırmızı olarak doğar, yavaş yavaş beyazlaşır, sonra öğle vakti parlak
olur. Akşama doğru batacağı sırada toprağa dokunur ve toprak rengini alır. Güneş tanrısı
sabahleyin şafağın pembe parmaklarıyla açtığı gök kapısından çıkar, akşam olunca
yorgunluğunu dindirmek için batıda olan sarayına iner, orada geceler. Apollon bu teklif
karşısında şaşırır ve oğlunu caydırmaya çalışır. Çünkü güneş arabasını kullanmak oldukça
tehlikeli bir iştir. Ancak Phaethon fikrini değiştirmez ve babası sözünü tutmak zorunda
kalır. Phaethon’u hem annesi hem de kız kardeşleri güneş arabasını kullanması konusunda
yüreklendirirler. Phaethon, arabayı kullanmak için oldukça acemidir. Buna rağmen arabayla
oldukça uzaklara ve yükseklere doğru yol almaya başlar. Doğu ufkunda öyle bir yere gelir
ki, burası gök kubbenin en tepesidir. Arabasıyla gökyüzünün bir ucundan diğer ucuna
büyük bir çizgi çizmeye başlar. Daha bu çizgi gökyüzünde Samanyolu olarak anılmaya
başlar. Bu sırada Dünya yüzeyi soğumaya başlar, çünkü araba çok uzaklara gitmiştir.
Bunun üzerine arabanın atları hızla Dünya’ya doğru yol almaya başlar. Dünya üzerinde
Afrika semalarından geçerken arkalarında bıraktıkları yerler kavrulur. Nehirler, göller ve
tüm su kaynakları kurur. Büyük bir çöl oluşur. Asıl tehlike Phaethon’u ileride
beklemektedir. Phaethon bir anda büyük akrebi ( Scorpio ) görür. Akrep güçlü kuyruğuyla
arabada başı çeken atı sokar. Araba eskisinden daha hızlı bir şekilde gitmeye başlar. Tüm
bu olanlardan sonra Phaethon babasını kendisini caydırmaya çalışma isteğinin haklılığını
anlar. Baş tanrı Zeus tüm olan bitenin farkındadır. Çevreye daha fazla zarar gelmemesi için
bir yıldırım yollayarak Phaeton’u öldürür ve vücudu dünyaya doğru düşmeye başlar.
Arabanın atları ahırlarına geri dönerler. Phaethon’un vücudu Eridanus nehrine düşer ve
dibe doğru batar.
Eridanus, gökyüzünde çok uzun, dolambaçlı bir nehir olarak betimlenir.
Takımyıldızının bu uzun nehir görüntüsünü gökyüzünde belirlemek zordur. Bazı yazarlar
bu nehrin Nil nehrini temsil ettiğini söylerler.
Phaethon’un ölümüne çok üzülen kızkardeşleri tam dört ay boyunca durup
dinlenmeden ağladılar. Onların bu hallerine acıyan tanrılar, bu kızkardeşlere daima inleyen
ve sarsılan kavak ağaçlarına dönüştürdüler. Ağaca dönüşen kız kardeşler, Eridanus nehri
boyunca dizilirler.
Phaethon’un başına gelenleri duyan arkadaşı Cygnus, onun cesedini bulabilmek için
nehre girer. Cygnus Phaethon’un çok yakın ve sadık bir arkadaşıdır. Phaeton’un cesedini
bulmak için nehre ard arda dalar ve nehirde boydan boya devamlı yüzmeye başlar. Bu
hareketleri onu nehirde yiyecek arayan bir kuğuymuş gibi gösterir. Daha sonra Cygnus,
arkadaşının acısıyla ölür. Tanrı Apollon, Cygnus’a acıyarak onu gökyüzüne Kuğu
takımyıldızı olarak koyar.

__________________
Hanif kalmak cesaret ister...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver