siz aşağıdaki linkten okumadan önce özet geçeyim.
sgk bir kanser ilacı için ihale açıyor, ama orjinal kanser ilacının tr deki dağıtımcısından almak yerine gidip başka firmadan alıyor. bir şekilde sgk nın satın aldığı ilacın sahte olduğu bilgisi ilacı satan orjinal firmaya ulaşıyor. bütün bunlar nerdeyse 4 - 5 sene önce oluyor. ilacı satan firma sgk ya bunu bildiriyor sgk cevap vermiyor ya da resmi başvurudan sonra biz bakacağız tamam diyorlar. orjinal firma dedektif gibi bu işin peşine düşüp bu ilacı hangi kurumların kimin kime sattığını araştırıp hem bakanlığa hem de savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar. bu ilaçların bir kısmı da isviçreye satılmış ama ordaki sağlık bakanlığı bunu tespit edip dünya sağlık örgütü ve türkiye sağlık bakanlığına bildirmiş. orjinal firma sgk ya diyor ki verin ilacı, laboratuvarımızda test edip size net sonucu gönderelim sgk diyor yok biz kendi laboratuvarımızda test edeceğiz. neyse sgk test yapıyor ilaç orjinaldir diyor. bakanlık tarafındam gönderilen müfettişler ankara emniyeti vasıtasıyla hem orjinal şirketten hem de sgk dan ilaçları alıyorlar. ankara üniversitesi eczacılık laboratuvarlarında test ediyorlar sonuç ilaçlar sahte ve sadece paresetemol yani ağrı kesici. ankara üniversitesinin verdiği rapor isviçredeki raporla aynı. kısaca sgk nın içinden birileri ilacı satın aldıkları yerlerle öyle bir dümen çeviriyorlar ki resmi başvurulara rağmen orjinal raporu bile veriyorlar. sgk bu ilaçlara 2 milyon euro dan fazla para vermiş, bunun dışında türkiye eczacılar birliği de tahmini o kadar ya da ondan fazla para vermiş durumda. yıl olmuş 2023 şu anki durum da şu:
"sonrasında birden soruşturmanın üzerine sis bulutları çöktü. akp tarafından verilen talimatla olayın üstü bir şekilde kapatıldı iddiaları var. dava açıldı mı, takipsizlik kararı verildi mi, yoksa dosya uykuya mı yatırıldı belli değil.
işte sağlıkta çağ atladık dedikleri ülkede yaşanan olay bu. sgk kanser hastalarını bilerek ölüme göndermiş yıllardır. millete kanser ilacı diye ağrı kesici satmışlar yıllardır. kanser hastalarını bilerek ölüme göndermek cinayet demektir bu. hükümete bağlı kurumlar kanser hastaları yaşarsa kendisilerine bütçe yükü olacak diye gördüğü kişileri ölüme göndermiş resmen. inanın o kanser hastası insanların en ufak bir umut kırıntısına bile öyle ihtiyaçları var ki. bu kansızlar insanların elinden o son dalı bile acımadan alabiliyorlar.
devletin içi çürümemiş, hile hurdanın, yolsuzluğun dönmediği tek bir kurumu kalmamış resmen.,
iktidar savunucuları gelmeden peşin peşin söyleyeyim ;
bu hırsızların bu kademelere görevlere getirilmesinde, bu düzenbazları seçen halk kurban değil, suç ortağıdır. bu kurumları takip etmek ve denetlemek devletin sorumluluğundadır eğer bunu ortaya çıkartamıyorsan veya üzerini örtüyorsan sen de işin içindesin demektir ya da işini düzgün yapamıyorsun demektir.
kaynakça :
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]