Feridüddin-i Attar "rahmetullahi aleyh"
hazretleri anlatır:
Vaktiyle bir Sultan, başveziri vefat edince,
maiyetindeki idarecileri çağırmış: "Başvezir
vefat etti. Onun yerine, içinizden birini
seçeceğim. Has Oda'da hepinizi imtihan
yapacağım. Fakat odanın devasa kapısını bir
türlü açamıyorum. Sıra ile deneyin bakalım,
hanginiz açabilecek" demiş. Herkes kapıya
bakıyormuş.
Birisi: "Bu tek başına açılmaz. Birkaç kişi
yüklenelim" demiş. Diğeri: "Yüklenmekle
olsaydı, sultan zaten açtırırdı. Teknik ekip
çağıralım" demiş. Bir başkası: "Kapı zaten
paslanmış, açılması neredeyse imkansız.
Boşuna uğraşmayalım ve bunu sultana
bildirelim" demiş. Diğerleri de buna benzer
konuşmuşlar. İçlerinden biri, hiç sesini
çıkarmamış ve kapıya yürümüş, eliyle tokmağı
yoklamış, çevirmiş ve kapı kolayca açılmış.
Sultan herkesi çağırmış, kapıyı açanı da
yanına almış ve demiş ki: "Sizleri en başta
imtihan ettim, başka imtihan yok. Bu kişi
imtihanı kazandı.
Kapı zaten kolayca
açılıyordu. Fakat sizleri denemek için
açılmadığını söyledim. Herkes bir fikir
yürüttü, bana akıl vermeye kalktı, fakat
yalnız biriniz, konuşmak yerine iş yaptı ve
kapıyı açmayı denedi.
Benim vezirim,
verdiğimi tereddüdsüz yapacak, bana akıl
vermeye kalkmayacak biri olmalı. İşte bu
arkadaşınızı bu sebeple vezir yaptım" demiş.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]