Kibirli hükümdar
Allah adamlarından büyük alim ve Veli.
Veliyyullah Dehlevi "rahmetullahi aleyh".
Bir gün;
- Kibir felakettir, buyurur.
Sonra bir menkıbe anlatır.
Menkıbe şöyle:
Vaktiyle bir padişah vardır.
Kibirli mi kibirli.
Bu, bir gün azametle biner atına.
Alır avanesini yanına.
İhtişamla giderken, karşısına biri çıkar.
Eski elbiseli bir ihtiyar.
Yaklaşır, selam verir.
O, gururundan almaz selamını.
Seslenir ona ihtiyar:
- Ey sultan! Seninle bir işim var!
Sultan sinirlenir:
- Ne var, ne istiyorsun?
- Seninle bir işim var!
Mağrur sultan, bakar ki kurtuluş yoktur bundan.
Mecburen sorar:
- Benimle ne işin var?
- Gizlidir, az eğil bana.
Eğilince, fısıldar kulağına:
- Ben Azrailim!
Sultan bunu duyunca, fena bozulur.
Eli ayağı soğur.
Dizinin bağı çözülür.
Kekeleyerek rica eder:
- Biraz mühlet ver. Gidip ailemle görüşeyim.
- Olmaz! der melek, vermez izin.
Ve alır ruhunu beklemeksizin.
Ben de seni bekliyordum
Azrail aleyhisselam oradan ayrılır.
Aynı kıyafetle salih bir Müslümanın yanına varır.
- Selamün aleyküm!
- Aleyküm selaaam!
- Ey Müslüman! Seninle bir işim var!
- Hay hay! Baş göz üstüne.
Melek tanıtır kendini:
- Ben Azrailim!
- O, hoş geldin, ben de seni bekliyordum, der.
Ve rica eder.
- Ne olur, çabuk ol. Bir an önce beni Rabbime kavuştur.
Melek sorar:
- Ruhunu nasıl almamı istersin?
- Namaza durayım. Ben secdede iken ruhumu al.
Melek;
- Peki der.
Secdeye inince, ruhunu kabzeder.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]