Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Mart 2022, 19:15   #1
Çevrimdışı
NurSima
~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hz. İbrahim’i Yakmayan Ateş




Hz. İbrahim’i Yakmayan Ateş

Milattan önce iki binli yıllardı. Hz. İbrahim küçüktü. Babası ve şehirde yaşayanların taşlardan putlar yaptıklarını görmüştü. Üstelik elleriyle yaptıkları, işitmeyen, görmeyen bu putlara tapıyorlardı. Şaşırıyordu gördüklerine. Biraz daha büyüdüğünde düşünceleri artmıştı. Hiç kendi ellerimizle yaptığımız şey bizim ilahımız olur mu, diye düşüncelere dalıyor ve ibadet edilmesi gereken ilahın bu taşların dışında olduğunu düşünüyordu. Ve, Allah nerededir, O’nu nasıl bulurum, diye her şeyi yaratan Yaratıcıyı araştırıyordu.

Bir gün gökyüzünde parlak bir yıldız gördü, ışık saçıyordu etrafa.
-İşte buldum, bu olmalı aradığım, dedi. Fakat bir süre sonra yıldızın sönüp kaybolduğunu gördü.
İbrahim, yıldızın ilah olamayacağını anladı ve dedi ki:
-Ben öyle batanları sevmem. Ve Allah’ı aramaya devam etti.

Ay’ı doğar gördüğünde de ay için aynı şeyi düşünmüştü. Güneş mi, o hepsinden de büyüktü. O zaman olsa olsa ilah güneş olmalıydı. Ama hayır, hepsi batıyor, kayboluyordu. Hiçbiri onun Rabbi olamazdı. Bulmuştu; hepsinin üstünde hepsini yaratan Allah vardı. Biricik Rab, biricik ilah O idi. Bunu babasına ve insanlara anlattı. Fakat onlar inanmadılar. Üstelik babası çok kızmıştı ona.

Hz. İbrahim, putların, insanlara hiçbir fayda ve zarar veremeyeceklerini göstermek için bir yol buldu. Bir bayram günü herkes toplanma yerine gitmişti. İbrahim Peygamber, irili ufaklı yapılmış putların olduğu yere giderek onları kırdı, baltayı da içlerinden en büyüğünün boynuna astı. Halk bayram yerinden döndüğünde, putlarını kimin kırmış olabileceğini araştırmaya başladı. İbrahim (a.s.)’ı çağırarak
-Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın? diye sordular.
– Şu büyüğü yapmış olabilir, konuşabiliyorlarsa onlara sorun, dedi. İnsanlar şaşkınlık içinde dediler ki: – Bunların konuşamayacağını pekâlâ sen de
bilirsin!
– Öyle ise siz, Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız? Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? dedi.
Olanları kral Nemrut’a ilettiler. Nemrut da Hz. İbrahim’i çağırttı. Onunla Yaratıcı hakkında tartışmaya başladı. Nemrut kendini çok güçlü ve büyük görüyor, kendisinin ilah olduğunu söylüyordu. Tartışmanın sonunda Hz. İbrahim,
– Benim Rabbim, güneşi doğudan doğdurur. Sen de onu batıdan doğdur! deyince Nemrut tutulup kaldı.

Çok kızmıştı, oldukça büyük bir ateş yakılmasını emretti. Öyle büyük bir ateş yakıldı ki ateşin sıcaklığı sebebiyle etrafından kuşlar geçemiyordu. İbrahim (a.s.)’ı mancınıkla ateşin ortasına fırlatmalarını söyledi. İbrahim (a.s.) son derece sakindi. Çünkü Allah’a güvenmişti. Allah Teâlâ ateşe, “İbrahim’e karşı serin ve zararsız ol!” buyurdu. Bir mucizeydi gerçekleşen. Ateş, İbrahim (a.s.)’ı yakmamıştı. Hz. İbrahim bu mucize karşısında Rabbine şükrediyordu.

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver