Yürek kıyılarına dalgalar vurdukça - İlyas Kaplan
Yürek kıyılarına dalgalar vurdukça
koyu bulutlarla kaplı göğün üstü
feleğin gadrine uğramış sanki
bir yere erecekmişçesine hızla ve kesintisiz
döndükçe büyüyor bulutlar
dönüşteki sır mevsimlere kilitli
akışkan ve coşkun yağmur yağıyor
adımlarım hızlansın mı
yavaşlasın mı
karar veremiyorum
gökyüzüne bakıyorum
yağmur yağıyor
onlara inat
gözyaşlarımı saklıyorum
geceyi izliyorken
sokakları, kaldırımları, evleri
söz geçiremiyorum duygularıma
kafesteki kuş gibiyim
ah… gözlerim
şehrin üstünde aleminin yukarısı
daha yukarısını gözlüyorum haddim olmadan
daha yukarıya
bakıyorum
ezber ettiğim manzara hafızamda
yer gök kıpkızıl
fecr vakti
ihtişamıyla dolu idrakim
her ayrıntı zihnime kayıtlı
kıvrım kıvrım sağa-sola dönüşler
kapılar, basamaklar
kim bilir orada kimlerin adımları var
kimlerin sesleri
kimlerin sessizliği
sonra sokaklar
her yanında kiremit çatılı evler
şadırvan sesi geliyor cami bahçesinden
nasıl tanıdık
nasıl aşına
her ses, her adım sanki
evvelden yaşanmış
hepsi candan bir parça
her daim içimde
can yoldaşı
gün gelir sırdaşım
gün gelir en yakın arkadaştan
daha beri
meftun ,aşık ,sevgili
uzak değildim
uzak değilim
geldim elhamdülillah
ezan-ı Muhammedi okunuyor
müezzinin sesi
nasıl da huzur veriyor
kol saati gibi taşıyorum
namaz vaktini
sanki ilk kez
kıyama duruyorum kıblede
ilk kez namaz kılıyorum camide
rüku edenlerle birlikte rüku
secdeye varıyorum secde edenlerle
ellerim göklere açık
dua ediyorum
alem-i cihan için
değilmiş
gerçek değilmiş
saadet ,mutluluk değilmiş
onlardan da öte
efendimizin (s.a.s.) miracını tatbik etmenin
muştusu var içimde
amin dedim
okudum
amin dedim
amin…
fark eder mi
dillerin renklerin ayrı olması
amin dedik
hep birlikte
birkaç mümin
güneş, yıldızlar
arş, kürs levh-i kalem
amin..
kalu belada ruhlarımız
seslerimiz
aminlerimiz
asılı … avizeler gibi
tüm azalarım aynı anda aynı hisle dolu
bambaşka heyecanla
gerçek değilmiş gibi
kalplerin cezbe gelmesi
veda zamanı şimdi
ikindi namazına
minbere, mihraba
yağmur yağıyor
buğulanıyor gözlerim
baktığım kubbe
sen de mi diyor
ağlama
ne olur…
mahzun ve tek başına
yalnızım
saf saf dizilmiş
dolmuş taşmış
manevi bir huzurla içim
mahzun
hüzünlü
yaz, sonbahar, kış derken
geride kalıyor zaman
yeni bir mevsime yaklaşıyor ruh
kaynayan soğuk bir pınar gibi
ilahi bir his cisimleşiyor gönüllerde
şimdi
bir suya kanmak vakti
içmek ve doymak
ilk ve son defa
unutmak
nefesin buruk tadını
ben müslümanım
ben düşlere dalıyorum bazen
yürek kıyılarına dalgalar vurdukça
yağmur yağdıkça
sesler geliyor
dua sesleri
ezan-ı Muhammedi okunuyor
içimde
beş vakit
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
|