Cevap: Jkl Dini PayLaşımLarı
İnançsız Bir Kavim
Rivayet olundu:
Musa Aleyhisselâm, İsrail oğullarına Tevrat’ı getirdiğinde; onlara Tevrat’ı okudu. İsrail oğulları, Tevrâtın içinde bulunan ağır ve meşakkatli mükellefiyetleri işittiklerinde, onu kabul etmekten kaçındılar ve onun içinde olanları din olarak kabul etmekten imtina ettiler..
Bunun üzerine Allâhü Teâlâ hazretleri, dağa emretti, dağ yerinden söküldü. Yükselip, Yahudilerin başlarının üzerinde (gökte) havada durdu. Öyle ki, dağ, Yahudilerin askerlerinin ve fertlerinin olduğu her yere yayıldı. Onlardan hiçbir kimse kalmadı; mutlaka dağ onun başının üzerindeydi.
İsrail oğullarına;
-“Eğer bunu kabul ederseniz; kabul edin! Yoksa bu dağ; sizin üzerinize yıkılacaktır!” denildi.
Yahudiler, dağa baktılar.
Onlardan her biri, sol tarafları üzerine hemen secdeye kapandılar. Dağın üzerlerine düşme korkusundan dolayı da sağ gözlerinin ucu ile de dağa bakıyorlardı. Bundan dolayı Yahudilerin hepsinin sol gözlerinin ucu ile secde etmekte olduklarını görürsün.
Ve :
-“Bu kendisiyle bizim üzerimizden azabın kalktığı secdedir!” derler.
Bunun üzerine Yahudiler, bir şeyi zorla kabul eden ve ilk flrsatta gerisin geriye dönen kişinin bir şeyi kabul edişiyle cebren (istemeyerek zorunlu) olarak, Tevrat’ı kabul ettiler.
İşte bundan dolayı Tevrat ehli, onu zorla kabul ettiklerinden dolayı ilk fırsatta da Tevrat’ı tamamen tahrif ettiler.
--IRCForumlari.NET ; Flood Engellendi -->-> Yeni yazılan mesaj 14:06 -->-> Daha önceki mesaj 13:48 -- Hadîs
Söz ve haber anlamlarına gelen hadîs; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin sözleri, fiilleri, takrirleri ile ahlâkî ve beşerî vasıflarından oluşan sünnetinin söz veya yazı ile ifade edilmiş şeklidir. Bu mânâda hadîs, sünnet ile eş anlamlıdır. Hadîs kelimesinden türeyen bazı fiiller ise haber vermek, nakletmek gibi anlamlar ifade eder.
Hadîs kelimesi zamanla, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden rivâyet edilen haberlerin genel adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kelime, bizzat Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından da, bu anlamda kullanılmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------
1.Hadis kelimesi, Kur’ân’da bu anlamları ifade edecek biçimde kullanılmıştır: “Demek onlar bu söze (hadis) inanmazlarsa, onların peşinde kendini üzüntüyle helâk edeceksin” (Kehf S. 18/6) âyetinde “söz (Kur’ân)”; “ Musa’nın haberi (hadîsu Mûsa) sana gelmedi mi?” (Tâhâ S. 20/9) ayetinde “haber”; “Ve Rabbinin nimetini anlat (fehaddis)” (Duhâ S. 93/11) ayetinde “anlat, haber ver, tebliğ et” anlamında kullanılmıştır.
2.Buhârî’de yeralan bir hadîse göre Ebû Hüreyre, “Yâ Rasûlallah, kıyâmet günü şefâatine nâil olacak en mutlu insan kimdir?” diye sorar. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verir: “Senin ‘hadîse’ karşı olan iştiyakını bildiğim için, bu hadis hakkında herkesten önce senin soru soracağını tahmin etmiştim. Kıyâmet günü şefâatime nâil olacak en mutlu insan, “Lâ ilâhe illâllah” diyen kimsedir” (Buhârî, İlim; 33). |