Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Ocak 2022, 21:16   #1
Çevrimdışı
PySSyCaT
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bin Yıllık Sağlık İksiri: Keçiboynuzu







Bin Yıllık Sağlık İksiri: Keçib[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]ynuzu
Tarihin en eski dönemlerinden beri var olan keçiboynuzu meyvesi halk arasında harnup, harup, boynuz gibi pek çok farklı isimle de anılır.



Keçiboynuzu günümüzde yüksek besin değerleri ve sağlığa faydaları nedeniyle çok değerli. Zamanında ise eşsiz çekirdekleri sayesinde dirhem ve karat gibi ağırlık birimlerine adını vermiş.



Keçiboynuzu çekirdeklerinin ağırlığı muazzam derecede birbirine yakın ve yaklaşık 0,2 gram. Bu çekirdeklerden 16 tanesi ise 1 dirhem ediyor. Hatta iki dirhem 1 çekirdek tabiri de buradan geliyor. Osmanlı tarihinde bir dönem diğerlerine kıyasla daha parlak bir para basılmış ve bu paranın ağırlığı 2 dirhem ve 1 ayçiçeği çekirdeğinin ağırlığına eşitmiş. Bu albenili görüntüsü ise bugün şık ve özenli giyinmiş insanlar için kullanılan iki dirhem bir çekirdek tabirinin oluşmasını sağlamış. Yine başka bir ağırlık birimi olarak elmas için kullanılan karat da tam olarak 1 çekirdeğin ağırlığına denk geliyor.



Keçiboynuzunun tarihteki yeri sadece ağırlık ölçüsü ile de sınırlı değil. Son yüzyıllarda beyaz şekerin hayatımıza girmesiyle unutulmuş olsa da bugün beyaz şekerin kullanıldığı pek çok alanda önceden keçiboynuzu tüketilirmiş. Bazı kaynaklara göre 2. Dünya savaşında İspanya, şeker kıtlığına keçiboynuzu ile çare bulmuş.



Ancak maalesef son 40 yılda tüm dünyada keçiboynuzu üretimi yarıya inmiş durumda. Türkiye ise bu üretimde %10’luk payıyla keçiboynuzu üretiminde 5. sırada. Sağlam bir gövde yapısı olan ve ılıman iklimlerde yetişebilen bu değerli meyve Akdeniz ve Ege sahil şeridinde Mersin, Antalya, Adana, Muğla, Osmaniye ve Burdur’da oldukça yoğun. Çoğu doğal ormanlık alanlarda bulunuyor ve pek çok ağaç ve bitkinin aksine kimyasal gübre ve ilaçlamaya ihtiyaç duymadan yetişebiliyor. Ağustos ayı gibi sezonu başlıyor ve Aralık ayına kadar bölgedeki köylüler tarafından toplanıyor.



Besin değerleri açısından çok zengin olan bu meyve tam bir doğal şeker deposu. Çekirdeği alınmış keçiboynuzunun %52’si şekerden oluşuyor. Keçiboynuzu meyvesinin pek çok farklı tüketim şekli var. Ormanlarda köylüler tarafından toplanan harnuplar 2 sınıfa ayrılıyor. Eti daha kalın ve içi beyaz olanlar kuruyemişlik, kalanlar ise fabrikalık olarak ayrılıyor. Fabrikalık olanlar, un veya pekmez/öz haline getiriliyor.



Kolestorolsüz bir gıda olan keçiboynuzu aynı zamanda çok önemli bir kalsiyum ve çinko deposu.
Kuruyemiş olarak da tüketilen doğal keçiboynuzundaki kalsiyum miktarı sütün sahip olduğunun tam 3 katı. Bu nedenle özellikle çocuklarda kemik gelişimini destekliyor. Alerjik hastalıklara, astım ve bronşite iyi geliyor.




Her gıdada olduğu gibi keçiboynuzunu da en doğal hali olan meyve veya kuruyemiş olarak tüketmek en faydalısı. Ancak sert kabuğu ve aynı anda düşük miktarda tüketilebilmesi nedeni ile bu biraz zor oluyor.

Keçiboynuzu unu, keçiboynuzu pekmezi veya keçiboynuzu özü en çok tercih edilen tüketim formları.
Kek, kurabiye ve pastalarda normal un yerine keçiboynuzu unu tercih edebilir, şeker yerine özünü/pekmezi kullanabilirsiniz. Ayrıca pekmez/özünü tahinle veya süt ile karıştırarak da tüketebilirsiniz.

Eskiden, doğal üretimin yaygın olduğu zamanlarda pekmez kullanımı daha yaygınmış. Ancak keçiboynuzu pekmez haline getirilirken 7 saat kadar kaynatılıyor. Şekerli ürünlerin yüksek sıcaklıklarda işlem görmesi hem kanserojen etkisi olan 5-HMF oluşumunu arttırıyor hem de vücudumuz için gerekli mineral ve aminoasitleri kaybetmesine neden oluyor.

Bir de maalesef günümüzde şeker, glukoz gibi katkı maddeleri de eklenebilmesi nedeni ile pekmeze kıyasla keçiboynuzu özü veya unu tüketmenizi tavsiye ediyoruz. Pekmezlerin ise tamamı aynı değil. Soğuk sıkım pekmez olarak gördüğünüz ürünler de özü ile çok benzerdir. Soğuk sıkım pekmez üretiminde maksimum 22-28 derece sıcaklıkta keçiboynuzunun posası çıkartılır ve daha sonra çıkan özü suyundan ayırmak için 50-60 derecede (düşük sıcaklık) buharlaşma sağlanır. Çok yüksek sıcaklıklarda kaynatılmadığı için diğerlerine oranla besin değerlerini daha az kaybeder.





TappTaze..

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet