Kendimi boşlukta hisediyorum...
kendimi boşlukta hisediyorum...
kimseler yok yanımda...
yada...
var da
ben kendimi çok yalnız hisediy...orum...
yüreğimin sesini bırak,
tınısını duyan olmadığını biliyorum...
keşke olsa birileri...
birileri keşke olsa..
kendimi kandırmaktan başka birşey yapmıyorum...
sevenim olduğundan bile
şüpheliyim...
ölsem kimsenin ruhu duymayacak...
düşünüyorum da,
o kadar hissizleşmişim ki
gülüşlerim yapmacık,
davranışlarım kaçak,
ruhum karanlık...
Çünkü ne zamandan beri yüreğim
kanıyor
bırak melhem olanı,
kanadığını gören yok...
her gece duvarlara konuşmaktan yoruldum...
her gece suskunluğumun çığlık olmasından bıktım...
herkes işine geldiği gibi görüyor beni...
insan olarak gören nerdeyse yok gibi...
robotum sanki...
yüreğim kanamaz,
kalbim kırılmaz,
ruhum incinmez sanki...
...
boşluklar....boşluklar...boşluklar...
işin en garip tarafı ise,
özgüveni yüksek olan bir insanım...
ama kendime güvenimi kaybediyorum...
elim bir boşlukta sallanıyor elimi tutan yok...
elimi tutmayı bırak,
gören gözler yok...
yanındayım diyenler nerde?
yok...
yüreğine bak diyor herkes...
tamam da,
yüreğim kanıyor...
yüreğimde hisedebildiğim kadar,
yanımda da hisetmek istiyorum...
bazen başımı yaslayıp omuzuna ağlamak istiyorum,
o yüreğindeyiz diyenlere...
yüreğimdeymiş...
bir defa da yanımda olsanıza...
bir defa da omuzunuzda ağlamama izin verseniz ya...
gözyaşlarımı ellerinizle silseniz ya...
...
herkes
benim neden bu kadar çok içtiğimi düşünür,
çünkü;
acılar insanı olgunlaştırır...
ve ben
çok olgunlaştım
artık olgunlaşmak istemiyorum
anlıyormusun?
istemiyorum..!!! |