Müminin mümine duası nasıl olmalıdır?
Makbul dualardan biri de müminin, mümine gıyabında yaptığı duadır. Çünkü dua yapan insanın, yaptığı duada bir menfaati veya bir beklentisi yoktur. Bu sebeple ihlaslı ve samimidir. Herhangi bir beklenti olmadan, sırf mümin kardeşini düşündüğü ve onun ihtiyaçlarının giderilmesi için yapılan dua inşallah kabul edilir. Zaten O (c.c), Peygamberimizin ifadesi ile, “kendisine el açan hiç kimsenin elini boş çevirmez.”
Dua ederken dikkat edilecek konular:
Duâ edileceği vakit, istiğfar ile mânevî temizlenmeli; sonra, makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.
* Hem bizahri’l-gayb, yani gıyaben ona duâ etmek,
* Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ,
“Allah'ım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum.” (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1: 517.)
“Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.” (Bakara, 2/201)
gibi câmi duâlarla duâ etmek
* Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalble duâ etmek,
* Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
* Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
* Hem cumada, hususan saat-i icabede,
* Hem şuhur-u selâsede, hususan leyâli-i meşhurede,
* Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadir'de duâ etmek,
kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür veyahut duâ olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, "duâ kabul olmadı" denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir. (bk. Bediüzzaman, Mektubat, s.279)
(Alıntı)
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
|