Konu: Bloody Mary
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Mart 2021, 18:59   #6
Çevrimdışı
Sarya
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bloody Mary nasıl yapılır?




Malzemeler

1 litre domates suyu
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
4 çay bardağı votka
Yarım çorba kaşığı biber salçası
Buz

Hazırlanışı

Domates suyu, acı biber salçası, votka, tuz ve kırmızı biberi iyice karıştırın. Tüm karışımın üzerine buz ekleyerek servis yapın.



Bloody Mary nasıl yapılır?

Kokteyli icat eden barmen Fernand Petiot, 1964’te bir gazeteye kendi orijinal tarifini vermiş. Bugün pek çok barmen ufak değişiklikler yapsa da, Petiot’nun tarifi şöyle:
Şeykırın dibine dört atım tuz, iki atım karabiber, iki atım acı kırmızıbiber ve biraz da Worchester sosu serpilir. Bir damla limon suyu eklenir ve şeykır kırık buzla doldurulduktan sonra iki ölçek votka ve iki ölçek koyu domates suyu ile doldurulur. İyice çalkalandıktan sonra long drink bardağına süzülür.
Uluslararası Barmenler Birliği’nin resmi tarifi ise şöyle:
Bir long drink bardağına 4,5 cl. votka, 6 cl. domates suyu, 1,5 cl. de limon suyu eklenir. Birer damla Worchester sosu ile tabasco sosu, tuz ve biber konduktan sonra bardak küp buzlarla doldurulur. Bir karıştırıcı ile hafifçe karıştırılır ve kereviz tuzu serpilerek sunulur. Arzuya göre limon dilimi de eklenebilir.


Bence kokteylin en önemli unsuru Worchester sosu

Gerçi Bloody Mary’nin tarihi daha da eskilere gidiyor, 1920’lere uzanıyor.

20’ler Paris’inin ünlü gece kulüplerinden Harry’s New York Bar’ının barmeni Fernand Petiot, bir akşam dostlarıyla birlikte Rus lokantasında yemek yiyor, yemekte bol bol da votka içiliyor.
Petiot ve arkadaşları geç saatte bara dönünce, fazla çarpmasın diye aynı içkiyle devam etmek istiyorlar. Ortada restorandaki gibi füme balıklar, havyarlar olmadığından votkayı sek içmek zor. Petiot votkayı hafifletmek üzere karıştıracak bir şeyler arıyor. Ve eline bar tezgâhının arkasındaki domates suyu sürahisi geçiyor... Domates suyu ile votkanın adeta birbirleri için yaratılmış oldukları, orada o akşam keşfediliyor...



Kanlı Meri’nin adına gelince, bu egzotik ismi de o akşam barda bulunan Amerikalı şarkıcı Roy Barton koyuyor.

Mary, Barton’un Amerika’da bıraktığı için hasret kaldığı nişanlısının adı...
Fransa’da pek tutulmayan içki, barmen Petiot 1933’te New York’taki St. Regis otelinin barına transfer olunca burada bir kez daha görücüye çıkıyor ve çok beğeniliyor.
Petiot, o yıllarda Fransa’da bilinmeyen acı Lousiana biberlerinden yapılan tabasco sosu burada keşfediyor ve kokteyline katarak son rötuşu yapıyor.
Acılı-ekşili-tuzlu kokteyl, böylece mükemmelleşiyor ve bir efsane oluyor...
Şimdiye dek milyonlarca kez ısmarlanmış olan bu kokteylin en önemli unsuru, bence Worchester sosu. Çürümüş hamsilerden sızan kara su ile yapılan bu çok ağır lezzetli sosun birkaç damlası, Bloody Mary’nin lezzetini doruğa çıkarıyor, tadını damakta bıraktırıyor ve ikincisini ısmarlatıyor... Uçaklarda hosteslerden istediğiniz bloody Mary’den istediğiniz lezzeti alamamanız, havayollarının genelde tembellik ve özensizlik edip Worchester sosu bulundurmaması yüzünden...




Bloody Mary’nin en güzel içildiği yer ise, ironik ama, Paris’in bulvar kahveleri.
Buralarda kokteyli ısmarladığınızda, önünüze hazırlanarak değil, bir tepsi içinde malzeme olarak geliyor. Ortada bir uzun içki bardağında yarıya yakın sek votka, yanında açılmamış bir şişe domates suyu, soslar, tuz ve biberler, limon dilimleri ve bir kâse de buz...
Ölçekleri arzunuza göre ayarlıyor, ardından afiyetle yudumluyorsunuz.
Fransızlar, vaktinde kıymetini bilmedikleri bu dünyanın en güzel kokteylinden, böyle özür diliyorlar...
Nice yıllara Bloody Mary... Sadece milyonlarca insanın damağını milyonlarca kez tatlandırdığın için değil, hakkında bu kadar yazı yazdırıp konuşturabildiğin için de...

Yazı Mehmet Yalçın'a aittir. Alıntıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver