Cevap: Kalbimin Günlüğü
Ne yaptığımı bilmiyordum. Hiçbir şey olmamış gibi, bir anda tüm hayatımız alt üst olmayacakmış gibi devam ediyorduk. İşin en acınası tarafıysa aslında istesek de yapabileceğimiz bir şey yoktu. Bunu bile bile işte böyle oturmaksa…
Ölümdü.
Ölüm neydi ki? Soluğunuzun kesilmesi ya da ebediyete kavuşmanız mı? Acı, göz yaşı, kaybetme korkusu mu? Ölüm neydi? Onun dudaklarındaki sıcak nefesi duyumsayamamak mı? Gülümsediğinde bir anda beliren sol yanağındaki gamzeyi görememek mi? Güneşin dahi o beyaz tenindeki çilleri gösterememesi mi? Dudaklarından adımın dökülmemesi, parmaklarının avcumun içinden kayıp sonsuzlukta kaybolması mı? Ölüm neydi?
Kalbinin ritmini bir daha duyumsayamamak mı? Yanından ayrılıp eve geldiğimde üstüme sinen kokusunu duyamamak mı? Ona kavuşacağım günü düşünerek azap içinde olmak, yanmak mı? Onu görmek için o kütüphanenin önünde geçtiğimde onu görememek mi?
Onsuz geçirmeye çalıştığım birkaç hafta dahi soluğumu keserken onsuz geçireceğim bir ömür… Güneş nasıl doğacaktı? Yağmur nasıl yağacaktı? Tanrım, onun gözleri sonsuza dek yumulu olacakken… Nasıl olur da çiçekler açacaktı?
Onsuz bir şeyler asla oturmuyordu. Gün bile akıp bitmek istemiyor, zaman soluklarımın arasında sıkışıp kalıyor, beni boğuyordu. Beni öldürüyordu.
Yoksa ölüm bu muydu?
__________________ char *adres = [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] for(int i = 0; *(adres + i); i++) { putchar(toupper(adres[i])); } |