Hayat insanı öyle bir noktaya getiriyor ki bazen kendini bile tanıyamıyorsun. Oturuyorsun başını alıyorsun ellerinin arasına düşünmeye başlıyorsun. Aslında içten içe yabancılaşmış olan kendine isyan ediyorsun. Değer miydi diyorsun? Değer miydi?
Bunca vefasızlıklara sessiz kalıp kendini bu kadar yıpratmaya değer miydi?
Bu içinden çıkılması güç, berbat hallere defalarca düştüm ben. Kendi kendime ne savaşlar verdim, ne taarruzlardan çıktım kazazede olarak. Aslında kendimle ilgili olan problemimi çok iyi bildiğim halde hep düştüm aynı hatalara. Asla yapmam dediğim şeyleri defalarca yaptım. Defalarca kendimden ödün verdim.
Kendime her yenilgide biraz daha çok kızdım ama aynı yenilgiyi yaşamaktan hiç kaçmadım. İnsanlara hep şans verdim kendime vermediğim kadar. Herkesin kötü olmayacağını düşündüm ama hep yanıldım. Sen kendini düşünmezken bir başkası seni neden düşünsün? Neden senin için çabalasın ki?
İşte ben hep bunu bekledim etrafımdaki insancıklardan. Beni benden çok sevsin, benden çok düşünsün istedim. Yok öyle yağma! Sen kendini sevmezken başkası seni niye sevsin? Sen kendini zerre düşünmezken başkası seni ne için düşünsün? Yok öyle bir dünya! İnsanlardan önce sen kendini seveceksin! Kendine güveneceksin ki; insanlarda senin kendine olan saygının farkına varıp sana saygı duysun. Sevgi falan zaten sonra olacak şeyler.
Artık değişmeliyim. Artık kendimi yenilemeliyim. Bir ben daha gelmeyecek bu dünyaya. Bir ben daha olmayacak. Kendimi sevmeliyim artık. Kendime güvenmeliyim. Önceliğim kendim olmalıyım. Bu zamana kadar önceliklerim hep başkalarıydı da ne oldu? Koca bir HİÇ. Bundan sonra ben önce kendim demeliyim. Artık kendime yeni bir ben lazım..!