Bu türkü için 2 farklı hikaye anlatılır. Hangisi gerçek bilmiyoruz. Birinci hikaye daha mantıklı geliyor.
Merdo türküsü Aşık Mahsuni tarafından 1980 yılında teröristler tarafından öldürülen Kahramanmaraş elbistan belediye başkanı Mert Genç'e hitaben yazılmıştır.
İkinci hikaye ise ;
Merdo yıllar önce memleketin birinde yaşamış bir delikanlıdır. pınar başında gördüğü bir kıza aşık olur kız da ona tabiki. amma velakin merdo fakirdir, fukaradır ve de öksüzdür. bunlar gizli gizli buluşurlar. gel zaman git zaman komşu köyde yaşlı ve zengin bir adamın karısı ölmüştür ve merdo'nun aşık olduğu kızın güzelliğini duyar ve kızı babasından istetir. aslında yaşlı adam iyi birisidir amacı kendisine yardım edecek yemeğini vs. yapacak bir eş aramaktır. neyse kızı istetir ve babası kızı bu yaşlı adama verir. merdo çok üzülmüştür. merdo gizli gizli hergün kızın olduğu köye gider ve uzaktan aşkını umutsuzca izler. köye gidip gelirken iki köyün arasında bir kö
prü vardır, kö
prünün başında ise bir deli vardır. her gidip gelişinde bu deli merdo'yu görür niçin gittiğini de bilir. neyse bir vakit sonra yaşlı adam kızın davranışından bi şekilde olayı anlar. kıza der ki eğer sizin birbirinizi sevdiğinizi bilseydim asla seni almazdım bu yüzden kimsenin görmeyeceği bir yerde merdo ile görüşebilirsin ve ben öldükten sonra evlenebilirsiniz.ama sakın beni utandıracak bişey yapmayın der. belli bir zaman kızla merdo kimseye görünmeden buluşurlar. ama bir zaman sonra köylüler durumdan kıllanır ve yaşlı adamın aklına fitneyi sokarlar adam inanmak istemez ama içine kurt düşmüştür. baskıya dayanamayan adam yanına adamlarını ve silahını alıp merdo'nun hergün geçtiği kö
prünün başına pusuyu kurarlar. merdo kızın yanına gitmek için kö
prüye doğru giderken deli, merdo'ya karşıya geçmemesini söyler ama merdo inanmaz inansa bile öleceğini bile bile geçer karşıya. karşıya geçtiğinde pusunun ortasına düşer nitekim merdo'yu öldürürler