Cevap: Karalama Defteri
son altı aydır uyandığım bütün sabahlar gibi o sabaha da lanetler okudum, kalbimde acısı hissedilir koca bir boşlukla nefes aldım. belki de alamadım. öyle büyük bir bilinmezliğin, bunalımın ve kaybolmuşluğun içine düştüm ki, düşündüklerimi söyleyemez, söylediklerimi uygulayamaz oldum. nefes alıyor ama yaşayamıyordum, yaşayamıyorum... pes de edemiyordum. uyku en büyük kaçışımken kendimden, ben uykusuzdum. ölmeyi düşündüm, sonra korktum. ölünce geçer miydi? varlığından emin olamadığım bir başka dünyayı düşündüm ya da yok oluşumu düşündüm. varlığım insanlara yüktü, yokluğum acıtmazdı. ama henüz yaşamayı bile becerememişken, öğrenememişken ölmek kendime haksızlık olmaz mıydı? olsa bile kimin umrundaydı? saatler geçmiyorken düşüncelerim akrebi peşine düştüğü yelkovanına kavuşturmadı. geceler bitmedi, kabuslar bitmedi. kaygılar bilhassa korkular asla bitmedi. karanlıklar üstümü örterken saat üç'ü vururken öyle güzel bir acı saplanırdı ki soluma, yokluğunu hissettiren onca şeyi düşürürdü aklıma. yolları, yılları, çocukluğumu, hanımeli kokan sokakları, yakıcı yaz sıcaklarını, soğuk kış geceleri sıcacık yorganın altına kıvrılışımı, denizlerin kokusunu, ılık bahar rüzgarlarını, avcumdaki kum tanelerini, çamurlu postallarımı, bahçedeki salıncağı, çatısı akan evimizi... sonra tüm bu düşünceler kayboldu, ama solumdaki acı dinmedi. artık güzel değildi. hava aydınlanmadı, acıma gülümsedim. meğer ne büyük boşlukmuş yokluğun, yirmi yaşımın yirmisine de sığdırmışım seni. ama yok olmuşsun, sanki hiç var olmamışsın gibi.
__________________ char *adres = [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] for(int i = 0; *(adres + i); i++) { putchar(toupper(adres[i])); } |