Cürm
’’Sessiz sedasız
kıyamete kadar ayrı düştük..
tüm kavimler zifiri artık..’’ ah ben!..
ah sen yazan cümleler !..
ah kimsesizliğin muştusu!..
sağanak yağmurlar
cam kesiği kesiyor
idamdan dönüyor
boynuma dolanan urgan..
suslara yelken açıyor
vuruyor içimin yankısı
kızgın..
alev alev..
kehribar kokulu karanlıklarımda
sırtıma yüklediğim bu acı titriyor
etme..
yıkma..
savrulurken tufanlarda zulüm tohumları
cellatların koynuna heba ederken
zemheri kışları...
düş yüreğime..
düşür meltem yeline..
sana uzandıkca
öldüğümü gördüm anne !
seni düşledikce
öldüğümü bildim anne !...
...
tel tel dökülüyor kalemimden
sensizlik..
mürekkebim dayanılmaz
unuttu kağıt
unuttu defter
virgülsüz
noktasız
vurdu dibe...
..
yüklerken seni kalbimin
en ücra köşesine
genzimde senden kalma k’ayıp çölle
yarım yamalak kaldım...
meğer ne çok sensizliğe
idam edilmişim..
bilsen ne çok zâyilendim
varlığımla sende...
bağışla..
affet..
sız dualarımın her hatrına
inatla..
sana geldikçe
avazımın yetmediğini
gördüm anne!
sana sustukca gittiğini
gördüm anne!
şimdi yokluğunla firâri
tüm kırmızılar
alı moru ırak..
ne çok kırgındım
çiçek açmayan bir yetimin kucağında
elleri kınalı bir annenin avucunda..
şahit olsun ki
bugün giden..
şahit olsun ki
bugün unutan..
yastığım felaket yağıyor
..
yüzümün kesiği yalın ayak koşan
çocuğun dizgininde sürgün yedi..
dokunsan..
kuşansan..
sol yanımda ’vurgun’ yediğim
severken cürm işlediğim
kıyamadığım
çığlığım
hem gülen yanım...
nuh’un tufanı vursa
ihtilaller kopsa
erise bedenin
dar ağacında sallansa bedenin
dilenecek avucun çürüse
ben sustukça sen
kara toprağa şahit yazılacaksın
unutma..
unutma...
yas’ım feryadı ahvalımı
örtüp kül edecek
kor yangınlar celselerde ölüme
mahkum edilecek..
bu sevda tükenecek..
hep eksik..
hep kırılgan.. ’’öldürdüğümüz şiirler
sensizliğe armağandır ..
ruhun musallaya öpücük kondurduğunu sen anlayamazsın..’’
__________________ Raki içen kadın yurtta sulhtur ağdalı değil nağmeli sever.. |