Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Ocak 2020, 12:24   #2
Çevrimdışı
bb
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Engin Geçtan - İnsan Olmak




“Her şeyin bir mantık ve irade gücüyle çözümlenebileceğine inanmak bir yanılgıdır.”
insan olmakBitmeyen Kitaplar listemize eklediğimde tekrar aklıma düşen İnsan Olmak‘ı, bitmeyenlerin arasında daha fazla tutmak istemediğimden, zeminim çok uygun olmasa da bitirmeye ve bu bitirişi taçlandırarak buraya yazmaya karar verdim. Engin Geçtan denildiğinde ilk akla gelen kitaplardan biri olsa da, okuduğunuz dönemdeki ruh halinize göre kitap, bitmez bir hâl alabiliyor; ancak bu durum, kitabın, adı üzerinde, insan olmaya dair son derece değerli ve aydınlatıcı bilgiler verdiği gerçeğini kesinlikle değiştirmiyor.

Engin Geçtan ile tanışmam son kitabı Rastgele Ben ile olmuştu ve o dönem kendisinden oldukça faydalandığım için, kendisiyle ilgili biraz araştırma yaparak en çok dikkat çeken kitabı olan İnsan Olmak‘ı da okumak istedim. 2003 yılından bugüne Metis Yayınlarından basılan kitabın ilk basımı tarihi 1983. İnsan Olmak, Geçtan’ın akademik kalıpların dışında yazdığı ilk kitaptır ve başlangıç hikâyesi de biraz ilginçtir aslında. Akademik çerçevede iki kitap yayınladıktan sonra Ankara’da yaşarken, İstanbul’dan bir ziyaretçi kendisini görmek ister ve sadece “Lütfen bizler için de yazın.” deyip gider. Bu ziyaretten aylar sonra Geçtan, tatilini geçirdiği kasabada yürüyüşe çıktığı bir gün bu ziyaretçiyi hatırlar ve kafasında İnsan Olmak‘ın konu başlıkları o yürüyüş sırasında oluşur. Ankara’ya geri döndüğünde ise kendisinin deyimiyle kitabı fışkırırcasına bir çırpıda yazar.

Peki neyden bahsediyor bu kitapta Engin Geçtan? Bu soruya çok derli toplu bir cevabım yok; çünkü kitap aslında insan olmaya dair her şeyden bahsediyor. Günlük hayatımda sürekli insan olmak bu kadar zor olmamalı düşüncesinde olan benim gibi birine, ortalama insan davranışlarının gerisindeki dinamikleri anlatmaya çalışıyor adım adım. Dış dünya ile sürekli iletişim içerisinde olan insanın kendi iç dünyasındaki kargaşanın, dış dünya kargaşasından daha ürkütücü olduğunu, insanın kendisine sürekli tuzaklar kurduğunu ve çeşitli kısır döngülere girerek aslında bir anlamda sorumluluktan nasıl kaçtığını anlatıyor.

Kitapta önce birey ve toplum ilişkisinden bahsediyor Geçtan. Bu kısımda, giderek doğadan uzaklaşan, sahip olma dürtüsüyle savaşlar yapan, teknoloji uğruna doğayı kurban veren ve ayak uyduramayacağı bir hıza ulaşan teknoloji karşısında şaşkına dönen insanın, geleneksel toplumdan çağdaş topluma geçişte karşılaştığı değişimi özümsemesinin oldukça zor ve kritik olduğunu anlatıyor. Toplumun birey üzerindeki etkisi ne denli yoğun olursa olsun, kendi küçük dünyasında olup bitenler onun için öncelik taşır diyerek, insanın ilk ilişkilerinin başladığı yer olan anne-baba-çocuk ilişkisine giriyor Geçtan daha sonra. Bu noktadan sonra kitap benim için takibi zor bir hâl aldı; çünkü Geçtan, konuşur gibi yazdığından olsa gerek, belirli bir çerçevede kalmadan tüm dinamikleri anlatmaya başlıyor. Çocuğun ilk yıllarında geliştirdiği güven duygusunun çok önemli olduğunu, bunda özellikle annenin kaygılı olmayan ve tutarlı davranışlarının son derece etkili olduğunu anlatıyor çeşitli örnekler vererek. Anne-baba ve çocuk arasındaki sorunların başlangıç noktasının her zaman anne-baba olduğunu söylüyor. Bu kısımları okurken, çocukken doyurulmamış ihtiyaçların yetişkinlikte diğer insanlardan nasıl umutsuzca karşılanmaya çalışıldığını fark ediyorsunuz.

Geçtan, kitapta daha sonra, çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimlerin yetişkinlik dönemine çeşitli yansımaları olduğunu söylüyor ve bunları İnsanlardan Korkmak, Öfke ve Düşmanlık, Değersizlik Duygusu ve Kaygı başlıkları altında ayrı ayrı ele alıyor. Tüm bu başlıklar, çocukluktaki yanlış yönlendirmenin, engellenmenin, reddedilmenin, küçük görülmenin, aşırı disiplin altında yetiştirilmenin, sınırların iyi çizilmemesinin, oyunsuz bırakılmanın, yetişkinlik döneminde ortaya çıkan sonuçlarıdır. Sonuç; ya insanlara karşı sürekli suçluluk ve korku hissi ya da insanlara karşı saldırgan ve öfke dolu davranışlar (sürekli mağdur rolüne bürünerek sergilenen edilgen saldırganlık da dahil) sergilemek olabildiği gibi, olmak istediği ile olduğu halini kıyaslayarak kendini diğer insanlardan daha değersiz bir varlık olarak algılama ya da mütemadiyen bir kaygı hâli içerisinde yaşamaktır.

Tüm bu hâller ve kısır döngülerden kurtulmanın çözümünün ise var oluş sorumluluğunu ele almak olduğunu söylüyor Geçtan. İnsanın sorumluluktan kaçmak için ürettiği bahaneleri ve durumları Sorumluluktan Kaçış başlığında inceledikten sonra sürekli kaçınma mekanizmaları kurarak mevcut sorunları görmezden gelmenin daha çok yaralanmamıza neden olabileceğini, bu yüzden insanlarla aramızdaki ilişki sorumluğunu üstlenmemiz gerektiğini, aksi hâlde sonucun içsel yalnızlık olacağını iletiyor ve Yalnızlık başlığında yalnızlığın çeşitli hâllerini ele alıyor. Bir yetişkinin, çevresindeki kişilerin duygusal ihtiyaçlarının farkına varabilmesi için kendi duygusal ihtiyaçların çocuklukta doyurulmuş olmasının önemini bu kısımda bir kez daha görüyoruz. Burada Geçtan, narsisist kişilerin özelliklerine giriyor ve uzun uzun bu konuyu ele alıyor. Eğer narsisizme ilginiz varsa, buraları özellikle okumanızı tavsiye ederim.

Geçtan kitabın devamında sağlıksız ortakyaşam ilişkisi eğilimlerinden, insanların kendilerini içine soktuğu nevrotik kısır döngülerden, zamanın, yani yaşam ve ölüm kavramlarının algılanış biçimlerinden, kendini yaşamak kavramından bahsederek kitabı sonuçlandırıyor.

Elimden geldiğince toparlayarak anlatmaya çalıştığım bu kitabı; kendimi ortaya koyabilmek, var oluşsal sorumluluğumu, yani hayatıma anlam katma sorumluluğumu üstlenebilmek, kendimle kavgama bir son vererek kendimi olduğu gibi kabul etmek ve bu varlığımı ilişki içerisinde bulunduğum diğer insanlara da kabul ettirebilmek, tüm bu kabul etmeyi kahramanca görünümlü bir eylem olarak değil, bir süreç olarak değerlendirmeyi öğrenebilmek, içimde ya da yaşantımda eksiklik ya da mağduriyet olarak tanımladığım bir çok şeyin aslında yapay olduğunu görebilmek ve bu yapaylığın kurbanı rolünden kurtularak ona buna dadanmaya bir son vermek için kullanabilirsem bu yaşımdan sonra hayata dair oldukça yol alabileceğimi sanıyorum. Siz de “Bu insanlar neden böyle?” diye sıklıkla soranlardansanız, bu aydınlatıcı kitabı tavsiye ediyorum; ilham alacağınız çok şey olacak.

__________________
Yalnız kalmaktan o kadar korkuyorsun ki;
ihtiyacın olmayan insanlar biriktiriyorsun.
İhtiyacın olmayan insanları kaybetmemek için,

Kendin olmaktan vazgeçiyorsun...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver