Gel yani..
Bir güneşin ardından beklemek gibi gökkuşağını;
Sevda ne zorludur bu vakit..
Ölmeyecekmiş gibi uçup rüzgardan;
Hiç düşmeyecekmiş gibi dalından ağacın
Bu tozlu yollardan koşmak sana..
Saat gecenin bir yudumu;
bu vakit sanırsın tüm kuşlar ölü,
içim acımakta biraz ve
ve bu saçmasapan korku nezlinde;
şiir yazmak ne acıdır bilsen.
Gidişin özetiydi bu karlı çınarın;
saçlarına ak düşmüş bir çınar..
Beklemek böylesine acıtmamıştı
hiçbir zaman ruhumu.
Bir gün çizmek istiyorum defterime,
karanlık erkenden yol aldı çehreme;
çizmek ki bu düşü ve kayboluşu;
resmetsen ağlayacak gibi
donakalıp bitirecekmiş gibi hüznü.
oysa bir şiir yükümlüdür anlatmayı
bir şeyleri
mesela tenini, mesela ellerini
ama sadece tenini ve ellerini;
gözlerini anlatmaya yetmez
bu fuzuli ömrüm;
rüyamın her vardığı şehirde
sen olup rüzgarda uçmaya nasıl
kanmıştı gönlüm, farketmek
hiç bu kadar tatlı olmamıştı bana kalırsa
farketmek farkındalığın hasmında
senle biten düşlerimin yadında;
ya da bir yol kenarında bir uçurumda
sensiz kaldığımda..
Şimdi bir güneşin ardından beklemek gibi gökkuşağını;
adımlarını sayıyorum gölgenin
hiç gelmeyeceksin gibi gözlerimin önüne
ve düşlerimde karboyu büyümeyeceksin sanki
ah bu acıların rıhtımında bir bayram yaşamayalı
ne kadar olmuş gönlüm..
gel bence..
gel yani..
istemezsin biliyorum bu şarkıda bir şeylerin
eksik olmasını; sen istemezsin biliyorum
ayrılıkların bu denli kibir sahibi olmasını;
ey zorlu sevdam gökkuşağından önce gel..
gel bence..
gelirsen büyüyecek dalından koparılan yapraklar;
kuşlar belki bu hayatta; belki ertesinde hayat bulacak
bu mavi deniz içimde seni anacak;
gökyüzünün teni teninde buluşacak,
gelirsen ecnebi olacak tüm acılar;
bir bardak suya hasret gönül kalkıp şahlanacak;
hem gelirsen düşecek bu kalenin duvarları,
sen sadece gel o zaman..
gel yani..
SuLh / 8 Kasım 2015 |