Erzurum Şivesi
kor : bakıpta görmeyen
maraba : tarım işçisi
matıf : suratsız adam
mazanni : şüpheli adam
omo : dalkavuk
poşa : çingene kadın
paşvani : bekçi
sınıhçi : kırıkçı
sogumsuz : sabırsız
şağıldahli : pis adam
şergada : akla gelmeyen işler yapan
tanko : sosyetik
termaş : şanslı
uşah : çocuk
vola : ulan
yelloz : müflis
yegin : aceleci
zenne :kadın
ağıl : yazın hayvanların koyulduğu yer
ahbun : hayvan gübresi
aşgar : kir
avlu : evin giriş salonu
ayvan odası: boş oda
baca : dam
bardan : büyük çuval
berf : kar
bedire : kova
cağ : şiş
cakkıl : zincirli iki ucuna kova takılan uzun çubuk
ceferlik : odunluk
cılfa : pulluk
cıstik : erkek ayakkabısı
çangıl : zil
çenebit : camdan ekmek kabı
damçi : damla
dastar : hamurun üstüne örtülen örtü
dıldılık : ince elbise
dibek : öğütme aracı
düllük : düdük
eğiş : tandırdan eşya veya ekmek çıkarmak için kullanılna araç
enek : sapanın toprağı yaran kısmı
fırfırik : topaç
galah : tezek yığını
geven : deve dikeni
Erzurumca fıkralar
Erzurum lisesinde Erzurum’lu Öğretmen ,Erzurum’lu öğrenciyi sözlü sınavı yapıyor : -Arhadaçi -Buyur hocam neci? -Adın neçi? -Mehmet Zeçi -Numaran neçi? -içiyüz içi -Memleçetin nereçi? -Erzürümün içi -Soriyi bilirmisen peçi? -Hocam sori neçi ? -Erzürümün nüfüsi neçi? -Hocam bilmemçi -Eleyse otur içi -hocam neyettimçi
----------
Erzurum'lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor. Kadın: -Gardaş bu otubus İlice'ye gidir mi? Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla -Heyir baci, getmez! Kadın: -Vış! eleyse niye durdun!
--------------------
Saf bir Erzurum'lu şehirlerarası otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi: -Dadaşlar hele bir bahın ben bu otobusun yolçusu miyam?
Tebriz kapısında aşağı inende, bir kamyon gelip yolun ortasında durmuş, şoför atlayıp taşı ön tekerleğinin önüne yerleştirmiş, trafik polisi yetişmiş:
"Burada durulur mu?"
"Aman ağabey, gurban olim, sahın teprenme, zor durmuşam, frenler dutmir!"
"Frensiz araba olur mu, üstelik farlardan biri de kırık!"
"Ağabeg, daş sıcradı, gırdı!"
"Ver bakalım ruhsatla sehliyetini..."
"Ne ruhsatı? Ağamın ehliyetini beraber gullanırih, ben de değil!"
"Tu Allah belanı vermeye, ver 500 lira ceza defol!"
"Dadaş" boynunu bükmüş:
"Ayahlaran gurban olim ağabeg, aham 500 lira vermesine verem de, sucumuz ne oni anniyah!"
Duvarcı ustası, tuğlayı, taşı yerine koydu mu iki adım geriye atıp marifetine ıslık çalarmış...
İnşaat sahibi bakmış iş yürümüyor, ustaya seslenmiş:
"Gardaş sen duvarı ör, ıslığı ben çalaram!"
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! |