Soraya’yı Taşlamak
ben bu ağıdı yakarım yakmasınada
kül olmuş viranımdan ses çıkarmı bilmem..
... kara gözlerin sarmalandı
el değmez saçlarına inat..
hangi kendini bilmez nefs’e
helak ediliyorsun?
sofranda doyurduğun komşunamı..
mintanını kokladıgın ’eş’ bildiğinemi
göğüslerini çürüttüğün evladınamı..
hangi çiçeğin goncasına el açtın
hangi çimenin yeşilini çizdin soraya
konuş soraya, son kez konuş..
gitme böyle..
yıkma bu vebâli üstüme..
..
haberin olsun..
güneş ar’landı
bulutlar karalandı
kan gülleri bitti burada..
toprak yanılacak!!..
gör!
göğ kundaklandı soraya
nasıl bir kazanın içine atıldın
sefil, namert..
birazdan taşlar sıvazlayacak
toprak yanılacak!!..
yapma!
fokur fokur kaynayan insaf
necisden daha necis..
düş!
düş yalan ihbarın önüne
ah yarenlik edemediğin kızına
ah hanende ki yalnızlığına
kim yanacak soraya?
gitme!
..
oy dilimdeki kara delik !
oy saçlarımdan damlayan fitne
ellerimin çatlak fukarası
dudaklarımın çürük rengi
avuçlarımın şahbaz tutuşu
izin ver ..
bilsin son bakışının
hüzün türküsünü alem...
.. ben bu ağıdı yakarım yakmasınada
bir taş sağımda,yüzüme vururmu bilmem...
___
Belma Karaca
__________________ Raki içen kadın yurtta sulhtur ağdalı değil nağmeli sever..
Konu Belma tarafından (07 Aralık 2019 Saat 14:13 ) değiştirilmiştir.
|