Karşı cinslerine kıyasla kronik hastalık, stres ve depresyon riskiyle daha yüksek oranda karşı karşıya olan kadınlar, bir yandan da psikolojik ve fiziksel şiddetle daha çok mücadele ediyorlar.
Michigan Üniversitesi Psikiyatri Departmanı doktoru Shervin Assari'ye göre sosyal adaletsizliklere rağmen kadınların yaşam süresi her ülkede erkeklerden daha fazla. Örneğin kadın-erkek arası yüzde 20 gelir eşitsizliğinin olduğu ABD'de kadınların ortalama yaşam süresi 81,2 yıl, erkeklerinki ise 76,4 sene.
Assari, bunu beş nedene bağlıyor:
1. BİYOLOJİK YAPI
Kadınların biyolojik avantajlara sahip olduğunu söyleyen Assari, kadınlardaki östrojenin kötü kolestrolü azaltırken, kalp risklerini düşüren iyi kolestrolü yükselttiğini ifade ediyor.
Erkeklik hormonu testosteron ise kandaki kötü kolestrol seviyesini artırıp, iyi kolestrolü azaltıyor. Bu da erkekleri hipertansiyon ve kalp krizine daha açık hâle getiriyor.
Erkeklerin kronik hastalıkları ise kadınlara göre daha ölümcül. Assari'ye göre kalp hastalıkları erkeklerde 10 yıl daha erken başlayabiliyor.
2. SAĞLIKLI YAŞAM FARKINDALIĞI
Assari, sağlıklı yaşam bilincinin daha yüksek olan kadınların iletişimde de daha başarılı olduğunu, bu nedenle erken teşhislerin daha yaygın olduğunu söylüyor. Erkeklerin muayene ve tedaviye daha az gönüllü olması da bu durum da etkili.
"Maskulenlik öğretilmiş bir yapı" diyen Assari, erkeklerin sağlığa dikkat etmenin kadınsı bir davranış olduğunu düşündüğünü söylüyor.
3. RİSKLİ DAVRANIŞLAR
Testosteron hormonu, öfkeyi de tetiklediği için kazalar ve cinayetlerde erkekler daha fazla risk altında.
250 genç üzerinde araştırma yürüten Assari, risk kavramının kadınlar tarafından fazla büyütüldüğünü, erkekler tarafından ise çok göz ardı edildiğini söylüyor. Bu durum da erkeklerin sosyal hayatta neden daha fazla kural ihlali yaptığını açıklıyor.
Kuzey Amerika Psikiyatri Kliniği'nin 2011'de yürüttüğü bir araştırmaya göre erkeklerde uyuşturucu kullanımı kadınlara göre 2,2 kat daha fazla. Uyuşturucu ve alkol sonrası araç kullanımı nedeniyle oluşan her beş kazanın dördünden erkekler sorumlu.
Risk alma, erkeklerin omuzlarındaki sosyal yük, testosteron seviyesindeki fazlalık gibi nedenler erkekleri uyuşturucu ve alkol kullanımına iten nedenler arasında.
4. İNTİHAR EĞİLİMİ
Birçok ülkede erkeklerin intihara daha meyilli olduğunu söyleyen Assari, ABD'de erkeklerin intihar nedeniyle ölmesinin kadınlara kıyasla 3,5 kat daha fazla olduğunu ancak bunu silah kullanımının yaygınlığının da etkilediğini ifade ediyor. Erkeklerin duygularını ifade edememesi ve tedaviyi reddetmesi intihar oranlarını artırıyor.
5. ÖĞRETİLMİŞ ROLLER
Doktor Assari'ye göre tüm biyolojik etkenlerden bağımsız olarak aile ve toplum, erkeğe maskülen kadına feminen olmayı öğretiyor.
Beyin bu şekilde kodladığı için erkeklerde kendini kontrol dürtüsü, "namus" algısı, inisiyatif alma zorunluluğu ve profesyonel başarı baskısı daha fazla oluyor. Bu da yaşam süresini kısaltan stres ve depresyonu tetikliyor.