Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
özellikle inançlı insanların küçük sebepler yüzünden evliliklerini bozmalarına tepki gösteriyor.
Eşinin çok büyük hataları olmamasına rağmen mizaç farklılığı yüzünden şikâyet eden, mutsuz olan ve ayrılmayı isteyen kadınlara evliliklerini devam ettirme konusunda daha çok sorumluluk yükleyen Atasoy, 'Ailenin direği kadındır. Eğer kadın sabırlı, şefkatli, merhametli, fedakâr olursa, eşini, ailesini, çocuklarını hoşgörü ile mükemmel şekilde idare ederse, o zaman ailenin birliği, bütünlüğü kurulur.' diyor.
Sorumluluktan kaçan, anlayışlı davranmayan, aile içinde sevgi ortamı oluşturmayan erkekler yüzünden kadınların mutsuz olduğunu vurgulayan Atasoy, bu mizaçtaki erkeklere karşı kadınların üç seçeneği olduğunu söylüyor: Ya yıllar boyu değişmesi için uğraşacak, tartışacak, ya ayrılacak veya olduğu gibi kabul edip onunla yaşamayı öğrenecek. Bir kadının ömür boyu tartışsa da erkeğin mizacını değiştiremeyeceğini iddia eden Atasoy, 'Değiştirmeye çalışan kadının kendisi yıpranır. Olduğu gibi kabul edip, fark ettirmeden, hırpalamadan istediği çizgiye gelmesi için çalışmalı. Bu arada yaptığı fedakârlıklar ile yıpranır; ama sonunda mutlu olabilir.' diye konuşuyor.
Bu anlayışın bugünkü genç nesle hitap etmediğini, geleneksel bir bakış olduğunu kabul eden, hatta çocuklarının bile fazla itaatkâr olduğu noktasında kendisini eleştirdiğini belirten Gülay Atasoy, bunlara rağmen kadınları eşlerine karşı daha sabırlı, fedakâr ve hoşgörülü olmaya çağırıyor. Bunun sebebi de boşanan kadınların ekonomik bağımsızlığı olsa bile çocukları ile birlikte yeni bir düzen kurup mutlu yaşamasının daha zor olduğunu düşünmesi. Çok büyük anlaşmazlıklar olmadığı halde küçük sürtüşmeler yüzünden ayrılmanın kadınlar için bir çözüm olmadığını dile getiren Atasoy şöyle konuşuyor: 'Kadın bir de anneyse boşandıktan sonra daha ağır yükün altında kalıyor. Aslında kadınları düşündüğüm, sevdiğim, onları korumaya çalıştığım için 'ailenizi yıkıp daha çok perişan olmayın, biraz fedakârlık yapın, sabır gösterin, ayrılığın getirdiği daha ağır yüklerin altına girmeyin' diyerek onların tarafını tutuyorum.'
Gülay Atasoy, Nesil Yayınları'ndan çıkan 'Eşimi Seviyorum' adlı son kitabında, kadınlara eşlerine karşı anlayışlı olmayı öğütlerken, verdiği bazı örnekler dikkat çekiyor. Atasoy, örneklerin ağır olduğunu kabul ediyor ve kitabının yeni baskılarını da çıkaracağını söylüyor.
Erkekler, ailenin yükünü kadınların omuzuna atıyor
Bugün ailelerde yaşanan sorunların çoğunluğunun erkeklerin sorumsuzluğundan kaynaklandığını belirten Gülay Atasoy şunları söylüyor: 'Erkekler ailenin yükünü kadınların omzuna atıyor. Özellikle çalışan kadınlar evdeki işleri de üstlenerek iki kat fazla çalışıyor. Erkekler kadınlara bu kadar yüklenmesin. Dindar bir erkek beş kuruş emaneti gözü gibi saklar; ama Allah'ın emaneti olarak verilen eşini korumuyor. Peygamber Efendimiz (sas) veda hutbesinde ve vefat anında kadınlara iyi davranılmasını istiyor. Peygambere ümmet olmaya çalışan bir erkek, hanımına iyi davranmıyorsa bunun hesabını verecektir. Sahih bir hadiste Efendimiz: 'Kadın hakkı ile gelene şefaat etmem.' diyor. Erkekler bunu unutmamalı.'