Cevap: Ülkemizde Kadın Hakları Genişletilmeli Midir?
Ben olaya balıklama dalmak istiyorum bazı arkadaşlar yanlış yorumlar yaparak insanların dinine saygısızca kelimeler türetmektedir.Hani nerde "HAK" kavramı ? hani nerde özgürlükçü düşünce? hani nerde saygı gösterme? göz göre göre kendi ile çelişen kişiler var.Şimdi gelelim kadın haklarının genişletilmesi çalışmasına; biraz araştırırsanız Türkiye'de kadınlara daha çok hak tanıntığını duyduğunuzla değil gördüğünüz ile bilirsiniz.Örnek; Portekiz'de kadına tanınan bazı örnek haklar ; 1998 yılında ceza kanununda yapılan bir değişiklikle kadına karşı şiddet konusunda polis soruşturması zorunlu hale getirilmiş ve işyerinde cinsel taciz, tanımındaki bazı eksikliklere rağmen suç olarak yasaya girmiştir. Bununla birlikte özellikle aile içi şiddet konusunda faillere yönelik kovuşturma ve mahkumiyet sayıları son derece düşüktür.Ensest ceza yasasında halen suç olarak kabul edilmemektedir.Ensest manasını merak edenler ; aile içi yasak ilişki manasına gelmektedir.Bilmem anlatabildim mi. Yunanistan'da kadına tanınan bazı örnek haklar ; Kadına karşı şiddet Yunanistan'da halen devam eden bir problemdir. Aile içi şiddet, evlilik içi tecavüz ve iş yerinde cinsel taciz ile ilgili özel kanuni düzenleme yapılmamıştır.Bunun yanı sıra mevcut mekanizmaların uygulamaya geçirilmesinde sorunlar yaşanmakta, polis şiddet mağduru kadınları kanuni yollara başvurmaktan vazgeçirerek uzlaşma yoluna gitmeye teşvik etmektedir. Sendikaların verdiği bilgilere göre iş yerinde cinsel tacize ilişkin hukuki takibat yoluna çok nadiren gidilmektedir.Yunanistan'da kadınlara, 1924 yılında bazı koşullarla ve yerel seçimlerle sınırlı olarak oy hakkı tanınmıştır. Oy hakkı ile ilgili cinsiyetçi sınırlamalar yasalardan 1952'de kaldırılmıştır. Kadınların siyasete, karar alma süreçlerine katılımı halen çok yetersizdir.
Bugün de dünyanın birçok yerinde kadınlar horlanmaktadır. Rusya’da da kadına zulmedildi. Zorla Kolhozlara sokuldu. Erkek gibi, en ağır işlerde, erkek şeflerin baskısı altında, insafsızca boğaz tokluğuna, hayvanlar gibi, en ağır işlerde zorla çalıştırıldı. Fakat zulüm payidar olmadı. Bilinen akıbete uğradı.
Hür dünya dedikleri Hristiyan ülkelerde ve İslam ülkeleri denilen Arap ülkelerinde, (Hayat müşterektir) denilerek, kadınlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticarette, erkekler gibi çalışıyorlar. Çoğunun evlendiklerine pişman oldukları, mahkemelerin boşanma davaları ile dolu olduğu, günlük gazetelerde sık sık görülmektedir.
Ben uzun uzadıya ülke ülke yazmak yerine bu sorunların her ülkede görüldüğünü ve görüleceğini söylemek istiyorum.Bunu engelmenin yolu bana göre; İslam'ı içinde yaşayan kişi ve kişiler de ; Allah korkusu olur, vicdan olur, merhamet olur, kız-erkek, yaşlı-genç farketmeksizin onun haklarını koruyup kollar ve ona saygı gösterir.Bunun en güzel örneklerini Ayet-i kerimelerde ve Hadis-i Şerifelerde görmekteyiz.
Kadınlar, İslam dininin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı, huzuru, hürriyeti ve boşanma hakkına malik olduklarını bilmiş olsalar, bütün dünya kadınları, hemen Müslüman olurlardı.
Müslümanlıkta kadın sultandır. Dinimiz kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir. İslamiyet’te kadın ev içinde ve dışında çalışmak, para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, evli değilse babası, babası da yoksa, en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamaya mecburdur. Kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmayan kadına, devletin yardım sandığı bakar.İslamiyet’te geçim yükü erkek ve kadın arasında paylaştırılmamıştır. Bir erkek, hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde çalışmaya zorlayamaz. Eğer kadın isterse ve erkek de razı olursa, kadın kendine uygun bir işte çalışabilir. Fakat, kadının kazancı kendisinindir. Müslüman kadının ev işi yapması bir ihsandır, çok sevaptır. Zorla yaptırılamaz. Resulullah efendimizin zamanından bugüne kadar, Müslüman kadınlar bu ihsanı yapmıştır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: Bir mümin, kötü huylu diye hanımına kızmasın! İyi huyu da olur. Bir diğer Hadis-i şefirte buyurur ki; Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür. Bir diğer Hadis-i şefirte buyurur ki; Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.
Daha bunun gibi bir çok Hadisler mevcuttur.Asıl mesele nedir biliyormusunuz.Allah'ın varlığını birliğini kabul edip O'nun Peygamberi olan Efendimiz S.A.V yolundan giden birinin "HAK" kavramını "GÜÇLÜ-ZAYIF" ayrımını "SAYGI" kavramını ve bunun gibi bir çok insani değer taşıyan kavramların bilincinde olur ve ona göre hareket eder.Bu değerlerin kazanılması asla ama asla yazı ile düzeltilemez.Ancak ve ancak insanın dini duygularıyla özdeşlik kazanır.İsteyen yanlış anlar isteyen anlamaz.Ben İslam dininin bana verdiği "HAK"tan "BACIMA-ANAMA-EŞİME" verdiği haktan Allah'a şükrediyorum.Şükürler olsun ki kalbim/kalbimiz/kalplerimiz bununla yoğrulmuş Elhamdulillah.İnsanlığın düzelmesi = dini değerler ile bizlere tanınan haklar ile rayına oturur.Selam ve dua ile. |