Çevrimdışı

ilkokul beşte, dersane servisindeyken iri yarı koca kafalı bi oğlan (ki sıfatı hala aklımdadır. tip itibariyle gerçek bir samet'ti) "şşş, kalksana orası benim yerim" demişti. "ya ne fark eder, git otur işte boş bulduğun yere" cevabını vermemin akabinde -nasıl olduysa- bir metrelik mesafeyi 25 adımda koşarak kat ederek üzerime saldırma başarısını göstermişti. abimin gazıyla merak saldığım taekwondonun ilk meyvesini de o saniye toplayıvermiştim. çocuğun kazağının karaciğer bölgesindeki çamurlu botlarımın izi (zincirleme tekme tamlaması), 11 yaşındaki bir veledin gözünden bir ressamın ustalık eseri gibi durmaktaydı. şişkoyu bertaraf ettik, eyvallah, lakin yerimizde oturmanın da bir bedeli olmalıydı elbette. yanımda "kirli sepetinde babamın kanlı külodunu gördüm. sanırım annemi aldatıyor" diyerek ağlayan çocuğu teselli etme görevi de bana düşmüştü. ulan belli ki herif etek tıraşı olurken yadigarı çizdi, kanı da durduramadı, "amaan, geç kalıyorum" diyerek giydi donu. ne aldatması? kasaptan dalak alıp sevişmedi ya bu herif; dondaki kan izi nasıl bir aldatma delilidir kardeşim?

Yukarıdaki makaleden bağımsız olarak uyarıyorum. Erkeklerin donunda ki kan lekesi aldatma belirtisi değildir. Kamu spotu.