Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Mayıs 2019, 15:18   #1
Çevrimdışı
YaRen
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İlişkilerde sorun daha çok kadınlar mı erkekler mi?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


21. yüzyılın en tartışmalı kurumlarının başında gelen evlilik, günümüz yaşam şekline uygun mu? İlişkileri içinden çıkılmaz hale getiren kadınlar mı yoksa erkekler mi? İlişki içinde erkek ne istiyor kadın ne yapmıyor, kadın ne istiyor erkek ne yapmıyor? Her iki cinsin en sık yaptığı hatalar neler? Cinsellikle ilgili sorunlar evliliklerde ne oranda yer tutuyor? Kadın ve erkekler cinsellikten beklentilerini neden dile getiremiyor? Boşanmalar niçin en çok evliliklerin ilk yılında gerçekleşiyor? Mutlu bir evliliğin ve sağlıklı bir cinsel yaşamın olmazsa olmazları var mı? Prof. Dr. Mehmet Sungur ve Prof. Dr. Doğan Şahin, günümüz evliliklerini ve yaşanan gerçekleri bilimsel veriler ışığında yazı dizimizde değerlendiriyor.

Günümüz evliliklerinin yürüyenleri kadar yürümeyenleri de var. Boşanmalar o kadar arttı ki insan “Geçmişteki evlilikler mi daha başarılıydı yoksa o dönemde ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ mantığı mı geçerliydi!” diye düşünmeden edemiyor. “Bunun en önemli nedeni evliliklerin yürümesi yolundaki beklenti ve kuralların değişmesi” diyor uzmanlar. Hal böyle olunca “Evlenmek bir haksa boşanmak da bir hak” diye düşünenlerin sayısı artıyor. Bir başka gerçek de şu; boşanmaların büyük bir ivmeyle artması giderek normalleştirilmesine ve bu konuyla ilgili olumsuzluğun rafa kaldırılmasına yol açıyor. Daha evliliğe geçiş aşamasında “Yürümezse boşanırım” şeklinde bir düşünce yapısı belirince evlilik kararı daha cesur alınıyor. Toplumlar ise sorunlara köklü çözümler üretmek yerine geçici önlemlere başvuruyor. Daha mı çok suç işleniyor? Alın size daha büyük hapishane! Daha mı çok boşanma oluyor? Buyurun boşanmayı kolaylaştıran yasalar! Bunlar çözüm olabilir mi? Uluslararası Kognitif Terapiler Birliği Başkanı ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Hayır” diyor ve sorunlarına rağmen birlikte olmayı isteyen ancak bunları nasıl çözeceğini bilemeyen çiftlere yardım edebilecek kurum ve profesyonellere ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

‘HER SORUN BİR FIRSATTIR’

Sungur’a göre, her sorun çiftlerin birbirleriyle olan bağlarını güçlendirmek için sunulmuş bir fırsat demek. Problemli evliliklerde eşler birlikte sorun çözmek yerine ondan kaçmayı tercih ediyor. Daha kötüsü de var. Boşanan eşler bir sonraki beraberliklerinde de sorunlara katlanamıyorlar. Çünkü yeni ilişkilerinde çatışmalar ve sorunlardan arınmış bir birliktelik umuyorlar. Boşanmış kişilerden bazılarının geçmişteki evliliklerinde ilişkilerini daha iyiye götürme konusunda yeterince çaba harcamadıklarını itiraf ettikleri görülüyor.

BOŞANMALAR EN ÇOK EVLİLİĞİN İLK YILINDA GERÇEKLEŞİYOR

Dünyadaki genel eğilimlere bakıldığında istatistikler, evlenme oranlarının azaldığını, boşanma oranlarının arttığını, üreme oranının (çocuk sayısının) düştüğünü, evlenme yaşının yükseldiğini, birlikte yaşama oranlarının ise artış gösterdiğini gösteriyor. 1970’li yıllarla 1990’lı ve 2000’li yıllar karşılaştırıldığında hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde boşanma oranlarının iki kat arttığına dikkat çekiliyor. Günümüzde ABD gibi bazı ülkelerde boşanma oranları yüzde 50- 55’lere kadar yükselirken aynı oranın Avrupa’da yüzde 40-45 arasında değiştiği görülüyor. Boşanmalar en çok evliliğin ilk yılında meydana geliyor ve tüm boşanmaların yüzde 50’den fazlası evliliğin ilk 7 yılında gerçekleşiyor. Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Boşandıktan sonra yeniden evlenme oranları yüzde 75 civarındadır. Bu oran ikinci evliliklerde boşanma oranlarının ilk evliliktekinden daha yüksek olduğunu gösteriyor” diyor. Tüm bu istatistikler evlilik kurumunun güvenilirliğinin ve evliliğe yönelik talebin kısmen azaldığına işaret ediyor. Yüzde 50’lere varan boşanma oranlarına rağmen insanlar arasındaki bağ kurma ihtiyacının yoğunluğu toplumun yüzde 90’ının hâlâ evlilik tercihinde bulunmasından anlaşılıyor.

Tüm boşanmaların yüzde 50’den fazlası evliliğin ilk 7 yılında gerçekleşiyor

‘EVLİLİK BERABERLİĞİN TEK BAŞINALIĞA ZAFERİDİR‘

Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Bence evlilik beraberliğin tek başınalığa zaferidir” diyor ve devam ediyor: “İnsanlar birlikte olmanın tek başına yaşamaktan daha mutluluk verici olduğuna inandıkları için evlenirler. Evlilik öncesi ilişkilerinde daha çok ödüllerin olduğu bir dönem yaşadıkları için evlendiklerinde de ödüllerin aynı şekilde devam etmesini beklerler. Oysa evlendikten sonra geniş ailelerin etkileri, ekonomik güçlükler, çocuk bakımının getirdiği sorumluluklar gibi bedellerle karşılaşmak beklentileri boşa çıkarabilir.” diyor.

AŞK HER ŞEYİN ÜSTESİNDEN GELMİYOR

Eşlerin evliliğe aşkla başlamaları onların gelecekteki mutluluk düzeyini belirlemiyor. Evliliği başlatan nedenler ile devam ettiren nedenler birbirinden tamamen farklı görülüyor. Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Evliliği aşk başlatsa da tek başına aşk bu kurumu devam ettirmek için asla yeterli değildir ” diyor. Aynı şey mantık evlilikleri için de geçerli görülüyor. Evlilik öncesinde yapılan en büyük hatanın eş adaylarının birbirlerindeki sorunları net olarak görmelerine rağmen (alkol madde, şiddet, sadakatsizlik vb) bunların düzelebileceğine olan inançları olduğu belirtiliyor. “Aşkımız her şeyin üstesinden gelir!” inancı ile yapılan bu tür evliliklerin hayal kırıklığı ile sonuçlanmaması için sorunların evlilik öncesinde ele alınması gerekiyor.

İLK YILLAR EŞLERİN REKABETİ İLE GEÇİYOR

Evliliğin ilk yıllarında eşlerin birbirleriyle olan rekabetleri hiç bitmiyor. Bu süreçte her iki taraf da birbirlerine haklılıklarını kabul ettirmeye çalışıyor. Bir süre sonra sorun sadece “Kim haklı, kim haksız?”a dönüşüyor. İşin kötüsü bu haklılık savaşının kazananı olmuyor. Geniş ailelerde çiftlerin aile büyüklerinin müdahalelerine karşı nasıl ortak tutum sergileyeceklerini bilmiyor olmaları da sık karşılaşılan problemler arasında görülüyor. Karşılıklı konuşmayı ve dinlemeyi beceremeyen bir çiftin sorunlarını çözebilmesi mümkün görülmüyor.

ÇÖZÜM İÇİN EKİP RUHUYLA ÇALIŞMAK GEREKİYOR

Prof. Dr. Mehmet Sungur, “İlişkileri zor hale getiren tek başına kadınlar ve erkekler değildir. Sorun kadınlarla erkekler arasındaki ilişkinin kendisidir” diyor. Mutlu evliliklerde eşler sorun oluştuğunda karşılarına, mevcut sorunu alıyor ve çözmek için aynı tarafa geçip bir ekip ruhuyla çabalıyor. Buna karşın mutsuz evliliklerde eşler sorun oluştuğunda karşılarına birbirlerini alıyorlar. Sungur, evliliklerde en zor şeyin eşlerden birinin diğerini ne tamamen terk edip gidecek kadar kötü ne de tamamen adanıp kalacak kadar iyi görmesi olduğunu söylüyor.

ERKEKLER GÜCE, KADINLAR SEVGİYE ÖNEM VERİYOR

İlişkilerde erkekler; güç, rekabet ve başarıya önem verirken, kadınlar için sevgi, iletişim ve ilişki ön planda oluyor. Farklı ihtiyaçları olduğunu fark etmekte zorlanan kadın ve erkek, ilişkiye ancak kendi bildiklerini getirdikleri zaman beklenen tatmin gelmiyor. Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Farklılık eşitliğe aykırı bir kavram olarak değerlendirilmemeli. Birbirimizden tamamen farklı ama hâlâ eşit olabiliriz” diyor.

ERKEKLER ANNELERİ İLE EŞLERİ ARASINDA HAKEM ROLÜ OYNUYOR

Prof. Dr. Mehmet Sungur, “Bence aile büyüklerinin günümüz evliliklerinin gidişatında hem olumlu hem de olumsuz etkileri bulunuyor, en büyük sorun ise onların müdahalesi ile karşılaşan çiftlerin nasıl tepki vereceklerini bilemiyor olmaları” diyor. Bu süreçte erkekler, anneleri ile eşleri arasında gereksiz bir tampon rolü üstlenip bir çeşit hakemlik görevine soyundukları için hem yıpranıyor hem de hakemlikleri adil bulunmuyor. Bu nedenle evliliğe aday gençlerin birinin eşi olmadan önce kendileri olmayı öğrenmeleri ve ne isteyip ne istemediklerini bilmeleri gerekiyor.

Evlilikte kadınların hataları

- Başkalarının yanında eşlerini değersizleştirecek söylem ya da davranışlarda bulunma

- Sürekli geçmişi gündeme getirme (geçmişteki acılara şapka çıkarılmadığını düşündükleri için)

- Söylemlerini sık sık tekrarlamak (duyulmadığını düşünerek)

- Erkeklerin “Beni takdir etmiyor, sadece değiştirmeye çalışıyor” şeklinde düşünmelerini kolaylaştıracak davranışlarda bulunmak

- Suçlar tarzda konuşmak

- Eşlerinin cinselliğini değersizleştirmek

- Uzun uzun konuşup ana konuya gelememek

KADIN EN ÇOK SUSMAKTA ZORLANIYOR

Kadın en çok susmakta erkek ise duymak ve anlamakta zorlanıyor.

Erkeklerin ilişkideki hataları

- Eşlerine olan ilgilerini onların anlayacağı şekilde ifade edememek

- Sevgilerini ya da duygularını yeterince gösterememek

- İletişimi sağlayabilecek düzeyde konuşamamak

- Eşlerinin söylediklerini duyduklarına dair bir işaret ya da tepki göstermemek

- Empati yaparak anlamaya çalışmak yerine hızlı çözüm önerilerinde bulunmak

- Aşk yapmak yerine seks yapmayı tercih etmek

- Önemli günleri unutmak

- Eşinin anneliğini eleştirir tarzda konuşmak

- Kendi geniş ailesini eşinden daha çok önemsediğini dile getiren söylemlerde bulunmak

Hangi evlilikler daha başarılı?

- Farklılıklarla birlikte yaşamayı öğrenmiş

- İletişim becerileri olan

- Sorunların her evlilikte olabileceğini peşinen kabul ederek esas olanın birlikte sorun çözme becerileri geliştirmek olduğunu bilen

- Koşulsuz sevgi ve adanmışlığın egemen olduğu ailelerin çocukları uzun süreli ilişkileri daha iyi sürdürüyor.

ŞİDDET VE SADAKATSİZLİĞİ AFFETMEK ZOR

Kadın ve erkekler en çok şiddet ve sadakatsizliği affetmekte zorlanıyor.

Kadınlar değer görmek ve sevilmek istiyor

Kadınlar en çok kendilerine değer verildiğini, beğenildiklerini, dinlenip anlaşıldıklarını ve sevildiklerini görmek istiyor. Kadın erkeğin yaşadığı zorluğu anlamasını ve empati yapmasını beklerken erkek hızlı çözüm önerilerinde bulunmayı yeterli görüp “problem çözen tamirci” rolüne bürünüyor. Kadınlar ise duydukları çözüm önerilerinden çok duyulduklarını fark etmeyi, yaşadıkları zorlukların anlaşıldığını hissetmeyi arzuluyor.

Mutlu evliliğin olmazsa olmazları

- İyi iletişim

- Birlikte sorun çözme becerileri

- Bir taraftan “biz” olmaya çalışırken diğer taraftan “ben”leri koruyabilmek

- Ortak hedef ve amaçlar oluşturmak

- Güven duygusu verme

- Tahmin edilebilir ve tutarlı olma

- Hayallerini değil birlikte olduğu kişiyi tanıyıp sevme

- Rutin bir yaşamın içinde mutlu olabilmeyi becerebilme
Haberturk

__________________
Ruhum hep hayLaz kaLacak,
Üzgünüm hayat ßen " ßüyümeyeceğim.. "
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan