Cevap: Yeri Olan Kitap Cümleleri
Demokratik toplumlarda bir kişiye yapılan haksızlık bütün topluma karşı yapılmış sayılır. Bu bilinç yerleştirilmedikçe, haksızlıkların ve adaletsizliklerin önüne geçmeye olanak bulunamaz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi toplumun bütün bireylerini sarar ve birçok insan ''adam sen de...'' bencilliği ve bireyciliği ile yetişir. Herkes kendi küçük dünyasının kabuklarında, sessiz sedasız yaşamayı hüner sayar. ''Sen mi kurtaracaksın?'' gibi sorularla kavgadan gürültüden uzak tutulmak, günlük yaşantının mutluluk zırhlarıyla sarılıp sarmalanmak hiçbir yasanın suç saymadığı ve birçok insanın da küçük görmediği bir yaşam biçimi olarak belirir. Beni düşünmüyorsan çocuklarını da mı düşünmüyorsun gibi duygusal tepkilerin gözdağlarıyla sıkıştırılmış sorumluluk duygularının sınırladığı insanlar, yaşamlarında bir başka mutsuzluğun gölgeleri ile boğuşup dururlar öylece. Düşündüklerini bir kez bile yüksek sesle söyleyememiş, öfkesini karşısındakinin yüzüne hiç haykıramamış bir insanın bilinç ve duygu dünyasında doğan girdaplar belki de sabah akşam boğmuştur bu kişiliğini. Kendi kişiliğinin katili olmak da güç iştir basbayağı. Susmak... susmak, hep susmak. Konuşmamak, konuşmamak... Üstlenilen görev budur bütün yaşam boyunca. İnsanları saran küçük çemberler büyüye büyüye demokrasinin boynuna bir halka gibi geçer. Suskunluk kural, konuşmak ve eleştirmek de kural dışı olur bir süre sonra. Bir kişiye yapılan haksızlığı her insan yüreğinde ve bilincinde duymalıdır bütün ağırlığınca. Bu sorumluluk bilinci kurulmamışsa, her yeni haksızlık bir kader gibi benimsenir bütün toplumda.
Suçlular ve Güçlüler - Uğur Mumcu
Öyle bir anda, öyle bir sayfaya denk geldim ki, 208. sayfa sen bizim hapsolduğumuzsun, daha iyi anlatılamazdı sanırım.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |