İlişki bitecekse ben bitiririm!
Erkekler ne yazık ki ayrılığı kabullenemiyor. Hele hele terk edilmeyi içine asla sindiremiyor. Çünkü egosu yüksek ve onun zedelenmesine tahammül edemiyor. Kadınların terk edilmeyi hazmetmeleri 2 yıl sürerken erkeklerde bu süre 5 yıla çıkıyor. Peki bunu neden yapıyorlar? İşte erkeklerin ayrılma sürecinde yaşadıkları ve yaşattıkları... DUYGULARINI BASTIRIR
Bir erkeği sevgilisinden ayrıldığı günün akşamında, bir eğlence mekanında kalabalık bir masada görebiliriz. Arkadaşlarını toplamıştır, gülüp eğleniyordur. Dışarıdan bakıldığında “Keyfi çok yerinde” olarak görülmektedir. Nitekim masadaki arkadaşlarına da “Oh be, esareten kurtuldum. Ayrılana kadar canım çıktı. Bir türlü bırakmıyordu beni. Yaşasın özgürlük” demektedir. Oysa durum hiç de öyle değildir. Erkek bir savunma mekanizması oluşturmuştur, gerçekleri görmemezlikten gelmektedir, duygularını bastırmaya çalışmaktadır. Çevresindeki insanlara karşı yıkılmayan adamı oynuyordur ama duygusal açıdan yıkıntı halindedir. AŞIRI DERECEDE SAHİPLENME
İşin doğrusu, hiç kimse bu oyuna uzun süre devam edemez. Uzmanlar, terk edilmiş erkeklerde korku, depresyon, kalp hastalıkları, nefes darlığı, aşırı terleme gibi fiziksel rahatsızlıkların gelişebileceğini söylüyor. Bu rahatsızlıkların tümü aslında psikolojik etkenler nedeniyle ortaya çıkıyor. Aşk acısı, kişiyi yara almaya daha açık hale getirebiliyor. Daha da ileri gidelim, terk edilmenin düşüncesi bile erkeklerin büyük bir panik yaşamasına neden olabiliyor. Peki bu durumda erkek ne yapıyor? Terk edilmemek için birlikte olduğu kadını ve ilişkiyi aşırı derecede sahipleniyor. Bir başka deyişle erkek, “Bu ilişki ve bu kadın benim. İlişki bitecekse ben bitiririm, biri terk edecekse, ben terk ederim” noktasına geliyor. YALNIZ KALMA KORKUSU
Tabii bu aşırı ‘bencil’ durum erkeklerin ilişkideki kötü sinyalleri görmesini engelliyor. Almanya’da 832 erkek üzerinde yapılan bir araştırma şu ilginç sonucu ortaya çıkardı: “Erkekler uzun süre birlikte oldukları kadınla her gün kavga etseler bile, terk edildiklerinde şaşırıyor.” Peki bunun nedeni ne olabilir? Bu kadar kavganın ayrılığı getireceğini nasıl düşünemeyebilir? İşin doğrusu, erkek bunu düşünmemeyi tercih ediyor. Ayrılık durumunda kurduğu düzenin yok olacağını düşünmek erkeğin duygusal dünyasına atılmış bir bomba olarak görülüyor. Yalnız kalma korkusu ortaya çıkıyor, erkeklik egosu yaralanıyor. Üstelik bu durumu nasıl atlatacağına dair bir planı da yok. Hatta tüm bunları anlatabileceği bir arkadaşı da yok. Çünkü erkekler terk edildiğini ya da aldatıldığını en yakın arkadaşına bile anlatamaz. Yani erkek tam bir çaresizliğe gömülüyor. KADINLAR PAYLAŞARAK ATLATIR
Oysa kadınlarda durum çok farklı. Kadınlar daha ilişkinin başında terk edilme ya da aldatılma ihtimallerini düşünerek hareket ediyor. Bu, onun için dünyanın sonu değil. Problemlerini, düşüncelerini ve duygularını paylaşabilecekleri kadın arkadaşları var. Acılarını da rahatça ve açık açık yaşayabiliyorlar. Acısını paylaştıkça hafifliyor, arkadaşlarının verdiği öğütlerle hayatını düzene sokabiliyor. Kadınlar, terk edilme ya da aldatılma sendromunu konuşarak, ağlayarak yasını tutarak atlatıyor. Bu nedenle kadınlar ayrılığı 2 yıllık bir süreçte hazmederken, konuşmayan, derdini anlatmayan, dışarıya karşı hep güçlü görünmeye çalışan erkekler bu davranışların sonucunda ayrılığı 5 yılda hazmedebiliyor! Yani acı sürecini uzattıkça uzatıyor. TERK EDİLEN ERKEKLE İLGİLİ GERÇEKLER
* İlişkisi sona ermiş erkeklerin yüzde 91’i, terk eden taraf olduklarını iddia eder. Ancak sadece üçte biri doğru söylemektedir.
* Ayrılmış erkeklerin yüzde 62’si alkole sığınır (Birçoğu daha sonra içkiyi azaltır).
* İlişkisi bitmiş erkeklerin yüzde 51’i ayrılığın ardından iş hayatında sorunlar yaşar.
* Erkeklerin yüzde 49’u terk edildikten sonra intikam almayı düşünür.
* Yüzde 12’si kendisini terk eden kadınla ilgili bir suça bulaşır. Örneği, kadının bir malına zarar verir, veya kadını yaralar. İNTİKAM DUYGUSU ARTAR
Erkeklerde acayip bir durum daha var. Çektikleri acı nedeniyle düne kadar beraber oldukları kişiye karşı besledikleri tüm olumlu duygular nefrete dönüşebiliyor. Duygularını iyice uç noktalarda yaşayan ve sağlıklı düşünemeyen insanlarda bu durum intikam düşüncesine kadar gidebiliyor. Ayrılmak, boşanmak isteyen kadınların eşleri ya da sevgilileri tarafından şiddete maruz kalması ya da öldürülmesinin sebebi de bu. Erkekler duyguları ve korkuları hakkında rahatça konuşmayı öğrendikleri zaman bu tür şiddet öykülerinin azalacağı da bir gerçek. Erkeklerin göremediği, görmek istemediği şey şu: “Ayrılık doğal olarak her iki cinse de acı verir, ama aynı zamanda her iki taraf için de yeni bir başlangıç anlamına gelir.” DERS ÇIKARMAYI BİLMEZLER
Evet, ayrılık aynı zamanda yeni bir başlangıç anlamına gelir ama burada da kadınla erkek arasındaki devasa fark ortaya çıkıyor. Kadınlar yas tutma sürecinde ilişkilerinin hangi nedenlerden dolayı yürümediğini tespit edip, kendi hatalarını da sorgulayıp, onları gelecekte tekrarlamamaya çalışıyor. Erkekler ise düşünmüyor bile. Ayrılık yaşamış, terk edilmiş erkeklerle yapılan bir araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmaya katılan her 10 erkekten 7’si, “İlişkimin neden yürümediğini anlamıyorum” cevabını verdi. Her 10 erkekten 5’i, suçu karşı tarafta görüp “Hiçbir neden yokken beni terk etti” dedi. Erkeklerin bu duygusal çöküntüden kurtulmak için başvurdukları en önemli ‘tedavi yöntemi’ de çok kısa sürede yeni bir ilişkiye başlamak oluyor. Tabii yeni başladıkları o ilişki de devam etmiyor, erkeği daha da çaresiz bırakıyor. Oysa suçu başkalarına atmak yerine erkekler biraz kendilerini sorgulasalar belki de bir sonraki ilişkilerinde hayatlarının en mutlu aşkını yaşayacaklar.
alıntı |