|
esekherif Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
Azizim hafıza-i beşer nisyan ile malul, boş işlere emekli, yeni dertlere hamile, heveslerle yetim, isteklere öksüzdür. Ferasetin Prof'u , dağda ki çobanı olmaz-olamaz. ''Feraset'' üniler de eğitimle alınıp verilen bir şey değildir. Burhan Kuzu'nun kıssasını Muaviye ve Ali'ye nasıl bağladın anlamadım. Çok fazla üzerinde düşünemedim yorgunluğuma ver lütfen.
Ak parti'nin vaatlerini gerçekleştirme oranları %40-50 yi nasıl neye göre çıkardın bilmiyorum. Sen söyle bunun oranı kaç desen ben de söyleyemem ama şunu çok rahat söylerim ; 15-16 yıl önce bu adamın ilk vaadi şu ünlü balkon konuşmalarında değildi daha öncesi , '' Hastaneler de hiç bir hasta rehin kalmayacak'' ''Susuz, elektriksizve yolu olmayan köy kalmayacak'' Dolasıyla 15 sene sonra Bu kadar büyük hastane mi olur olm kayboluyoruz içeride. Muhalefetin düştüğü eziklik burada ( 16 sene öncesinin Türkiyesini iyi biliyoırsan konuşalım ama ) Devletin parası zamanında başkalarını zengin ediyordu , şimdi başkalarını zengin eder-etmez bilemiyorum. Eskiden hiç bir şey şeffaf bile değildi bunu iş hayatında yaşadığım örneklerle de anlatabilirdim. Konuşacak şeyler burada yazılıp pin-pon gibi anlatılacak şeyler değil.İçind eki ön yargıları kır , çok politize etmeden değerlendirmeye bak, sen zeki birisin seviyorum seni elli tane telefon çaldı bunu yazarken bla blaa
|
Muaviye mevzusu biraz üstü kapalı olmuş. Berat Albayrak'ın dediklerine binaen örnek göstermiştim. Şu meşhur deve hikayesinden bahsediyorum.
Akp vaat oranını ben çıkarmadım bu oranı çıkaran bir önceki mesajda linkini paylaştığım Doğruluk Payı oluşumu. 64 ve 65. hükümetlerle ilgili yaptıkları çalışmada 26 vaadin 15'i gerçekleşmiş vaziyette geri kalanları gerçekleşmemiş ve/veya dondurulmuş durumda. Buradan hareketle genel tabloya bakarsak hep benzer sonuçlarla karşılaşıyoruz yarısı veya daha fazlası gerçekleşmiyor.
Hastane mevzusu bence aşırı manipüle ediliyor. Eskiden farklar var mı ? Var. Sağlık sistemi harika mı? Aksine berbat. Bugün İstanbul özelinde konuşursak hastanelerden randevu alabilmek gerçekten çok zor. Evet eskiye nazaran daha hızlı bazı şeyler ama anlatıldığı kadar da uçup kaçma gibi bir durum yok. Çok yakın olduğum doktorlardan görüyorum ve biliyorum. Kanuni Sultan Süleyman Devlet Hastanesi ve Bağcılar Devlet Hastanesi özeline bakınca realite ortaya çıkıyor. Gençler GSS batağında olduğundan tedavi bile olamıyorlar. Olmak isteyenler de paralı hasta statüsünde tedavi olabiliyor. Şehir hastaneleri özel işletme olduğu için onları baz almak istemiyorum yoksa burada oturup Acıbadem, Liv, Medical Park gibi grupları da konuşmamız gerekir ama bu konuyla ilgili şunu söyleyeyim, işin içinden birçok insan ortak bir noktada buluşuyor, tek bir yere büyük hastaneler yapmak yerine birçok yere daha küçük hastaneler yapmak daha mantıklı. Hem ulaşım hem de hizmet kalitesi açısından. Kaynağını şimdi hatırlayamadığım bir yazıda optimum yatak miktarının 200-220 arası olduğu saptanmış.
Bu feraset mevzusu benim yazdığım kadar yüzeysel değil üzerinde durulmaya değer. Ferasetin diploması olmaz katılıyorum ama bu arkadaşın niyeti de çok iyi değil. Dedikleri tam olarak şuydu:
|
Alıntı: |
“Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış cahil halk. Türkiye’nin okumuş kesimi profesörden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Üniversite ve sonrası çok vahim. Çünkü zihinleri bulanık. Sultan Hamit devrine dönelim. Sultan Hamit mülkiye olmak üzere sultaniyeleri kurdu. Yani Osmanlı Aydınlanması’nı sağlayan Sultan Hamit’tir. Bu okullarda okuyanlar Sultan Hamit’i devirdir. Bu okullarda okuyanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar Osmanlı Aydınlanması’nın mezunlarıdır. Biz de de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar bazıyor. Ben açıkçası korkuyorum.”
|
Devlet eskiden şöyleydi bugün böyle bizim Türk milleti için biraz aşılması gereken bir şey. Eskiden devlet-hükümet-derin devlet bilmem ne her şey girft bir şekilde ilerliyordu. At izi it izine karışmıştı o günlerin aşılması gerekiyordu tıpkı bu günlerin aşılması gerektiği gibi. Eski Türkiye eskide kaldı bu 16 yıllık süreç de eskide kalıp daha sağlıklı, daha uygar, daha adil bir Türkiye'ye ulaşmamız gerek. Mevcut hükümet ve sistem adalet ve liyakatten çok uzak ve hatta uygarlıktan nasibini almamış insanlarla dolu.