Cevap: İçini dök!
Herkes düzenli-düzensiz nefret ederdi kendinden ve her zorluk her toplumu güçlü çıkarırdı. Hayat bana bir şey yaşama fırsatı verseydi sabah dokuz akşam beş eve dönen, nereye yetiştiğini bilmek için koşuyor olurdum. Kimseye derdini anlatamadığından yüksek sesle konuşan ben, belediye araçlarına binen insanların çabalarına, hep aynı muhabbetin her gün döndüğü adamların kafilesindeyken mutluydum. Bir şarkıyı bir oturuşta yirmi defa dinlemek saçma gelebilir. Ama aynı hayatı üç yüz atmış beş gün tekerrür etmek kaçınılmazdı. Öyle ya herkes hikayesi olan adamların hikayesini yazmak peşindeydi. Kahrolsun rayına oturmamış haklar! Diyordum, kahrolsun! Benimle hiç ilgilenmiyorsun diye kulağıma eğildi annem, örtüsü omuzlarına düşmüştü. Peşim sıra gelmiş kafamı dağıtmak istiyordu. Sakallarım içe doğru uzarken kemerimi bağlayıp kendimi dağılmaktan kurtardım. Bilge ifadeleri örneklere indirip konuşmaya başladım. Anne, Nuray o adama kaçmış biliyor musun? Sonra geri dönmüş, yediği dayaklardan olsa gerek. Başını kapatmış birde görmelisin ne güzel olmuş. Annem hayretler içinde dinliyordu. Ağzımdan fütursuzca boşalıyordu kelimeler. Günahlar örtüyle mi saklanıyordu, yoksa bir veba mıydı bu bilemiyorum. Bünyemi zayıf düşüren gerekçeler de silinip gidiyordu konuşurken. Alelacele hazırlanıp dışarı fırladım. Yağmura bir kılıf bulup şemsiyeyi açmadan yürüyordum. Van, bakir bir şehirdi. Az sonra acı üreten bir şehir oldu.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
~
Çok güzel gözlere, kaşlara sahip olman gerekmez. Yüzüme bakacak kadar, yüzün olsun. ` Kâfi.
# UzmaN ~ |