Cevap: İçini dök!
Öldüm say. Odama gir. Yatağıma uzan. Tavana bak ve gülümse. Ama uzanmadan önce yatağıma otur bir bardak çay iç. Sonra ruhuma Fatiha oku. Kitaplarım, kalemlerim, defterlerim, notlarım sana emanet. Yüzüğün hemen yüzüğümün yanında. Çay bardağımı da almayı unutma. Özel eşyalarımı koyduğum kutu masamın 2. çekmecesinde. Yazılarımın olduğu dosya da o kutunun altında. Kokumu unutma. Ellerimi dokundurduğum her yere dokun. İz iz beni ara, beni ara. Ağlama sakın, bilirsin ağlayanlara dayanamam; sana hiç kıyamam.
Öldüm say. Kimsenin yüzüne bakma, kimseyle konuşma evin içinde. Zaten kimse sana sormaz kim olduğunu. Bakışlarımın izini taşıyan bu yüz ”yaratılmışım”dan başka kim olabilir ki? Kitaplarımı karıştır, gözlerimi ve parmaklarımı dolaştırdığım sayfaları, altını çizdiğim cümleleri özenle oku. Kendini bulacaksın. Mektupları tekrar oku. Mektup demişken aklıma geldi, ”Gidiyorum Bu’’ şiir kitabının arasında sana yazdığım bir mektup var. Onu al ama odamda okuma, bir parkta oku. Yağmur yağmasına gerek yok, hava durumu önemli değil.
Sadece şunu söylüyorum: Ağlama, çay iç, şiir oku ve kitaplarımı hep sakla.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
~
Çok güzel gözlere, kaşlara sahip olman gerekmez. Yüzüme bakacak kadar, yüzün olsun. ` Kâfi.
# UzmaN ~ |