Cevap: İçini dök!
Telefon çalıyor; fakat öyle yorgunsun ki kimseye cevap verebilecek durumda değilsin. Telefon susuyor, biraz rahatlıyorsun. Beş dakika sonra tekrar çalıyor, sonra yine çalıyor, durmadan çalıyor. Deliriyorsun. Mecburen cevap veriyorsun. Telefonun ucundaki kişi seni azarlar bir ses tonuyla, neden telefona cevap vermediğini soruyor. Hatta yaptığın şeyi; ihmalkârlık, itaatsizlik, ayıp ve çirkin bir kayıtsızlık ve baştan savmak olarak görülebiliyor. Telefonun sürekli açık olduğu için aslında insanlara şu mesajı veriyorsun: Ben şuracıktayım ve her an ulaşılabilirim. Beni istediğiniz zaman arayabilirsiniz, nerede olduğumun bir önemi yok, iki elim kanda da olsa size cevap vereceğim; çünkü vermek zorundayım. İşte modern çağın bizi getirdiği nokta. İletişimin doğrularıyla bizim kendi özel yaşantımızın çarpışması sonucu yaşadığımız sorunlar. Özel hayatımızın fazlaca ifşa edilmesi, yalnız kalamamak, kafa dinleyememek ve sonunca derin bir depresyonla karşı karşıya kalmak. Yalnızlığın biz insanlar için ne kadar önemli olduğunu dağlarda hissediyorsunuz. Sessizliğin insanın ruhunu onardığını yine dağlarda ve yaylarda hissediyorsunuz. Aslında tabiatta var olan seslerin dışındaki tüm sesler fazlalık.
Birazdan telefonun yine çalacak. Mail kutuna şimdi bir mail daha düşmüştür. WhatsApp’taki gruplardan habire mesaj gelmeye devam ediyor. Şarjın da azaldı, zaten en fazla yarım gün gidiyor.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
~
Çok güzel gözlere, kaşlara sahip olman gerekmez. Yüzüme bakacak kadar, yüzün olsun. ` Kâfi.
# UzmaN ~ |