Adana’da Doğum, Sünnet ve Ölüm Gelenekleri
DOĞUM : Adana’da doğum yapan kadınların henüz yeni doğmuş bebeklerin yanına girmesi yasaktır. Bir bebeğin doğumunun 7., 20. ve 40. günleri merasimlerle yıkanırlar. Bebeğin başına dökülecek suyun içine 40 tane taş, para, ayna ve biraz da yeşillik eklenir. Daha sonra bu su bebeğin başından aşağıya dökülür. Sünnet : Dünyaya gelen bebeklerin sünnet zamanı geldiğinde çocuğu tuması için bir kirve seçilir. Kirve olan kişi çocuğun ailesi ile artık akraba sayılırlar. Kirve, manevi baba demektir. Ölüm : Adana’da ölüm meydana geldiğinde ölüye ait bir bohça yapılır ve çoğunlukla kadın olan bir ağıtçı ağıt yapmaya başlar. Çenesi temiz bir örtü ile bağlanan ölünün üzerine bıçak konur (cenaze şişmesin diye) ve cenaze defininden dönüşte ev süpürmek yasaktır. Cenaze defnedildikten sonra 3., 7., 40. ve 52. günü yemekli mevlüt yapılır. En dikkat çekici gelenek ise ölü evinde 40 gün boyunca ışık sönmez. Düğün: Adana’da evlenmeden önce bir takım aşamalar meydana gelir. İlk olarak oğlunu evlendirecek anne kız arayışlarına başlar. Beğendiği, hoşuna giden bir kız bulduğunda yakınları ile kız evine kızı görmeye giderler. Eğer oğlan annesi kızı beğernirse ilk fırsatta kızı istemeye giderler. Kız ailesi ve kız razı olursa ve anlaşılırsa ağızlar tatlansın diye (Ağız Tadı) kız ailesi hemen tatlı, şeker, lokum v.b. dağıtır. Sonrasında kız tarafı erkek tarafına bir liste verir.
Bu listede kız tarafının istediği ve şart koştuğu bir takım eşya ve bir miktar para vardır. Eğer kız tarafının bu listedeki istekleri erkek tarafına ağır gelirse araya hatırı sayılır bir takım insanlar sokularak listenin hafifletilmesi talep edilir. Ama başlık parası alınan bölgeler halen bulunmakta. Akabinde anlaşılan takı ve elbiseler alındıktan sonra nişan yapılır ve genellikle pamuk ve buğday hasastı sonrası ise düğün yapılır. 2 bayram arası (dini bayram) düğün yapmak yasaktır. Düğün zamanı geldiğinde ise düğüne çağrılacak insanlara okuntu olarak isimlendirilen mendil, çorap tarzı küçük hediyeler verilir. Düğünden bir gün önce kına gecesi yapılır. Düğün günü ise evin damına bayrak bağlanır.
Düğünden sonra erkek evine gelen gelin eve girmeden önce su testisini tekmesiyle kırar ve bu suyun üstünden geçer. Ardından yağlı ballı olarak adlandırılan yaprak arasındaki tatlıyı kapıya yapıştırır. Bunun anlamı mutluluk ve soyunun devamıdır. Kaynanaya saygı ve sevgiyi göstermek amacıyla gelin kaynana oklavasının altından geçer. Ardındanodasına gelen gelin etrafındaki insanlara ve yengelerine gelin sandığından hediyeler verir. Not: Eskiden gelin, erkek evine at ile gelirdi ve attan inmeyen gelini indirmek için erkek babası hediye verirdi.
__________________ ~ P .İ .R ~ |