Yunan Mitolojisinde Adı GeçenKraliçeler
Aithra: Atina kralı Aigeus'un karısı. Poseidon, bu kadına yanaşmış olduğu için oğlu Theseus’un babası diye bazan Aigeus, bazan Poseidon gösterilir. Aithra, Dioskur’lar tarafından kaçırılmış, köle olarak Helena’ya verilmişti; Helena ile beraber Troya’ya geldi. Şehrin ele geçirilmesi üzerine, torunları Demephon ile Akamas, Aithra'yı kurtardılar.
Alkestis: Thessalia'da Pherai şehri kralı Admetos’un karısı. Alkestis’i elde etmekte, Apollon, Admetos’a yardım etmiş; Moira’lardan, ölme vakti gelince, yerine bir can bulduğu takdirde, Admetos’u ölüler ülkesine götürmeyeceklerine dair söz almıştı. Kralın ölme vakti geldi; yaşlı anne ve babası, ömürlerinin kalan sayılı günlerini oğulları uğruna feda etmeye razı olmadılar. Admetos’un genç, güzel kansı Alkestis’ten başka kimse bu fedakarlığa yanaşmadı. Alkestis tam ölmüştü ki saraya Admetos’un dostu Herakles geldi. Ölümün peşinden koşarak onunla boğuştu. Alkestis’i ölümün kollarından kurtarıp yeniden hayata kavuşturdu. Kocasını seven Alkestis'in fedakarlığı, Euripides'in Alkestis tragedyasına konu olmuştur.
Hekabe: Troya kralı Priamos'un karısı; Hektor, Paris, Polyksena’nın annesi. Euripides, Hekabe tragedyasında, Troya’nın düşmesinden sonra onun köle olarak Yunanlılar tarafından götürülüşünü anlatır. Hekabe, Thrakia’da kral Polymestor ile karşılaşır. Hekabe, en küçük oğlu Polydoros’u hazineleriyle beraber krala emanet etmiş, ama kral, servetini ele geçirmek için, çocuğu öldürmüştü. Hekabe, Polymestor'u kandırıp çadırına çeker; Troya’lı kadınlarla birlikte kralın çocuklarını öldürdüğü bu çadırda Polymestor'un da gözlerini kör eder. Efsaneye göre Hekabe sonradan bir köpek olmuştur: Hellespontos (Çanakkale boğazı)'da Kynossema (köpek mezarı) dağında bir yer, Hekabe’nin mezarı diye gösterilirdi.
Klytaimestra: Agamemnon'un karısı. Aigisthos, onu baştan çıkardı, ikisi bir olup Troya dönüşünde Agamemnon'u öldürdüler. Sonradan Agamemnon’un oğlu Orestes de onları öldürdü. Homeros’un kısaca temas ettiği bu efsane, Attika'lı tragedya şairleri tarafından sık sık kaleme alındı. Bu tragedyalarda Klytaimestra, öldürmeyi aklına koymuş, güçlü bir katil kadın olarak görünür.
Leda: Thestios’un kızı, Sparta kralı Tyndareos’un karısı. Zeus, bir kuğu kılığına girerek Leda’ya yanaştı. Leda, Zeus’tan gebe kaldı, iki yumurta doğurdu; birinden Helena, ötekinden de Dioskurlar (Kastor ile Polydeukes ikiz erkek kardeşler) çıktı. Bu efsane çeşitli şekillerde anlatılır: Mesela Polydeukes’in Zeus oğlu olduğu, Kastor’un ise Tyndareos’un oğlu olduğu için ölümsüz olmadığı da söylenir. 'Klytaimnestra da Leda ile Tyndareos’un kızıdır.
İno: Orkhomenos kralı Athamas’ın, ilk karısı Nephele’den iki (Phriksos ile Helle), Kadmos'un kızı olan ikinci karısı İno’dan da iki (Learkhos ile Melikertes), dört çocuğu olmuştu, İno tanrılar kurban edilmelerini istiyorlar diye bir fal uydurup üvey evlatlarını öldürmeye kalkıştı. Phriksos ile Helle, altın postlu koçun sırtında deniz aşıp canlarını kurtardılar. Athamas delirdi, Learkhos’u öldürdü; öldürmek için İno’yu da kovalamaya başladı. İno, korkudan, sağ kalan oğlu Melikertes ile beraber, kendini denize attı. Ana oğul, deniz tanrısı oldular. Leukothea adını alan İno, fırtınalı havalarda denizcilere yardım eder. Attika’lı tragedya şairleri, bu efsaneyi çeşitli şekillerde işlemişlerdir.
Niobe: Tantalos'un kızı, Thebai kralı Amphion’un karısı olan Niobe: Benim 7 oğlum, 7 kızım var; seninse yalnız iki çocuğun: Artemis, Apollon diyerek Leto’ya karşı böbürlenmişti. Apollon ile Artemis, tanrısal oklarıyla Niobe’nin bütün çocuklarını öldürdüler. Niobe, duyduğu derin acıyla taş kesilip bir kaya oluverdi. Bugün Anadolu’da Sipylos (Manisa) dağında uzaktan insana benzeyen bir kayanın, gözyaşları döken Niobe olduğu söylenir. Homeros’ta da (llyada XXIV, 602 617) bulunan bu efsaneyi şairler, ressamlar, heykeltraşlar sık sık konu edinmişlerdir. Aiskhylos da bir Niobe tragedyası yazmıştı. Niobe’nin hikayesi, Ovidius’un Melamorphos’larında da anlatılır.
Penelope: Odysseus’un karısı, Homeros’un Odyseia destanıyla sadık, iffetli zevce sembolü oldu. Penelope, kocasının yirmi yıl süren yokluğunda talibi olan bir sürü erkeği bir hile ile kendinden uzak tuttu: Kaynatası Laertes için dokumakla olduğu kefeni bitirir bitirmez içlerinden biriyle evleneceğine söz vermişti. Ama gündüzleri dokuduğunu geceleri gizlice söküyordu. Penelope’ye ait şu efsane, Homeros’ta yoktur: İkarios, kızı Penelope'yi Odysseus’a verdikten sonra, damadının Lakedaimon’a yerleşmesini istemişti. Odysseus’un yine de karısını alıp gitmiye kalktığını görünce peşlerinden gitti. Odysseus, karısına: İster benimle gel, isler babanla dön; karar senin!" dedi. Penelope utanarak başını örttü. İkarios, bu hareketten, kızının, kocasını sevdiğini anladı, gitmelerine engel olmadı.
Alıntı