Çevrimdışı

Kadınlar susarak gitmez. Kadın eğer erkeğin sesi çok çıkıyorsa susar. Aksi durumda hiç susmaz. Ayrıca niyet açıklanıncaya kadar istenilen her neyse o telafuz edilinceye kadar zaten narkoz verilmiş ve erkek baygınlık geçirmiş yeni yeni ayılıyordur. Sonrasında erkeğin biraz biraz sesinin çıkması/çıkmaya başlaması ile otorite erkeğin elinde kalırsa Kadın SUSAR.. Çünkü artık istediği şeyin olmayacagından emindir. yorulmuştur, bitkin düşmüştür. Susar, susar, susar... su veren yok mu diye bağırır. Erkek gider bir bardak suyu verir. Kadının susmasının sebebi aslında boğazının kurumuş olmasındandır.. Suyu içen kadın tekrar aynı konulara aynı şekilde döner. Erkek hayretler içerisindedir. Sanki daha önce konuşurken kullandığı kelimeleri dahi seçen, dikkatlice anlatan kendisi değildir. Sanki duvara dağlara taşlara konuşmuştur. En ufak aleyhte kullandığı bir kelime Otomatik silahtan çıkarmışcasına kendisine doğrultulmuştur... Dilim kopsaydı da o kelimeyi kullanmasaydım der içinden. Lakin söylemiştir laf ağızdan çıkmıştır. İyi anlarda esprilerde geçen kelime, savaş ilanından sonra telafuz edildiğinde hakarete küfre dönüşebilmektedir. Erkek bunu tecrübe eder. Aslında daha önceleri de defalarca bu konuda tecrübesi olmuştur ancak erkek milleti ufak tefek işleri önemsemediğinden (Odunluktan) dikkate almamıştır. Rakip ise tam tersi kelimeleri harf harf işleyen, sesteş uyumuna dahi dikkat eden bir rakiptir. Konunun buradan sonrası erkeğin sevgisi ile ortaya çıkan davranışlara göre yön bulur. Karşısındakinin şahsiyetine göre terbiyesine göre Erkeğin susma vakti geldiyse o ilişki bitmiştir.. (sevgililik olayları hikaye olup anlatılanlar evliliktedir) Mahkemede son bulur ve Erkek sustuğunda bir daha konuşmaz.. Susar susar.. susuzluğunu mey masalarında dindirir.. (Yazılacak bir sürü şey var esasen uzatmayalım )