Araf
Bir anne ayın on dördünü izliyor. Yıldızlar seçiyor kendine, Yüzünde seyrek bir tebessüm. Bir çocuk elinde simit, Gözü yolda… Babasını bekliyor avluda. Bense seni… Yalnız seni… Kah taş attığın deniz olmak istiyorum. Yüzün aks etsin sularıma diye, Kah başından geçen bulut olmak istiyorum. Kah sulusepken olmak istiyorum saçlarını öpebilmek için, Yol uzun, Zaman meçhul, Ben Araf’tayım sevdiğim. Gönlüm Elif gibi akarken sana, Hamza sessizliğindeyim. Hani her şey vardı bu çağda, Biz neden yokuz peki ? Biz yokken, ben nasıl olayım ? Üşüyorum, Çalılar arasında bir yüreğin sahibiyim. Gün boyu düşüyorum dallardan bir yaprak gibi, Bulutun önünde bir rüzgar oluyorum kimi zaman. Sevda ise heyhatlarda. Her saniye boğuyorum aydınlığımı. Eyvahlar çörekleniyor başımda. Çek beni bu karanlıklardan. Bu handa, kalmıyor hiçbir şey yerinde. Kar eriyor, Çıplak ağaçlar çiçekler giyiniyor, Saat susmuyor, Bir ben kalakalıyorum. Bir ben duruyorum. Alaca hicranların ortasında. Bul beni sevdiğim… Ateşin kıvılcımı düşmeden önüme, Kül olup savrulmadan, Ayrık otlarına karışmadan, Bul beni sevdiğim. Ebru Ünsal |