Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Temmuz 2016, 14:37   #1
Çevrimdışı
Melodram
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kadınım, o halde varım.




Baş not: Ay yazı çok uzun, hiç okuyamam diyenler ''okumadım ama emeğine sağlık'' yazmasın, konuya girip okumaya üşenip merak edenlerde yazının son paragrafını ve notu okusun, olaysız dağılalım. Sevgiler.

Dün gece yaşadığım bir ''sosyal medya tacizi'' olayından sonra, buraya bir şeyler karalamak istedim; çünkü artık bunları çok olağan görmemiz ve kabullenip sinmemiz beni deli ediyor. Yaşadığım şey basit bir olay gibi gözükse de, bunun nasıl sonuçlar doğuracağını ve aslında basit şeylere susarak daha büyüklerine ne kadar fırsat verdiğini hepimiz biliyoruz. O yüzden bu konuyla ilgili iki kelam edip, içimi dökeceğim ama yine bu sadece buz dağının görünen kısmı olacak. Uzatmadan başlıyorum.

50 yaşlarında, sanatsever, doğasever ve dolayısıyla vatansever olduğunu vurgulayan açıklama kısmıyla beni takip edip, ''Selam güzelim, nasılsın?'' yazan bir amca. Güzel olduğumu düşünerek ve genç olduğumu düşünerek yazmış belli ki. İlk mesajını öğlen 4 gibi atmıştı, cevap vermedim, önemsemedim başka şeylerle ilgilendim. Daha sonra, gece 1'de yine bir mesaj. ''Orda mısın?'' diye. Tam da delirmeye ve patlamaya meyilli olduğum bir zamana denk geldi, mesajı okudum ve adamın profiline girdim. Listemde ne kadar kız arkadaşım varsa hepsini takip etmiş. Hemen birkaç tanesine mesaj attım, böyle böyle bir adam var, engelleyin dedim. Onlara da bana yazdıklarını yazmış. Hepimize de aynı saatte atmış, çok profesyonel çalışıyor bu 24 saat online sapığımız. Arkadaşlarımla beraber adama ''Hayır dede.'' cevabını attık, orada olmadığımızı iddia eder gibi ama yaşından başından utanması gerektiğini de yüzüne vurmak istercesine. Cevabı, yine hepimize aynı şekilde ''Yaş kaç ki?'' şeklinde oldu. Bu cevaptan sonra arkadaşlarıma siz bir şey yazmayın diyerek, adamın sorusuna da cevap vermeden ''Listemde takip ettiğin kızları takipten çıkarıyorsun, gece gece kendini ifşa ettirtme, o kızlardan birini takip ettiğini görürsem, seni şikayet eder, tacizlerini ifşa ederim.'' dedim. Açıkçası dişli bir sapık bekliyordum ama öyle olmadı, mesajı attıktan 2 saniye sonra bütün arkadaşlarımı takipten çıkardı, takipten çıkarma hızı da etmesi kadar seriymiş. Tabii bu davranışı sergilemesi onu ifşa etmeyeceğim anlamına gelmiyor, bunu kendisi de anlayacak fakat olayın başka bir boyutu var burada. Bu sapkınlık derecelerinin gün geçtikçe artıyor olması.

50 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir adam, tanımadığı kızlara masum gibi görünen bir mesaj atıyor ve bir cevap bekliyor, ''dede'' kelimesini duyduğunda ise yaşını merak ederek, ''çok da küçük olmasın, başımı belaya sokar şimdi bu'' diye aklından geçiriyor muhtemelen. Yaptığı şeyin taciz olmadığını düşünerek, rahatça mesaj atıyor fakat ''ifşa'' kelimesini okuduğu andan itibaren çark ederek, sanki hiç öyle bir şey yapmamış gibi hayatına devam ediyor. Adını kullanmasa bile fotoğrafını profiline eklediği için bu şekilde tanınmaktan korkarak, takipleri geri çekiyor ama öte yandan yine birilerini takip etmeyi ve aynı mesajları onlara atmayı ihmal etmiyor. Attığı mesajların ''selam, nasılsın, yaş kaç ki?'' gibi basit mesajlar olması taciz gibi gözükmese de, taciz ettiğini yazdığım zaman aslında amacının bu olduğunu bildiğinden ödü patlıyor. Türkiye şartlarını düşününce yüksek ihtimalle evli, belki de bir kızı olan adamlar böyle platformlarda elini kolunu sallayarak, cinsel dürtülerine karşı koymadan onlarla ilgilenecek ''genç kızlar'' arıyorlar. Evli olmaması, kızının olmaması da yaptığı şeyi normalleştirmiyor tabii, yanlış anlaşılmasın.

Yine bir diğer olay, kız arkadaşlarımla beraber ani bir kararla pikniğe gitmek istememizle yaşanıyor. Mangalı erkek işi gören zihniyetin olduğu bir memlekette, haliyle 3 kızın pikniğe gitmesi, üstüne bir de mangal yakması, fazlasıyla ilginç geliyor, hem de bizi tacize açık hale getiriyor. Çünkü sen kız başına gidip mangal yakarsan, o kadar erkek içinde tacizi hak ediyorsundur diye düşünüyorlar. Bu düşüncenin ışığında, piknik alanına girer girmez, gözler üzerimize çevrildi. Mangalı çıkarıp yakmaya başlarken, yan masadan bir cengaver gelerek ''Şurayı açın daha kolay olur.'' dedi. Tebessümle karşılayarak, teşekkür ettik ve gitti. Bu arada kadınlar da yanımızdan geçerken alkışlayarak ''Aferin kızlar, aferin kuzularım, ne güzel de yakıyorlar'' diye bizi takdir ediyor, belki de kocaları olmadan böyle bir şey yapamayacaklarını bildikleri için de içten içe hüzünleniyorlar. Mangalı yaktık bekliyoruz başında, kimseyle bir ilgimiz yok, delicesine açız ve bir an önce etleri yemek istiyoruz. Yan masadaki cengaver yeniden geliyor. Aramızdaki diyalog şu şekilde gerçekleşiyor:
Cengaver: Ya bugün de kendime söz vermiştim, mangal yakmayacaktım, dayanamadım.
Ben: Biz yakıyorduk zaten, gelmenize gerek yoktu.
C: Olur mu yaa, mangal erkek işidir, kızlar anlamaz
B: Mangal erkek işi değil, herkes mangal yakabilir siz sadece öyle zannediyorsunuz, kadın işi erkek işi diye bir şey yok (o mangala kafasını gömmek istercesine)
C: Ne demek yok mesela kadınlar araba sürebilir ama lastiği değişebilir mi? (gerçekten bunun bir iş ayrımı olduğunu zannederek soruyor)
B: Gerekiyorsa onu da yapar ama senin dediğin şey bir iş örneği değil, dedim ve ha hö ho gibi anlamsız tepkileriyle beraber masasına geri döndü, tabii gözü sürekli bizim masamızda. Her ne kadar o an için zıt düşsek de, nezaketen pişirdiklerimizden götürdük, çünkü saf bir şekilde insanlığın ölmediğini düşünüyorduk.
Daha sonra diğer bir ailenin olduğu masadan genç bir çocuk geldi, bizim yaşlarımızda. ''Kızlar biz şimdi gidiyoruz, siz de çok durmayın, birazdan burayı sarhoşlar basar.'' dedi ve bizi iyi niyetiyle uyardı, biz de kalkacağımızı söyledik. Canımız da mangalda kahve çekiyor, iki dakikalık keyfimizi de bu sapık bakışları görmeden yaşayalım dedik ama pek öyle olmadı. Önce yan masadaki cengaver, laubali tavırlarla ''kahvem nerde kaldı kızlar ya?'' diye bir cümle kurdu, daha sonra masamızın yanında attığımız kemikleri yiyen köpekleri yatarken gören 3 genç ''bize de böyle baksanız biz de yatarız kapınızda'' dediler. Yetmiyormuş gibi, ileri uçtaki bir masada oturan 8 tane yaşını başını almış adam masayı dikizleyerek, arkadaşlarımın eşyaları arabaya götürdüğü bir sırada yanıma gelerek ''kahvenizden alabilir miyim?'' sorusuna, ''size çıkmaz maalesef'' cevabını almasına rağmen, hiç mi çıkmaz, bir fincan da alamaz mıyız, çıkarsa haber verin gibi cümlelerini sıralayarak yürüdü. O arada yerde duran bir çalı parçasını görüp ''lazım mı bu?'' diyen, muhtemelen o sapıklardan olmayan bir adama patlayarak ''lazım tabii kemireceğim onu'' dedim.
Fincanları yıkamaya gittiğimde ise kahve isteyen adam ve iki arkadaşı daha ''bu saatlerde niye buradasınız ki, dikkat edin'' gibi bir cümle kurdu. O an hayal dünyamda o musluğun mermerine kafasını vura vura parçaladığımı görsem de, cevap vermeden masaya döndük ve başta tebessüm ettiğimiz cengaveri de, tersleyerek alandan ayrıldık. Burada da sorun şu, insanlar birbirine yardım edebilir, o çocuk iyi niyetle bize yardım etmiş olabilir ve insanca karşılayarak biz ona tebessüm etmiş olabiliriz ama bu bizim orada, onun tacizlerine, emirlerine ve laubali hareketlerine müsamaha göstereceğimiz anlamına gelmiyor. Göstermediğimiz için de ''iyi akşamlar'' demeden, oradan ayrıldı. Çünkü kendisine minnet etmemizi ve daha da laubali olmamızı bekliyordu, oysa biz bütün gün onun her önüne gelene küfürler yağdırmasını dinleyerek yeterince müsamaha göstermiştik.

Bu örnekleri çoğaltabilir, yaşadığım binlerce şeyi birçok kadın gibi nefes almaksızın sıralayabilirim, hiç bitmeyen bir yazı bile olabilir bu aslında ülkede yaşananları düşününce ama bu kadar olaya rağmen, bu cesareti bu deli cesaretini nereden buluyor insanlar? Benim saç rengime, giydiğim kıyafete, bakışıma, gülüşüme, konuşmama göre benim tacize davetiye çıkardığıma nasıl karar verebiliyorlar. Pembe otobüs, pembe metro gibi uygulamalarla kadınların yaşadığı taciz olaylarını en aza indireceğini sanan zihniyet, bunun daha çok bu olaylara meyil vereceğini göremiyor mu? Real hayatında bütün duygularını bastırmaya çalışıp, sosyal medyada bir insanın attığı fotoğraflara göre ''nasılsa bikinili fotoğraf atmış'' diyerek cinsel ilişki yaşamaya meyillidir diye, cinsellik içerikli mesajlar atmak ne kadar akıllıca? Ya da akıl sağlıkları ne kadar yerinde bu insanların? Akşam 6 civarında, piknik alanında kız başımıza olduğumuz için ''burada ne işiniz var?'' derken, birazdan size biri bir şey yapsa bu aslında sizin suçunuz mesajı vermek isteyen adamlar, neden nefes alıyor hala? Yaşadığımız her şeyde bir kulp bulunuyor ve bir şekilde kadın suçlu çıkarılıyor. Metroda eskiden gözümün içine bakarak beni süzen, ağzımın içine düşecekmiş gibi salyalarını akıtan adamları gördükçe, utanır başımı eğerdim. Göz göze gelmemek için. Şimdi zaman zaman yine kafamı çevirsem de, 20 dakika boyunca kitlenip bakıyorsa bir adam, aynı şekilde gözlerinin içine bakıp ''bir sorun mu var?'' diyebiliyorum. Siz de demelisiniz. Bu hedef göstermekse evet hedef gösterin ama bunu yaşadınız diye de pembe vagon gibi abidik gubidik cinsiyetçi, kadın erkeği daha çok ayıran uygulamalara destek vermeyin. Sizin saat kaç olursa olsun, yer neresi olursa olsun o an orada olma özgürlüğünüz var ve siz o an orada olduğunuz için, bir şeyleri hak etmiş olmuyorsunuz. Biri sizi taciz ettiğinde, dönüp kendinize bakıp, üzerinizi başınızı düzeltmeyin. Sizin giydiğiniz t-shirt sütyeninizi belli edebilir ama bu sizin taciz edilmeyi, tecavüze uğramayı hak ettiğiniz anlamı taşımaz. Evet bunlara dikkat ederek de yaşayabilirsiniz, yaşayın ama etek giydiğiniz için suçluluk hissetmeyin mesela. Bir elbiseyi alırken bile ''bu Ankara'da giyilir mi?'' diye düşünerek, geri bıraktığım çok zaman olmuştur, saçmalıkmış.

Yine hunharca uzattığım, yazdıkça devam ettirmek istediğim, ettikçe de sinirlerimi bozan bir konunun sonuna geldik. Aslında demek istediğim asıl şey, uzun okumayı sevmeyenler için olsun bu kısım, siz nasıl rahat ediyorsanız, nasıl mutluysanız öyle yaşayın ve çok basit bile olsa, size karşı yapılmış her şeye ses çıkarın. İster herkesin içinde ses çıkarın, ister kendi kendinize, ister bir sosyal platformda ama susmayın. Çünkü kimse kimsenin demesiyle bir şeyi hak etmez.

Not: Belki de bu, kadın hikayeleri serisi gibi bir konu olur, belki de bu forumda da içini dökmek isteyenler olur, bu konularda içinizi dökmeyi ayıp diye de görmeyin; çünkü burada bile böyle olaylarla karşılaştığımızı az çok hepimiz biliyoruz. Sevgiler canım kadınlar, gücünüzün farkına varın.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver