Cevap: Tanrı tatile çıkmış olmalı!
Bazı şeyleri hazmetmek gerçekten çok zordur hele dinle alakalı safsataların yüzümüze vurulmasını sindirebilmek gerçekten zordur. Aslında bakarsanız dini bölümlere ayırıp öyle değerlendirebiliriz. Ben İslamiyet özelinde bu ayrımı şöyle yapıyorum: Allah - Peygamber - Kuran - Peygamber sonrası - Hadis - Şıh Şeyh vs.
Bu ayrım ne manaya geliyor ? Yıllar yılı bir safsataya inandırıldık: "En az değişime uğrayan din İslamdır." yanından bile geçmemiştir. Peygamber sonrası dönem çok önemlidir çünkü buradan Emevi-Abbasi dönemi başlıyor ve bu dönem İslamiyete onulmaz zararlar veriyor kabaca Muhammet peygamber vasıtasıyla bize ulaşan İslamiyet bu dönemde eksen kaybına uğruyor ve Arap milliyetçiliğine kurban gidiyor. Sonrasını biliyorsunuz zaten Osmanlı'nın dini kendine göre revize etmesi, Arapların ve Farsların kendi çıkarlarına göre İslamiyet "bug"ları oluşturmaları -ki buna en güzel örnek muta'dır- bugün İslamiyeti Allah dininden farklı bir noktaya getirdi. Konu bu olmadığı için bu kısmı doğrudan atlıyorum merak eden dostlar İslam tarihini ve Mezhepler tarihini farklı kaynaklardan okuyup değerlendirme yapabilirler. Buraya bir kavram daha sıkıştırıp ufaktan konuya gelmek istiyorum: Heteredoks İslam. Merakı olan arkadaşlar bu kavramı da bir incelesinler ona göre din algılarını gözden geçirsinler.
Bugün İslam coğrafyasında inanılmaz korkunç birkaç kavram var. Bu kavramların bir kısmı yanlış anlaşıldığı için korkunç, bir kısmı hiç anlaşılmadığı için. Bunlardan ilki "tevekkül" bu kavram bir türlü anlanabilmiş değil. Müslüman sırf müslüman olduğu için Allahın ona amiyane tabirle kıyak geçeceğini sanıyor halbuki bu kavramın işler hale gelmesi için müslümanın olabildiğine emek vermesi gerek. Bu kavram dışında en korkuncu ve başımızdaki zebellahların en sevdiği: Mukadderat. Adam ihmalsizlikten dolayı 23. kattan düşüp ölüyor, açıklama yapılıyor işte orada ortaya bu sihirli sözcük çıkıyor: Mukadderat. Somada madenciler bir grup ******** işveren yüzünden diri diri gömülüyor el-cevap ? Mukadderat. Tam tehlike anında camı kırınız gibi bir kavram. Buradan hareketle Peyami Safa'nın Fatih Harbiye romanına atlamak istiyorum. Safa, romanda doğuluları miskin bir kediye benzetir batılıları ise didinen bir köpeğe. Bu benzetme öyle basit bir benzetme değil, altında derin bir toplum incelemesi yatıyor. Osmanlının yıkılış dönemlerine bakalım -son 300 yıllık süreç-, koca imparatorluk bir anda çöküş evresine girdi bunun sebebi Allah'ın Osmanoğlullarına küsmesi mi ? sanmıyorum ya da Allah şöyle mi dedi, "Muhammetin ümmeti hep yeniyor İsa küsüyor dur gönlünü alayım da biraz da İseviler yensin." sanmıyorum böyle bir şey düşüneceğini. Peki bu gece-gündüz gibi tablonun sebebi ne ola ki ? Sebebi şu, Doğu kibrinde boğulurken Batı ortaya bir şey koymak için çalışıp didindi ve sonuç ? Domino etkisi, Pre-Renaissance, Renaissance, Protestant Reformation, Aydınlanma ve Sanayi Devrimi tabi aralarda önemli değişkenler de var Fransız Devrimi gibi. Bakın bu silsile önemli, önemi ise şurada saklı, Doğulular geniş geniş takılırken Batılılar yaşadıkları Karanlık Çağ ile yüzleşiyorlardı ve sonra kendilerince çözüm buldular ve en nihayetinde seni kendilerine muhtaç ettiler. Günün sonunda tabiri caizse nefes alıp vermemiz bile onlar sayesinde oldu -ironi değil, solunum yetmezliği ve oksijen tüpleri-. Peki biz bütün bu olanları takdir-i ilahi olarak ele alıp düşünmeden geçecek miyiz ? Evet öyle yaptık. Tam da bir Doğuluya yakışanı yaptık ve bu yaşananları yorumlayamadık, anlamlandıramadık ve ortaya saçma sapan bir Osmanlı Modernleşmesi çıktı. Peki hiç kimse anlamlandıramadı mı ? Anlamlandırdı, Atatürk.
Şimdi genelden özele doğru inmeye devam edelim. Şimdi yaygın inanışa göre dünya bir imtihan yeri buradan hareketle arkadaşlar sınavlarımızı hatırlayalım, o an o sınıfın tanrısı gözetmendir o size yardımcı oluyor mu ? Uzaktan uzağa sizi izliyor, siz de onun orada olduğunu ve yaptırım gücü olduğunu bildiğiniz için olabildiğince sakin bir sınav geçiriyorsunuz. Şimdi bunu dine uyarlayalım, dünya bir sınav yeri ve ödülü ise cennet cehennem. Bu kadar kıymetli ödüllerin olduğu bir ortamda Allah anlık olaya neden müdahale etsin ? Kendisi ile çelişmez mi ? Fİlistin mevzusunu ele alalım, Allah'ın mutlak gücü olduğuna inanılıyor, şöyle saniyesinde İsrail'i yakıp yıkar ve Filistini dünyanın en büyük en güçlü devleti yapar di mi ? Yapar herhalde. Eee peki neden yapmıyor ? çünkü kişi kendi kaderini oluşturur. Filistinliler geçmişte yaptığı salaklıklar yüzünden, İsrailliler ise geçmişte yaptığı doğrular sayesinde bu noktadalar. Eğer bunu Allah istemiş olsaydı neden son hak dinin rezil rüsva edilmesine göz yumsun ? Bu konuda çok detaya inmek istemiyorum cevap verilemeyecek -aslında verilebilir ancak dark side'a geçmiş olursunuz- sorular var. Ha şunu da eklemiş olayım, ağaçlar çicekler böcekler Allah'ın mutlak varlığına delalet değildir. Öyle facebook hikayeleriyle ateizmi falan çürütemezsiniz teist kardeşlerim.
Toparlayayım, bu durum birkaç noktada 2016 İslamiyetiyle çelişiyor. Neden 2016 İslamiyeti dedim? Arkadaşlar şuan maalesef Allah'ın gönderdiği son hak din İslamiyeti değil, hacı, hoca, şıh, şeyh dini İslamiyeti yaşıyoruz. Bakın etrafınıza, uyduruk hadisler, dinde olmayan safsatalarla doldu heryer. Açın radyoyu onlarca dini radyo salak saçma şeylerle insanların kafalarını bulandırıyor. Yok her derde deva dua kitabı yok bilmem ne. Gitgide putperest bir İslamiyet yayılıyor. Bakın sakal-ı şerifler, hırka-i şerifler bilmem neler bunların peygamberin 1400 yıl önce kırdığı putlardan farksız. Kuran'nın okunmadığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu ülkede meal okunmuyor, okunsa da hemen hacı hoca lafa atlıyor "aman bırak siz anlamazsınız orada derin manalar var getirin biz anlatalım" tabi anlatırken olmayanı da ekliyor olanı da abartıyor. Açın kardeşim meal okuyun. Bazı yerleri kafanızda netleştirin soruşturun. Son olarak Allah ne mutlak iyidir ne de mutlak kötü. Onun böyle bir isteği de yok. O inanışa göre Muhammet peygamber yüzü suyu hürmetine yarattı insanları ve bu insanları imtihan edip sınıflandırıyor. Ancak yukarıda yazıda da bir kısım çelişkileri görmüşsünüzdür, hem kaza ve kadere inanıyoruz hem de dünyanın imtihan dünyası olduğuna. Ya çok değil 400 km Batıda Yunanistan sınırları içinde Orestiada'da doğmuş olsam Ortodoks Hristiyan olacaktım ve cehenneme gidecektim ee bu nasıl bir sınav? Hadi dünyanın sınav olduğuna inanalım, o halde kaza ve kader inancı sarsılıyor. neyse bu da böyle uzayıp gidiyor. dağınık bir anlatı oldu umarım birkaç kırıtnı yardımcı olur. |