Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Mart 2016, 11:34   #10
Çevrimdışı
yoSun
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Saçma sapan bir penaltı




"Umut, yine sahtekarca kendini yere bıraktı!"

Kaybetmeme artısı (Hakan Ünsal - Hürriyet) Galatasaray için kabus sürüyor. Dönem ve şartlar içerisinde oynanabilecek en kötü rakipti Başakşehir. Çünkü onlar ligin, saha içi yerleşim uzmanı, disiplin ve mücadele standartçısı... Üstüne G.Saray, böyle bir rakibe yapılmayacak en ölümcül hatayı yaptı ve daha maçın başında yenik duruma düştü. Maçın bu andan sonrası, Başakşehir’in istediği gibi geçti. Adeta, örümcek ağına yakalanmış ve çırpındıkça ağa dolanan, kaçınılmaz sona hızlıca yaklaşan av gibi oldu G.Saray. Hoş, G.Saray’ın bu durumdan kurtulmak için ne kadar çaba gösterdiği de soru işareti. Hatta bırakın çaba göstermeyi, durumu kabullenip teslim oldu. G.Saray için son dönemde yaşananların en kötü yansıması kabullenmişlik oldu. Ligi zaten erken bitirdiler. Artık maçlarda da bu erken vazgeçme durumu fazlasıyla gözüküyor. Eksiklerin, ciddi bir kalite problemi ortaya çıkardığı gerçeğini de unutmamak gerekir. Üstüne, form durumu iyi diyebileceğimiz oyuncu sayısı 1-2’yi geçmeyince G.Saray’ın sıralamadaki durumu ortaya çıkıyor.
İlk yarıdakinden ruhsuzunu görmedim (Kanat Atkaya - Hürriyet)
Bir süredir hafızamı yoklayarak şu soruya cevap aramaktayım: “Acaba 1980’lerden bu yana daha ruhsuz bir G.Saray seyrettim mi?” Held (1989-1990) dönemi? Sıkıcıydı kabul... Barış’lı Mustafa’lı takımın yaşattığı zulüm? Aman diyeyim evlerden ırak... Fakat hedeflerden uzak düşmüş, “zayıf kadrolu” o takımların kötü olduklarını kabul ediyorum da şu anki kadrodan daha ruhsuz olduklarını düşünmüyorum. Arma için, forma için, takım arkadaşları için, taraftar için, eşe dosta ayıp olmaması için birazcık olsun çaba göstermiyorlar haydi onu anladım da... İnsan kariyeri için, kendisinden olsun utanmamak için biraz çaba gösterir; o da yok maalesef bu takımda. Ağır mı oldu? Kusura bakmayacaklar... İlk yarıda Selçuk ve Sneijder’ın uzaktan yoklamaları dışında bir pozisyon bile olgunlaştıramayan, en ufak bir hırs belirtisi bile göstermeyen bu kadrodan daha ruhsuzunu görmedim, bilen varsa söylesin. Çok yazık, çok... Alkış mı, yuh mu? (Şansal Büyüka - Milliyet)
Garip bir maç izledik... Özellikle ikinci yarıda... Alkış ile “yuh“ seslerinin birbirine karıştığı bir ikinci yarı... Düşünün, Galatasaray kaptanı penaltı atışına “yuhlar“ altında geldi. Tribünleri dolduran taraftarlar bir karar vermeli. 30 saniye önce “yuh“, otuz saniye sonra alkış. Kaldı ki Galatasaray bu sezon için, bu maçın ilk yarısı için, geride kalan maçlar için “yuh“u haketmiş olabilir. Ama Başakşehir maçının ikinci yarısında bu “yuh“ları hakettiğini düşünmüyorum. Başakşehir maçı hep önde götürdü ama, maçı kazanacağı duygusunu kimseye vermedi. Sanki ihtiyacı oldukça attı, sonrasında vaziyeti idare etmeye kalktı. Asla Başakşehir‘in iyi maçlarından biri değildi. Ama özellikle ikinci yarı Galatasaray için unuttuğumuz duygusunu, coşkusunu yakalamak adına olumlu sinyallerle doluydu. Galatasaray‘da özellikle sol kanatta Olcan ve Yasin, çok iyi işler yaptılar, çok iyi bindirdiler. İki gol atan Edin Visca savunma anlamında ortalıkta görünmeyince Olcan ile Yasin, bu sol kanadı adeta otobana çevirdiler. Ancak hemen belirtelim, Galatasaray gibi bir takımın savunması bu kadar bireysel hatalarla gol yemeye daha ne kadar devam edecek. Hele Başakşehir‘in üçüncü golü. Edin Visca koca bir savunmayı tespih tanesi gibi sıraya dizip önünü açıp golü attı, tek bir oyuncu müdahale edemedi. Kaleci Cenk‘e fazla bir şey söylemem. Muslera gibi bir kaleci varken, keşke tercihini oynayabileceği bir takımdan yana yapsaydı. Başakşehir‘in ikinci golünde Denayer, Mehmet Batdal‘ın cüssesi altında adeta ezildi. Maçın ikinci yarısı çoktandır unuttuğumuz Emre Çolak‘ı da sanki hatırlama dakikaları gibi geçti. Ama hayrettir çok iyi oynadığı bir sırada, Galatasaray‘ın hücum çıkışlarına en fazla ihtiyaç duyduğu sırada Tarık Çamdal‘la değiştirilmesini bir türlü anlayamadık. Linnes de umutsuz vaka gibi. Hücumda görünüyor ama savunmada hiç yok. Hakem yardımıyla (Serhat Ulueren - Vatan)
Açık ve net; Umut’un, Selçuk’un yerinde olsam yönetimden, olmadı teknik kadromdan sezon sonuna kadar affımı isterdim. Yani “beni kadro dışı bırakın veya izin verin kafamı dinlemek istiyorum” derdim. İşte dün olduğu gibi oynamaya devam ederlerse seyirci de her maç tepki koymaya devam eder. Bu ikiliyle G.Saray resmen sahada 9 kişi oynuyor. Katkılarından çok zararları var. Bir de Umut’a güvenip sağdan soldan orta yapmazlar mı? Sanırsın ki Lewandowski oynuyor G.Saray’da… Yine açık ve net; Umut, Trabzon maçında olduğu gibi yine sahtekarca kendini yere bıraktı, zaten hakem Özgür Yankaya çalmak için fırsat kolluyordu ve uydurma penaltıyı vererek Başakşehir’in 3 helal puanına yazık etti. Yankaya ayrıca kasti elle oynayan Sneijder ve Doka’ya 60 ve 78’de vuran Yasin’i de atmalıydı ama korktu... Birbirinden farklı iki yarı izledik. İlk yarıdaki G.Saray devam etseydi inanın adamlıktan, onurdan, şereften bahsedecektim. Neyse ki devrede değiştiler ve başta Emre ve Yasin’le olmak üzere baş kaldırıp maça ortak ettiler G.Saray’ı. Bu sezon tüm G.Saraylılar için ızdırap olmaya devam edecek. Arada kazanacaklardır ama kaybedecekleri, taraftarın ağır protesto göstereceği birkaç maç izleyeceğiz. Hele F.Bahçe’ye kaybederlerse çok sorun yaşarlar. Fenerbahçe maçında Sneijder, Muslera, Chedjou, Podolski ve hatta Selçuk görevden kaçabilir. Nasıl mı? 13 Mart’taki G.Birliği maçında yine kötü oynayıp kaybederlerse, işte o maçta bazıları sarı veya kırmızı kart cezalısı olabilir. Ben şimdiden uyarmak istedim. Umarım yanılırım. NE RUH NE ENERJİ Teknik direktörü ve antrenörleri olmayan, yönetimin ne yapacağına karar vermediği bir ortamda G.Saray farktan kurtulup 1 puan aldı. Ancak Batdal maçı alıp izlesin ve performansını analiz etsin. G.Saray’a gol atmamak, ceza sahasından uzak oynamak için her şeyi yaptı. İlk yarı 3’e 1 yakaladılar G.Saray’ı ve Batdal ihanet edercesine rezil bir pas verdi, sonrasında boş kale yerine Cenk’in üzerine vurdu ve attığı golde de Cenk’e doğru yumuşak vuruş yaptı ama Cenk kendi kalesine gönderdi topu. Ben Mehmet Batdal eski takımına maçı resmen verdi demiyorum ama Başakşehir kazansaydı sanki üzülecekti Batdal.
Doğru tepkinin faydaları (Feyyaz Uçar - Fanatik)
İleride çoğalmak için Çinli olmak gerekmiyor. Bekler bindirdiğinde kanatlar içeri girecek. Eğer bekinin önünü açamıyorsan ya da duvar olamıyorsan ivedilikle ceza sahasına gireceksin. Bunların hiçbirini yapmıyorsan kanat oyuncusu olma. Aç bir kanatçı dükkanı keyfine bak. Başakşehir ilk golünde dört, ikinci golünde beş, son golünde ise yine dört oyuncu rakip ceza sahasının içinde. Kanatlar Visca ve Doka içerde. Forvet arkası Mossoro beyefendi de teşrif etmişler. Mehmet Battal zaten ceza sahasının içinde olmak zorunda. Vaziyet böyle olunca mutlu son kaçınılmaz. Topun düştüğü yerde yada dönen toplarda ne kadar çok oyuncun varsa topla buluşma olasılığın o kadar yüksek. Cim Bom’un bekleri de bindirmeyi seviyor. Orta yapmayada muktedirler. Ancak Olcan orta yapıyor, ceza sahasında sadece Umut var. Topla buluşamazsa bütün çabalar çöpe. Yasin ilk yarıda bir kez ceza sahasına girmeyi düşündü, golü çizgiden Bekir çıkardı. Galatasaray’a faydası yok Galatasaray kanat akınlarında daha çok adamla ceza sahasına girmeli. Podolski veya Yasin ters kanattan gelen ortalar için mutlak arka direkte olmalılar. Sneijder ve hatta orta sahadan birisi de ceza sahasına girmeli. Umut Bulut’u şamar oğlanı yapmanın Galatasaray’a faydası yok. Yasin, Podolski ve Sneijder’ın kaç kere Umut’un yanında olduklarına dikkat etmek şart. Uzaktan şutlarla kaleyi yoklamak yetmiyor.
Yankaya bir çuval inciri berbat etti (Ömer Üründül - Sabah)
Galatasaraylı futbolcular dün takım halinde çok koştular. İkinci yarıdaki futbolları da çok iyiydi. Sneijder, Yasin, Emre ve ikinci yarıda Olcan, öne çıkan isimlerdi. Eğer Podolski aşırı formsuz olmasaydı, bilhassa ters ayaklı Uğur Uçar sakatlanan arkadaşının yerine yer aldığında bu bölgeden yararlanabilirdi. Medipol Başakşehir, dün deplasmandan bir puanla döndü... Üstelik 3 de gol attılar ama bana göre en olumsuz futbollarından birini sergilediler. İyi bir pas trafiği olan takım bunu hiç sahaya yansıtamadı. Ayrıca fizik açıdan güçsüz diye eleştirilen Galatasaray karşısında fizik açıdan da geride kaldılar. Bu şartlarda aldıkları bir puan bence başarıdır. Genelde yönetimlerini hiç beğenmediğim Özgür Yankaya'yı ilk defa methedecektim ama öyle bir penaltı yarattı ki bir çuval inciri yine berbat etti.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet