14 Şubat Duası
geçenlerde çok sinirlendim bi olaya. sinirlenince çıkıp yürüyünce yatışıyorum ben. eve gelince google maps'ten baktım 4.5 km yürümüşüm. artık nasıl sinirlendiysem geçmek bilmemiş. güzelyalı sahilden kartal sahile yürüyerek gittim arkadaş. o kadar yol gittikten sonra sahile vardım, biraz da deniz kenarında yürüdüm. artık mecalim kalmadı geberiyorum, bi tane bank bulayım da oturayım dedim. bütün banklar dolu. sevgililer oturuyor. sevişiyorlar, birbirlerini kokluyorlar falan.
ben de oturacak bank arıyorum hala ama bulamıyorum. baya bi gittim. bi baktım 10 metre ötede bi çift kalkıyor. hızlı adımlarla oraya doğru gidiyorum, nerdeyse koşuyorum hatta. arkamdan da bi çift daha geliyormuş kız konuşunca fark ettim:
kız: allah'ım nolur oturmasın. nolur oturmasın biz oturalım allah'ım nolur
erkek: oturacak baksana nasıl gidiyor
kız: allah'ım oturmasın nolur yaa biz oturalım kaç saattir arıyoruz
ben aramıyorum sanki bankı önüme koydular boşalırken. tanımadığım, hatta henüz görmediğim insan arkamdan bana hastır çekiyor. ulan ne var beraber otursak, ben de size sarılsam? hiç zararım olmazdı köşede dururdum ben de. ama yok işte. banka nerdeyse koşarak gittim, o kızın laflarını duyunca ters yöne koşup denize atlayacaktım. yaşama sevincimi aldı ki zaten pek yoktu. ne yapacağımı bilemedim. istenmediğim yerde duracak değilim. direkt geçsem gitsem olmaz, koşarak gelmişim zira. şöyle elimle bi elledim, "bu ne lan beğenmedim, bi dandiklik var, yapış yapış mı sanki, benim totom değerli buraya oturamıcam herhalde. bakıyım. valla oturamıcam." dedim. geçtim gittim. daha sonra arkamı döndüğümde adamla kız elleyerek bankı inceliyorlardı.
bi bok yok oturun la mis gibi bank. ruh hastaları. oturmasalar ve başka biri kapsaydı o bankı valla depara kalkıp uçan tekme atacaktım bunlara. ben beğenmemiş numarası yaptım diye bankta kusur arıyolar. neyse oturdular sonunda ama hala tedirginler, bi yandan totolarına bakıyorlar yapış yapış olacak mı diye. adam oturup oturup kalkıyor, kız arkasından bir şey bulaştı mı diye adamın totosunu inceliyor. elliyor falan. normalde erkek kızınkini öyle elliyordur. ilişkilerine heyecan kattım. bir değişiklik oldu onlar için de.
ben de biraz daha devam ettim gittim taşa oturdum. kocaman biçimsiz taşlar oluyo ya deniz kenarında, gökyüzünden düşmüş de bir daha kimse yerinden kıpırdatamamış gibi. cep telefonundan arabesk müzik açıp telefonu sallayarak türkü çığırmam eksik bi.
dua ediyorsunuz ya, bazen o duayı biraz sesli söylemekte fayda var. öbür tarafa iletilir mi, iletilse ne zaman cevap gelir, gelen cevap olumlu olur mu belli değil de bu dünyadan biri sizi duyarsa cevap daha çabuk gelebiliyor. o kız onları içinden söyleseydi tek başıma manda gibi yayılacaktım o banka ben. şimdi o kız koşarak banka giden adamı ilahi güçlerle vazgeçirdiğini sanıyor.
hem ne gereği var abi bi banka oturmak için o kadar dua etmelere falan. sonrada herkesin içinde manitanın totosunu kontrol et.
şimdi ben bunu niye yazdım. çünkü önümüzde manyak bi gün var herkesin çılgınlaştığı. ve ben bu özel gün hakkında inanılmaz itici şeyler söylemek için sevgilim olmasını bekliyorum. neden? çünkü sevgilin olmayınca buna atıp tutarsan "sevgilisi yok da ondan konuşuyo halbuki ne güzel gün" diyenler karşısında biçare oluyosun. gerçi bu güne güzel diyen adam da çok az. yine neden? çünkü hediye alma işlerini sevmiyoruz. ben nefret ederim mesela. çiçek ne olum bi kere? ne işe yarar. yani kadınlar neden çiçek seviyo zaten aklım mantığım almıyo.
ayrıca hani kadınlar çiçekti. çiçek olan kadınlara niye çiçek veriyoz biz? napmaya çalışıyoz yani yok mu bunun bi eksiği. git mont al, kazak al. ne bileyim.
valla bi tek şu gün kesinlikle "ne güzel lan iyi ki sevgilim yok" diyorum. acayip mutluyum. normalde 5 tl olup bugün 12.5 tl'ye fırlayan kırmızı gülünüz olayım, koklayın beni. bütün sevgilisi olmayanların sevgililer gününü şimdiden kutlarım. zira bugün bence bize bayram. değerini bilelim.
__________________ Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye, bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Yazmanın eziyeti öğretecek bana; Hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer. |