gözlerinin gözlerime değdiği o ilk anda kıpırdattın yüreğimin aynasını. yüreğimin sevmekle görevlendirilmiş en hassas noktasına dokundun seni gördüğüm gün. ruhuma beni seveceksin diye emir veren kıdemli asker gibiydi yeşil gözlerin. kirpiklerinin her bir teli, beni göz hapsine aldığında nöbet tuttular kaçmamam için. oysa yeryüzünün en mutlu esiriydi o an gözlerinin esiri olan gözlerim. işte o günden beri sen ve ben yokuz, biz varız, deli dolu sevgimiz, unutulması güç anılarımız var. sevgileri yarınlara bıraktılar ? Biz bırakmadık, bitmeyen işler yüzünden yanlış tanımadık birbirimizi. doğan her yeni gün bizim için el değmemiş yepyeni bir tuval oldu. her defasında farklı bir şekilde birbirine karıştırdık ruhumuzun renklerini. bir fırça darbesi senden, sonraki benden. bendeki kırmızı sende ki beyazla, ikimizin pembesiyle hatta bize ait olmayan siyahla harmanlandı çok zaman. ne çıktıysa ortaya ikimizin eseriydi. Mutluluk, hüzün, tutku, özlem, sevgi, aşk tabloları çizdik beraber. düşünüyorum da ne çok şey yaşadık seninle ve ne çok güzel şeyi sığdırabilmeyi başardık geçen zamana. Şimdi sana ait ne varsa aşkı çağrıştırıyor bende. Senin bakışın beraberinde aşkı getiriyor uzaklardan. her sözünde bir aşk hikayesi saklı haberin yok. Gözlerin! Gözlerin ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte. bundan olmalı ki uzun zaman aralıklarında düşünüyorum seni. bir şeylerin ertelenmiş halisin sen. tüm sıkıntılarıma mola verdiren dakikalarda saklı senin hayalin. ne zaman aklıma gelsen hep seni düşünüyorum.