Cevap: Düş'{üş}ler ~
Yüreğinin kuş olmasını diliyor ya insan bazen, ne tuhaf. Sırf uçuyor diye, süzülüyor diye oysa sen yürüyebiliyorsun yetine karşılık bir yetiyi kıskanıyorsun. Saplanıp kaldığını düşünüyor ya insan böyle anlarda en çok bu yüzden kuşa özeniyor sanki kanatları olsa şimdiki yerini bırakıp gidebilecekmiş gibi. Ama sen kuşa özenmeyi asıl ağaçlara sor. Şu dünyadaki en güzel varlık ağaçlar bence ama en zor şey de ağaç olmak sanırım. Kuşlara yuva olurken hiç özeniyor mudur acaba kökleri olmamasını, dilediği yere uçabilmeyi menzili dışında yerler görmeyi istiyor mudur ki? Katilleriyle karşı karşıyayken bile saplanıp kalmayı insandan iyi ağaç bilir bu dünyada. herkesin sana dokunabilmesi ama senin kimseye dokunamaman nasıldır acaba? İçten içe çürüsen de dışta hep sağlam kalmak nasıldır? Onlar da üzülüyor mudur kendilerine benim onlara üzüldüğüm kadar.
Kuşa gelirsek sürekli ev taşıyan ailelere benziyorlar, hep göçebe olmak nasıldır? Özgürlük gerçekten bir yere/şeylere ait olmamak mıdır onlar içinde? Gökyüzü için fazla narinken yuvalarının gökyüzü olması nasıl çelişki tanrım? Yeryüzü bunca kötüyken biz gittikçe zayıflıyorken ağaçtan beklediğini biz insanlardan beklemek de reva mı? Çocukluktan beri doğanın bir parçası olduğumuza, doğanında gerçekten 'doğa ana' olduğuna inanırdım birgün bir kitapta 'doğa, 80 yıl büyüttüğünü 1 dakikada öldürür' cümlesini okuyunca anladım hiçbir şeyi derinine kadar bilmiyordum, doğanın bir parçası olmadığımı farkettim. Sonra büyüdükçe parçası olduğum şeyleri aramaya başladım lakin bulamadım. Ailem varken, dostlarım varken, sevgilim varken, çevrem geniş, rahatım iyiyken de, mutluyken, üzgünken her hâlimde benimle kalan tek bir şey vardı içsel yalnızlığım. Belki benim duvarlarım çok yüksekti, belki de ben dünyamı inşa ederken tek kişilik yapmıştım farketmeden bilmiyorum ama her zaman bir perde vardı aramda. Büyük kahkahalar uzun susuşlarla devam etmemeli bunu öğrendim duvarımdan, öğrenmek sonucu değiştirmiyor çoğu zaman bunu da geçen zamandan öğrendim.
Yani kendimi sana çok yakın hissetmesemde ait olduğum şeyi ararken yalnızlığım hep seninkine benzedi tanrım. Affedebiliyorsan beni de affet tanrım, katil rolünü de maktul rolünü de bazen duvar rolünü de hakkıyla oynadım dünyada ama tek savunmam yahut diretebileceğim şeyim hepsinde kederliydim, her anımda hüznüm vardı sen bilmezsin belki ama şimdiye kadar ki tüm kedilerim bilir onlar anlatır.
Kuş olmak da, ağaç olmak da, insan olmak da çok zor tanrım; eminim tanrı olmak hepsinden zordur. Belki de senin yalnızlığına çaren de budur, kim bilir. Ama hayattan en iyi öğrendiğim şey; acı paylaşılmıyor, hiçbir kedere kimse ortak olamıyor herkes kendi acısından tek başına geçiyor. Yani bunca emek belki biraz boşunadır, kimse söylememiştir sana ben anlatayım istedim. Samimiyetimden şüphe etme lütfen, elimde kalan sayılı şeylerden hoyratça kullanmam. İyi geceler tanrım, sen ağaçları insandan, kuşları gökyüzünden, insanları acıdan koru. giz * 24.01.16'
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |