Vahşi Yaşam Kameramanı Gordon Buchanan 450 Kiloluk Kutup Ayısıyla Burun Buruna Geliyor
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
İskoç film yapımcısı, vahşi yaşam kameramanı Gordon Buchanan yaklaşık 450 kiloluk bir kutup ayısıyla burun buruna gelmeyi başaran sayılı insandan biri. Su altında köpek balıklarından korunmak için kullanılan kafeslere benzer bir kafesin içinde olduğu gerçeğini bir süreliğine görmezden gelirsek tabii… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
“Big Cat Diary”, “Natural World” gibi önemli serilere katkıda bulunmuş ünlü belgeselci kafesin içine sığınmış olmasa birkaç dakika içerisinde kutup ayısının öğle yemeği olacağının farkında. Ancak yılların deneyimi ve iyi görüntü alabilme kaygısı nedeniyle sakinliğini hiç kaybetmiyor. Karadaki en ölümcül memeli olarak tanımladığı kutup ayılarını 20 yıldır kaydeden biri olarak ayının kendisini fark ettiği anda avına nasıl yaklaştığını, neyi niçin yaptığını adım adım anlatıyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
“Birçok insan etçil hayvanların doğası gereği tehlikeli olduğunu söyler ama aslında çoğu öyle değildir. Elbette ufak riskler ve saldırılar olabilir. Ancak kutup ayıları farklıdır. Hiçbir şüpheniz olmasın o beni öğle yemeği olarak düşündü. Çok kararlıydı. Zayıf bir nokta bulabilmek için 45 dakika harcadı.” diyor Gordon Buchanan BBC için hazırladığı seride, yaşadığı o özel anlarla ilgili olarak. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Gordon ve ekibi bir yıl boyunca öğle yemeğinin peşindeki anne Lyra ve yavruları Miki ve Luca’yı izledi. Dondurucu soğukta, şiddetli rüzgarların ortasında birçok kez aileyle “fazla” yakınlaştıklarında koşarak kar mobillerine atlamaları ve bölgeden uzaklaşmaları gerekti. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Sert plastikten yapılma “buz kübü” çok dayanıklı olsa da aşırı soğukta kolay kırılır hale gelebiliyormuş. Bu ihtimalin varlığını Gordon’un yüzünde zaman zaman hissetmek mümkün. |